JoomlaLock.com All4Share.net

EŞİNİN HİDAYETİNE VESİLE OLAN ANNEMİZ HZ. ÜMMÜ HAKÎM BİNTİ HÂRİS -1

Hz. Ümmü Hakîm binti Hâris, azılı İslâm düşmanı Ebû Cehil’in kardeşi Hâris İbni Hişam’ın kızıdır. Annesi Halid b. Velid’in kız kardeşi, Fâtıma binti Velid binti Muğire’dir. Mekke’de doğup büyüyen Hz. Ümmü Hakîm’in, bütün akrabaları, Peygamber Efendimiz’in (sav) ve İslâm’ın amansız düşmanlarıydı. O bu düşmanlıkları duyarak büyüdü. Sürekli duyduğu bu olumsuz sözler nedeni ile uzun süre kalbini İslâm’ın nuruna kapalı tuttu.

Evlilik çağına gelince amcası Ebû Cehil’in oğlu İkrime b. Ebû Cehil ile evlendi. Annemizin hayatı Bedir Savaşı’ndan sonra tamamen değişti. Bedir Savaşı’nda Ebû Cehil ve birçok yakını Müslümanlar tarafından öldürülünce bütün aile intikama kitlendi. Uhud Savaşı’nda, Hind binti Utbe ile birlikte def çalarak, şiirler okuyarak erkekleri savaş meydanına sürükleyen iki yoldaş, birbirlerinin nefretlerini kızıştırarak yol alıyorlardı. Gören onların kadın bedeninde birer ejderha taşıdıklarını sanırdı. İnandığı dava uğruna canını feda etmekten çekinmeyen, iradesi kuvvetli bir hanımdı. Hendek Savaşı’nda da üstlendikleri bu çığırtkanlık görevlerinin başında idiler.

Hudeybiye Barış Antlaşması’ndan sonra birçok Mekkeli’nin gönlü İslâmiyet’e karşı yumuşadı, hatta bazıları Müslüman oldu. Hz. Ümmü Hakîm’in eşi İkrime, silah arkadaşı Hz. Halit b. Velid’in Müslüman olmasına çok üzüldü. Kendisini İslâm’a çağıran arkadaşına “Benden başka herkes Müslüman olsa yine de Müslüman olmam.” diye cevap verdi. İnsan bazen söylediği ile imtihan oluyor. Hz. İkrime’nin imtihanı hayırlara vesile oldu.

Mekke Fethi günü, Mekkeliler’in neredeyse tamamı Allah Resûlü’nün (sav) çağrısına uyarak evlerinden dışarı çıkmadılar. Fakat İkrime b. Ebû Cehil ve ona uyan küçük bir grup evlerine girmeyip Müslümanlara karşı savaşarak direndiler. Fakat fazla tutunamayıp kısa sürede bozguna uğrayarak her biri bir tarafa kaçtı. İkrime b. Ebû Cehil’de bir daha dönmemek üzere Mekke’den kaçanlar arasında idi.

Evet, Mekke’nin fethi, İslâm’ın gönülleri fethi demektir. Çünkü iki Cihan Güneşi Efendimiz (sav) Mekke’ye girip Kâbe’yi putlardan temizleyerek Allah’ın (cc) birliğini, İslâm’ın yüceliğini, affını, engin merhametini bütün Mekke halkına “Sizler serbestsiniz.” diye ilân edince, Kureyşliler gruplar halinde İslâm’a koştu. İşte bu sebeple diyebiliriz ki Mekke Fethi gönüllerin fethidir. Bu gönül sahiplerinden birisi de Hz. Ümmü Hakîm binti Hâris. Fetih günü Resûlullah Efendimiz’in (sav) engin merhameti ve müsamahası karşısında Hakk’a teslim oldu. Müslümanların Kâbe’de huşû ile ibadet etmeleri onu çok etkiledi. Peygamber Efendimiz (sav) fethin ikinci günü Safa Tepesi’nde yeni Müslüman olanlardan bey’at almağa başladı. Hz. Ümmü Hakîm, Kureyş’in reisi Ebû Süfyan’ın hanımı Hint binti Utbe ve yanlarında birçok hanımla beraber Resûlullah Efendimiz’e (sav) bey’at etmeğe geldi. Gönüllere yapılan bu fetih orada eskiye dair ne varsa hepsini bir anda yok etmişti. Cahiliye dönemine ait intikam hisleri ve düşmanlık duyguları eriyip yok olarak, yerini İslâm’ın güzelliklerine bıraktı. Allah Resûlü (sav) şunları buyurdu: “Allah’a hiç bir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak üzere bana bey’at edin. Zina yapmayın, çocuklarınızı öldürmeyin, iftira etmeyin. Marufta (iyi olan şeyde) bana karşı gelmeyin.” Hanımlar arasından Hint ile Hz. Ümmü Hakîm ayağa kalktı ve sözcü olarak: “Ya Resûlallah! Sen bize ancak doğruyu ve güzel ahlâkı emrediyorsun.” diyerek bey’at ettiklerini söylediler. Hep birlikte kelime-i şehadet getirerek İslâm’la şereflendiler.

Müslüman olduğu için büyük bir huzura kavuşan annemiz, şimdi eşinin durumunu düşünüyordu. Allah Resûlü (sav) yaptıklarından dolayı onun görüldüğü yerde öldürülmesini emretmişti. Allah Resûlü’nün (sav) amcasının kızı Hz. Ümmü Hani’ye sığınan babası Hâris b. Hişam’ın emanının kabul edilmesi onu iyice ümitlendirdi. Bundan dolayı: “Ya Resûlallah! İkrime sizin kendisini öldüreceğinizden korktuğu için kaçıp Yemen’e gitti. Ya Resûlallah! Ona eman verir misiniz?” diye rica etti. Allah Resûlü (sav) ricasını kabul ederek yıllar yılı kendisine ve Müslümanlara her türlü kötülüğü yapan İkrime b. Ebû Cehil’i bağışlayıp eman verdi. Allah Resûlü’nden (sav) izin alan annemiz eşini bulmak üzere Rum asıllı kölesi Akke ile yola çıktı. Yemen tarafına doğru yola koyuldu. Çok zahmetli ve sıkıntılı geçen bu arayışın tek tesellisi eşinin Müslüman olma ihtimali idi. Bu sıkıntılı çöl yolculuğunda bir de kölesi Akke’nin bozuk düşünceleri, kötü niyeti ile karşılaştı. Çok akıllı olan annemiz kölesine aşırı tepki göstermeyip, onu yol boyunca sürekli oyaladı. Akk kabilesinin yaşadığı obalardan birine gelince durumu kabile halkına anlatarak onlardan yardım istedi. Kabile halkı kötü niyetli köleyi yakalayıp sıkıca bağladılar. Köleden kurtulan annemiz yola yalnız devam ederek Tihame sahillerinden birine geldi. Bir gemi kalkmak üzere idi. Hz. Ümmü Hakîm eşinin bu gemide olabileceğini düşünerek uzaktan; “İkrime!.. İkrime!.. Geri dön İkrime!” diyerek seslenmeğe başladı. Bu sesi duyan İkrime, karşısında hanımı Hz. Ümmü Hakîm’i görünce gemiden atlayıp yere indi. Büyük bir heyecan ve sevinç içerisinde kocasına; “İkrime! İnsanların en merhametlisinden senin için eman getirdim. Eğer onu kabul etmez ve Müslüman olmazsan aramızdaki bağ kopar.” dedi. Ancak eşi duymazlıktan geliyor gemiye tekrar binmek istiyordu. Annemiz kararlı idi ve eşine; “Ey amcamın oğlu! Ben sana insanların, akraba haklarını en çok gözeten, insanların en iyisi ve en hayırlısı olan Zât’ın yanından geldim. Kendini boş yere helak etme. Senin için Resûlullah’tan (sav) eman aldım. Sen emniyettesin.” dedi. İkrime duydukları karşısında şaşırarak duraksadı. Annemiz eşine iyice yaklaşarak “Senin için Allah Resûlü Muhammed’den (sav) eman aldım.” deyince eşi “Gerçekten böyle bir şey yaptın mı?” dedi. Hz. Ümmü Hakîm büyük bir sevinçle; “ Evet, Allah Resûlü (sav) ile konuştum, sana eman verdi.” deyince İkrime’nin gönlündeki o kara perdelerden ilki açıldı. Bu habere çok sevinen İkrime, perdeleri kaldıra kaldıra kâinatın Güneşi’ne (sav) doğru eşiyle birlikte yola çıktı.

Gönlü yumuşayan İkrime’nin aklına bir ömür düşmanlıkla geçirdiği günler geldi. Yaptıklarının hepsine pişmandı. Rahmet Peygamberi’nin (sav) engin şefkati ve müsamahası, onun kalbini İslâm’ın nuruna açtı. Hanımının bunca çilelere katlanarak çölleri aşıp gelmesi onu çok mutlu etti. Hz. Ümmü Hakîm Rum asıllı kölenin yaptıklarını eşine anlatınca Hz. İkrime ilk iş olarak onu öldürdü. Sonra hanımı ile sohbet ederek, yeni bilgiler alarak çölleri aşmağa çalıştı. Kalbini ve kafasını sürekli meşgul eden sorulara cevaplar aradı. Müslümanların Mekke’ye girişlerini, Kureyş’in durumunu, Resûlullah’ın (sav) tavırlarını ve kendisi hakkında nasıl eman aldığını öğrenmek istedi. Çok akıllı olan annemiz bu soruları fırsat bildi. Eşinin gönlünün huzur ve sükûna kavuşması için Müslümanların Kâbe’deki ibadetlerini, Allah Resûlü’nün müsamahasını, bütün herkesi affedip serbest bırakmasını ve Kureyşliler’in grup grup Müslüman oluşlarını anlattı ve kendisinin de Hint ile beraber İslâm’a girdiğini söyledi. Bu duydukları İkrime’nin gönül şehrini fethediyordu. Bunca düşmanlığına rağmen Allah Rasûlü’nün (sav) hiç bir şey olmamış gibi sevgi, şefkat ve merhamet ile davranabilmesi İkrime’de çok büyük hayranlık uyandırdı. Yol boyunca olanları düşünen İkrime b. Ebû Cehil kendini Müslümanlığa hazırlıyor, geçmişi ile hesaplaşıyordu. Hesaplaşma bitmiş, hakikat galip gelmişti. Mânâ âleminde onun yaptığı bu kalbi muhasebeyi gören Allah Resûlü (sav), yolcular Mekke’ye yaklaştıkları sırada sahabeler ile oturuyordu. Onlara; “İkrime b. Ebû Cehil mü’min ve muhacir olarak buraya geliyor, sakın onun babasına kötü söz söylemeyiniz. Çünkü ölüye kötü söz söylemek diriyi rahatsız eder, ölüye de bir şey erişmez.” buyurdu. İkrime çadırın kapısına gelince Peygamber Efendimiz (sav) ayağa kalkıp onu kucakladı ve; “Hoş geldin süvari muhacir. Zaten senin gibi akıllı adamlara Müslüman olmak yakışır.” buyurdu. O artık Hz. İkrime oldu.

M. Yusuf Kandehlevi, Hayatü’üs Sahabe 1. Cilt, Merve Yayınları, İstanbul
Hilal Kara, Abdullah Kara, Hanım Sahabeler Ansiklopedisi, Nesil Yayınları, 2008
Mehmed Emre, Büyük İslâm Kadınları ve Hanım Sahabeler, Çelik Yayınevi, İstanbul
Serpil Özcan, Hz. Havva’dan Hz. Zeyneb’e Kadınların İzinde, Server İletişim, 2009

GÜLZÂR-I HÂCEGÂN DERGİSİ'NİN 2013 MART SAYISINDA YAYINLANMIŞTIR

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort