JoomlaLock.com All4Share.net

SEVGİ ÇOCUĞUN KİŞİLİĞİNİ OLGUNLAŞTIRAN GÜNEŞTİR

Sevgi, Rabbimizin rahmetinin bir yansıması, insana doğuştan verilen fıtri bir duygu, yaratılışımızın özüdür. Ben yerine sen diyebilmenin karşılığıdır sevgi.  Sevdiğini her şeyin önüne koyabilmektir. Sevgilinin kendinden beklediğini, bekletmeden verebilmektir. Sevgi, sevdiğinin kabında şekillenip O, gibi olabilmektir. Kendinden sıyrılıp sevdiğinde hemhal olmanın yoludur sevgi. Sevmek sevdiği olmaktır. Sevgide ikilik kalkar, bir olmaya bırakır yerini. İki kalp, iki gönül yoktur sevgide. Tevhid etmiş tek bir yürek vardır sevgide.

Tek bir kalp olunur, tek bir yürek olunur Az, çok, orta gibi hiçbir derecesi olmayan en zevkli ibadetin adıdır sevgi

Sevmek sevgiliye bir nefes gibi, bir ses gibi yakın olmaktır. Sevmek çok ötelerde olsa bile yaşamak ve yakın olmaktır, sevgiliye yakınlılıktır, doğallıktır, özdenliktir sevmek

Sevgi ile insan olgunlaşır, değişir, şekil alır, pişer, sağlamlaşır, sırlanıp parlar, vitrindeki yerini alıp görücüye çıkar, sahibinin elinde tutulmayı bekler ümitle. Sevgi zoru, kolay kılmanın; uzağı yakınlaştırmanın sırrıdır.

Sevgi gönüllerin anahtarıdır. En sağlam fetihler sevgi ile yapılandır. Gönülleri fethetmekle başlar kalıcı başarılar. Muvaffakiyet sevip sevilmekle olur.

Sevgi, hiçbir karşılık beklemeksizin en sevgili olan Rabbimiz, Allah’ın (cc) emir ve yasaklarına tabi olmak, ona itaat etmek, onun her işini güzel, her eziyetini, her iyilikten daha leziz görmek ve onun dostlarını dost, düşmanlarını düşman bilmek, onu kırmak ve incitmekten her an korkmak, rıza-i ilahi için yaşamaktır.

Büyüğümüz Hace Hazreteleri, (ks) sohbetlerinde pek çok kez buyurdukları gibi: “Bizim yolumuz sevildiğini bilme yoludur.” İnsanda sevilmek kadar kalıcı etki bırakan bir şey yoktur. Sevginin hatrına ne dağlar delinir de bezginlik olmaz, ne çöller aşılır da yorgunluk bilinmez. Ne acılar çekilir de ah vah edilmez. Sevildiğini bilen onu kırmamak, üzmemek için her anını ona beğendirmek için geçirir. Onun ahlakını kendisine tercih eder. O, onda neyi, nasıl, ne zaman, nerede görmek istiyorsa oradadır. Çünkü artık O’nun sevgisi kuşatmıştır tüm benliğini.

Hacegan büyüklerimiz de irşad yolunu sevgi olarak seçmiştir. Sevgi ile terbiye olmuş mürid nefsiyle meşgul edilmemiş, Rabbini tanımaya, anlamaya yönelik bir terbiyeye tabi tutulmuştur. Zaten nefs sevginin ileri aşaması olan aşk ile Rabbinin istediği şekle girdikçe onun gölgesi olmaya mahkumdur. Gölge misali Rabbi ile bütünleşmiş gönlün, ruhun peşini takip etmekten başka çaresi yoktur artık.

Sevgi insan hayatının her kademesinde en temel terbiye usulüdür. Ceza yöntemi ile insan zoraki davranışları alışkanlık haline getirebilir belki, fakat kendisini serbest hissettiği an öğrenildi zannedilen davranışlar yerini daha da kötü davranışlara dönüştürebilir.   Fakat sevdirilerek şuuruna erdirilerek kazandırılan davranışlar başkaları için de örnek olur. Güzel davranışların temelini oluşturan sevgi her ortamda diğer insanları da etki alanına çeker, özendirir, farkını belli eder. Bir ömür bıkmadan, yılmadan, şevkle istikrar ve samimiyet sağlar.

Aile, çocuğun terbiyesinde anne karnından başlayarak dünyaya geldiği ilk yıllardan itibaren sevginin önde tutulması geren en temel müessesedir. Çocukluk dönemi içerisinde çocuğun kişiliğinin temelini şekillendiren okul öncesi dönemde çocuk, sözle anlatılanlardan çok gözlemleri ile öğrendiği için, bu dönem içerisinde yetişkinin örnek olması çok önemlidir. Anne-baba çocuk arasındaki ilişkilerde sevgi en önemli faktördür. Sevgiden uzak olarak büyütülen çocuk, susuz bırakılan bir bitkiden farksızdır. Sevgi ve şefkat eksikliği çocuğun gelişmesini, her yönü ile etkileyebilir. Sevgi ihtiyacı karşılanmayan bir çocuğun, bu eksiğini başka bir alanda telafi etmesi mümkün değildir. Sevginin cömertçe verildiği, bireyler arasında karşılıklı anlayış, güven ve saygı bulunan aile ortamları, çocuğun sağlıklı gelişimi için olduğu kadar, toplumsal kurallara kolaylıkla uyum sağlayabilmesi için de uygun deneyim ortamlarıdır. Çocuk, anne-babanın, eğitim konusunda aldıkları ortak makul kararları ve buna uygun pekiştirici tutumlarıyla yetişkinlere ve kendisine güvenmeyi, kendi gücünün sınırlarını öğrenir. Toplum hayatının temel davranışları olan yemek, uyku, temizlik gibi ilk alışkanlıklarını yine yetişkinlerin kararlı tutumuyla başarı ile kazanır.

Eğer ebeveynler olarak çocuğumuzda görmek istediğimiz temel insani ve ahlaki değerleri veremezsek, yaşadığımız toplumda insanlıktan uzaklaşmış, her türlü ahlaksızlığı ideal hayat standardı kabul etmiş popüler kültür unsurları hazır beklemektedir. Bunun içinde seçtikleri yol sahte sevgidir. Kitle iletişim araçlarıyla idol gösterilmeye çalışılan dünyaya tapan sporcular, inanç ve akideden uzak hayal ürünleriyle oluşturulmuş saçma sapan çizgi film kahramanları, ahlaksız senaryoları oynayarak sanat yaptıklarını zanneden dizi film oyuncuları…vb. kendilerini sevimli göstererek çocuklarımızın saf günahsız gönüllerini fethetmek için tüm güçleriyle taarruz etmektedirler. Rabbimizin bize emaneti olan yavrularımıza biz sahip çıkmazsak onların taliplileri çoktur. Hem de şeytana pabuç çıkarttıracak yöntemlerle, birbirleriyle yarışırcasına.

Unutmamalıyız ki insanlığın en şereflisi olan Paygamber Efendimiz’in (sav) çocuklar ile münasebeti bizlere örnek olmalıdır. O: sevdiğini bildirmekle kalmamış, çocuklara sevginin bütün çeşitlerini göstermiştir. O, çocukları öpmüş, kucaklamış, göğsünde uyutmuş, onlarla şakalaşmış, onlara iltifat etmiş, hediye vermiş, hasta olanları ziyaret etmiş, selam vermiş, bineğine almış, onlara dua etmiş, gururlarını incitmeden onları ikaz etmiş, onlarla oyun oynamıştır.

Sevgiyle çocuğuna yaklaşan anne-baba çocuğuyla arasındaki tüm engelleri yıkar. Her şeye rağmen sevildiklerini bilen çocuklar anne-babalarını anlamak ve üzmemek için, daha fazla çaba gösterirler. Ne var ki ebeveynlerin en çok şikayet ettikleri çocuklarında görülen başarısızlık çoğu kez sevgi azlığından kaynaklanmaktadır. Okullarımızdaki başka çocuklara zarar veren, şiddeti oyun bilmiş uyumsuz çocuklara baktığımızda sevgiye muhtaç olduklarını görürüz. Büyüklerinden istedikleri o minicik gibi gözüken ama dünyalardan daha geniş olan gönüllerine sevildiklerini hissettirmeleridir. Unutmayalım ki: Bir gül fidanı nasıl suya, havaya, ışığa ve toprağa muhtaç ise; çocukta sevginin şefkatin, karşılıklı saygının  olduğu mutlu  bir  aile  toprağına  muhtaçtır.

Bir  babanın çocukları  için  yapabileceği  en  önemli  şey, annelerini sevmektir. Bir annenin de çocukları için yapabileceği en önemli şey babalarını sevmektir. Bunu çocuklarına yaşantılarıyla öğretebilmektir. Anne ve babaların birbirlerine duydukları sevgiyi çocuklarının önünde göstermeleri çok önemlidir. Çünkü en doğru ve kalıcı öğretme yöntemi yaşantı yoluyladır. Yaşadığı, gördüğü davranışı çocuk asla unutmaz. Hele ki gördüğü o davranışlar sevdiklerinden geliyorsa onun taklitçisi ve uygulayıcısı olurlar.

Çocuğun yaşantısını belirleyen ailede, çevrede ve okulda çocuğa karşı sevgi, ilgi ve alaka gösterilmiyorsa bunun doğal sonucu olarak onlarında çevrelerine karşı kaba, saldırgan ve şefkatsiz davranmaları doğaldır. Çocukta gördüğümüz bu gibi davranışlardan şikayet etmek aslında konuyu asliyetinden uzaklaştırma çabasından başka bir şey değildir. Çünkü: Bunun en başta sorumlusu aile ve çevredir. Aile iyi bir iletişimle bunun gerçek sebebini kolayca bulabilecekken iletişimsizlik sebebiyle sorumluluğu kendi dışında, en kolay şekliyle de çocukta aramaktadır.

Çocuğun kendisini ifade etmesine müsaade etmek, onu dinlemek çok önemlidir. Çocuk her şeyini ilk önce ailesiyle konuşarak paylaşmalıdır. Her zaman onları yanlarında hazır oldukları bilincini taşımalıdır. Ailesiyle her şeyini rahatlıkla konuşabileceğini, saklanacak, gizlenecek hiçbir şeyi olmayacağını bilmelidir. Çocuğa bu bilinci ancak iyi iletişim kurabilmiş anne ve babalar kazandırabilir. Bu da aile içinde yaşatılan sevginin marifetiyle olur.

Çocuğunuzu bütün özellikleriyle sevmeliyiz ve kabullenmeliyiz. O bize Rabbimizin emanetidir. O, Hazreti İnsan’dır. Bu bakışı ana eksen bilmeliyiz. Çocuklarımızda bulunmayan vasıfları onlarda aramak ona yapılabilecek en büyük hakarettir. Her insan kendisiyle özeldir. Bu özellik onun güzelliğidir. Çünkü o fıtratı ona veren yaratıcısı Rabbimiz Allah(cc) onu öyle görmek istemiştir. Önemli olan o gözle bakıp ondaki güzellikleri görüp onunla onu sevebilmektir.

Çocuğunuza bir şeyler öğretirken sevgi dolu ve kibarca davranılmalı, onunla büyük bir insanı nasıl ciddiye alıyorsak öyle konuşmalıyız Okul başarısı yüksek çocukları incelediğimizde çocuğuna sarılan, öpen ve onunla küçüklüğünde ilgilenen anne-babayı buluruz.

Çocuğun ruh sağlığı sevilmek ve oynamaktır.

Büyüğümüz Hace Hazretleri’nin (ks) bizlerden eksik etmediği şu duası ile: Allah Bizleri sevsin, sevdirsin, sevindirsin (Amin).

Allah’a emanet olun.

GÜLZÂR-I HÂCEGÂN DERGİSİ'NİN 2011 MAYIS SAYISINDA YAYINLANMIŞTIR

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort