JoomlaLock.com All4Share.net

SENİN MUHABBETİNE İHTİYACIM VAR

Gönül bağının gülleri solmuş,
Öt bülbülüm öt, gül hayat bulsun.
Kurumuş gölleri virâne olmuş,
Himmet et efendim, can hayat bulsun.

Hâce Hazretleri (kuddise sırruh)

Parayla imanın kimde olduğu belli olmaz diye bir Yahudi lafı vardır…  Bu bir İsrailiyyattır ve dilimizden eksik olmaz… Oysa; “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz…” Her şeyin sağlaması var, kimse kimseyi kandırmasın. Azdır, çoktur bilinmez belki ama kimde var kimde yok bilinir.

Yaşantından, konuşmandan, değerlerinden, sevdiklerinden, sevmediğin şeylerden bilinir… “Bilenle bilmeyen bir olur mu?” buyuruyor Cenâbı Hak. Bilenle bilmeyen arasında bir fark varsa, Allah’ın (cc) nuruyla bakan mümin imanın kimde olduğunu bilir. Bilemiyorsa bu onun ahlâkının temiz olmayışındandır.

İmanın, basiretin, ferasetin sana bu hayatta dostunu ve düşmanını tanıtır. Sana kimden fayda gelir, nereden zarar gelir bunları bilirsin.

İnsanı kâmil, bunu en iyi bilen insan demektir. Bu süreçten geçmiş insan demektir. İnsan tasavvuf yolunda neyin mücadelesini verdiğini iyi bilmelidir. Seyr-i ilallah insanın basiretini, anlayışını olgunlaştırmalı… Bunlar olmayacaksa sende, bu yol sana ne kazandıracak?

Tasavvuf yolunda insan çeşitli nimetlere ulaşır… Bu nimetler sende hakkı-batılı ayrıştıramıyorsa, sende ne olmasını bekliyorsun… Cezbelensen, “Allah” diye bağırsan, kalbin muhabbetle yansa ne olur? Anlayış oluşmazsa sende, seyrinin hedefi belli olmaz… Yolun, izin, kılavuzun mânâsı kaybolur o zaman…

Muhabbet tek başına risktir. İstikametle birlikte, bir arada olursa, orada kemâlat vardır, orada irşad var demektir.

Müslümanın her işi net olacak. Yaptığı işlerin sonucunda elde edeceği kazanç net olmalı… Hak var, batıl var… Eğer sen bunları bilmiyorsan bir bilene soracaksın… Hak nedir, batıl nedir? Ona göre tavır alacaksın…

Hz. Ömer (ra) nasıl değişmiş, nasıl şekil almış, hangi safralarını bırakmış da Peygamber Efendimiz (sav) “Benden sonra peygamber gelse Ömer olurdu.” buyurmuş. O yüzden bu yola giren almak için değil, vermek için gelecek. Nefsine ait pürüzleri, Hakk’ın dostları huzurunda terk edip bırakanı Cenâbı Hak en güzel şekilde kendi Zâtî muhabbetiyle doyuracak, dolduracak.

Tasavvuf muallak/bilinmeyen bir yol değil. Başı, ortası, sonu belli bir yol… Sırat-i müstakim üzere değişmeyi ve olgunlaşmayı/kemâle gelmeyi esas alan bir yol. Olgunlaşma sürecini ‘yarın yaparım’ diyerek sonraya bırakan aldanır… Hakk’ın emirlerini yerine getirmede, O’nun (cc) razı olduğu amelleri yapmada, razı olduğu yaşamı uygulamada ne kadar erken davranırsan Mevlâ’nın (cc) hoşuna gidersin…

Ödemesini aksatmayan bir tacirle ticaretinde ona güvenirsin. Şu gün ödeyeceğim, bugün ödeyeceğim diyerek ödemelerini hep aksatan, seni savsaklayan bir tacirle ticaretini ne kadar devam ettirebilirsin? Belki onun ödeyeceği miktar senin için çok önemli olmayabilir, seni ekonomik anlamda çok etkilemeyebilir. Ama o tacir sözünde durmadığı için ona güvenmezsin… Bizim amellerimize de Cenâbı Hakk’ın ihtiyacı yok… Her şey kulun irşadı için… Kulluğunda dürüst olmazsan hiçbir şey olamazsın…

Muhasebeyi hiçbir zaman terk etmemek lazım. Kârda mıyım, zararda mıyım, bunun muhasebesini iyi yapmak gerekir. Sendeki tecrübe, birikim, ihlâs, samimiyet ve gayret ne kadar sağlam olursa muhasebenin neticesi de o kadar sağlam çıkar… Muhasebenle muhabbetini ve istikametini kontrol etmelisin… Muhasebeni güzel yaparsan muhabbet ve istikametin cemaatte elde edilip çoğaldığını görürsün…

“Cemaatte rahmet vardır.” buyuruyor Peygamber Efendimiz (sav). Kalbi muhabbetle yanan müminlerin oluşturduğu bir cemaatte kalp ateşi hiç sönmez. Herkes kalbindeki ateşiyle o ocağa bir odun atar ve o muhabbeti çoğaltır.

Mürid zahirde her an mürşidinin yanında olamayabilir, onunla yüz yüze görüşemeyebilir. Ama onu sevenlerle birlikte olursan, ona karşı sorumluluklarını idrak etmiş ve bunu yaşantısına aktarmış insanlarla birlikte olursan o muhabbet ateşinin içinde sen de sıcaklığını/muhabbetini kaybetmezsin… O arkadaşlarına teşekkürün olur. Ve ihtiyacın olur böyle arkadaşlara…

Birbirine ihtiyaçla cemaatte saflar sıklaşır. Bilirsin ki bu arkadaşlarımdan uzaklaştım mı sıcaklığımı/muhabbetimi kaybederim. Bu muhabbet kulun tek başına, kendi çabasıyla elde edebileceği bir şey değil. Niceleri muhabbet için dağa çıkıp, eşkıya olup gelmişler.

İnsanların birbirinin sıcaklığına/muhabbetine ihtiyacı var. Seninle Allah (cc) arasındaki, seninle mürşid arasındaki muhabbete benim de ihtiyacım var. Ben sana bu mânâda ne kadar yakın olursam, seni seversem, seninle beraber yaşarsam o sıcaklık -“Sevgi saridir(bulaşıcıdır).” buyuruyor büyükler.-  bana da bulaşacak… İşte cemaatin rahmet olmasının bir ifadesi…

Cemaatte rahmet var, sen kimlerle geziyorsun? Bunun muhasebesini iyi yapman lazım… Yabanda otlar, çalılar, dikenler yetişir…  Gül bahçesinden uzaklaşırsan dünya çöplüğünün kokusu siner üstüne… Bir süre sonra alışırsın çöplüğün kokusuna… Sen Medine bahçesinin Gülü’ne benzemek istersen, ümmet bahçesinden bir an olsun ayrılmamalısın… Bilirsin ki, dışarıda su yok, güneş yok…

Ya Rabbi, bizleri seni sevenlerin yanından ayırma… Onlarla birlikte razı olduğun kullarından eyle…  Âmin…

Gülün meşkine bülbül zâr eder,
Derûnî dilde derdim yeniler
Sıdk ile dergâha devam dediler,
İhlasla serin ver ki, nefs hayat bulsun.

Hâce Hazretleri (kuddise sırruh)

GÜLZÂR-I HÂCEGÂN DERGİSİ'NİN 2012 HAZİRAN SAYISINDA YAYINLANMIŞTIR

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort