JoomlaLock.com All4Share.net

YAŞAMIN İBADETLEŞMESİ ZİKİR, ZİKRİN İNSANLAŞMASI RABITADIR

Yaşamın İbadetleşmesi

Yaşamın İbadetleşmesi Zikir, Zikrin İnsanlaşması Rabıtadır  - Dilhûn ÂŞIK

Sayı : 126 - Haziran 2018

 

Yaşamın İbadetleşmesi Zikir, Zikrin İnşanlaşması Rabıtadır

 

-Zikir eşyanın tümüne saridir. Yaşamın devamı zikir ile mümkündür. Yer ve göklerin içindekiler Allah’ı hamd ile tesbih etmeleri sayesinde yaşam-larının devamını sağlar.

-Zikri yaptıran güç ise hazret-i insanın eşyaya sirayetidir. Çünkü alemlerin ruhu hazret-i insandır. 

-Zikrin eda edilmesinin vesilesine yapılan yolculuğa da rabıta denir. Cenabı Hak hazret-i insanla aleme, alemde olmayanları lütfetmiştir.

-Rabıta insan merkezli bir gerçektir. Zikrin insan ile yapılan kısmını oluşturur.

-Rabıta Cenabı Hakk’ın insana lütfettiği sırrın zuhuru ile alakalıdır. Hazret-i insanın Cenabı Hakk’ın halifesi, dostu olmasının onu nasıl bir varlığa dönüştürdüğünün anlaşılabilmesi rabıta usulü ile mümkündür.

-Zikir, insan emeğinin Hak katındaki değerini gösterirken, rabıta ise Hakk’ın kuluna zahirde nerelere kadar tenezzül edebildiğini gösteren lütf-u azimdir.

-Rabıta irade ve tasarrufun insanı nasıl şekillendirdiğinin göstergesi iken zikir, insanın bu muazzam tasarıma nasıl katıldığının öyküsüdür.

-Zikir, razı olunmak için yapılagelen sesleniş, rabıta ise razı olunmuşa vatan olabilmek için yapılagelen özçağrıdır. 

-Rabıta, sevgili ile özde, yüzde iç içe geçmek, karşılaşmak iken zikir bu karşılaşmadan sonraki hal ile yapılan her şeydir.

-Rabıta hazret-i insanın senin için hazırladığı projesinin usulü, zikir senin ona karşılığındır.

-Tesbihat belirli, programlı zikirdir.Yaşamın fıtri zikridir. Yer gök ve içindekiler Hakkı hamd ile tesbih ederler. Rabıta bu tesbihatın hamd kısmıyla alakalıdır.

-Zikir yaşama mana veren her şeydir. Yaşamın manası hazret-i insandır. Manaya yolculuk ise rabıtadır.

-Zikir rabıtadaki hakikate kendine dönük yardım etmek için eda edilir.

-Zikrin neticesi Cenabı Hak tarafından zikredilmektir. Rabıta ise Cenabı Hakk’ın zikrettiği insanla buluşma hadisesidir.

-Rabıta ruhun, aklın kaynaklarına seyir iken, zikir kalbe yolculuktur.

-Rabıta insanın kendinde onun vatanında olduğunu müşahede etmen iken, zikir kendi vatanında onu anmandır.

-Zikir tefekküre varırken, rabıta fikrin sahibine varmandır.

-Rabıta temizlerken, zikir parlatır, cilalar.

-Rabıta akışken, zikir tutuştur.

-Zikir dinin gerçeği, gereği iken rabıta insanın gerçeği ve gereğidir. Şeriatı bilmek nefsi bilmek değildir. Dini bilmek zikir, insanı bilmek ise rabıtadır.

-Zikrin neticesi kalb mutmain olurken, rabıtanın husulüyle kalb sekinete erer.

-İlişki rabıta ile kurulur, dile getirme, konuşma, anma zikir ile yapılır. Hazreti Yakub’un Hazreti Yusuf’la kalbi bağı rabıta, “Yusufum ah Yusufum...” gibi dile gelen ifadeleri zikirdir.

-Rabıta mürşidi kamilin hamliyle (taşıdığı gerçek ile) alakalı iken zikir insanın kendisi ile alakalıdır. Mürşid yoksa rabıta yoktur fakat zikir vardır.

-Zikir huzurda ifa edilirse zikir olur.Huzursuz zikir isim saymaktan ibarettir.İsmin bereketi tabi ki olur. Fakat mezkurla ilişki rabıtayla, mezkurun huzurda anılması zikirledir.

-Mürşidin kendisi Hak tarafından zikredilen bir varlıktır. Bu zikir bir ilandır.Bu ilan ismini ve şanını yüceltme biçiminde bir de gönlüne özel tenezzül biçiminde gerçekleşir. Gönle tenezzül rabıta ile yüceltmeye katılma da zikir ile olur.

-Rabıta esir olmuş özüne, özgür özün akışıdır.

-Zikir nefsini ve Rabbini unutmamak, rabıta Rabbin insanıyla beraber olmaktır.

-Hakkın zikrettiği varlıkla Hakk’ı zikretmeye rabıta denir.

-Kendi sözlerinle zikretmeye anma, onların belirlediği zikirlerle onları zikretmeye tesbihat, tesbihatın fiilleşmesine de selat denir.

-Rabıta sevgiden doğan mutabaattir. Mutabaat adım adım hazret-i insanı izlemek demektir. Rabıta insan merkezli yaşam tarzıdır. Hazret-i insanı adım adım takip etmektir.

-Rabıta kalb, zikir pompalanan kandır. Kalb insan, zikir vahiydir.

-Zikrin ekberi namaz, rabıtanın ekberi de mürşidi kamildir. Namaz bizim dünyamızdaki onların gözlerinin nurudur.Rabıta ise onların kendi alemlerine çağrının adıdır.

-Rabıtasızlık insana insandan akan bütün güzelliklerin kesilmesidir.Rabıtasızlık ruhu ölüme terk etmek demektir. Rabıtasızlık en azından güçten, kuvvetten düşmek demektir.

-Zikir korur, rabıta besler. Vücut ülkemizde nefsimizin kendi yerine çekilmesi rabıta ile mümkündür. Kalbin derinlikleri ancak Allah’ın izin verdiği mürşidin tasarruf edebileceği alanlardır.

-Ruhun ibadeti olmaz. Rabıta bir ibadet değildir. İbadet insanın hevasını İslam’a tabi kılması ile gerçekleşir. Ruh Rabbinin nefesidir zaten. Vücut ülkesinde esirdir. Rabıta ruhun özgürlüğü ile alakalıdır.

-Tasavvuf, İslam’la özleşenlerin kur-duğu Allah ile yaşama sanatının adıdır.Rabıta o güzel yol arkadaşlarının özeline davet, zikir ise o güzel yol arkadaşlarının iç ve dış gündeme getiriliş şekilleridir.

-Kalb-i selim, Allah dostunun saygı ve sevgisiyle pişmiş kalbdir. Kalb içindekileri söze ve fiile taşıdı mı cehri zikir, içindekileri sevgilisiyle duygu, düşünce ve inançla paylaştı mı hafi zikir oluşur.

-Allah dostu yoksa Allah’ın zikri hayal, zan ve vehimden ibarettir. Allah’ın dostu yoksa rabıta da yoktur.

-Hazret-i insanın sözlerinden zikirle, kudsi ruhaniyetinden rabıta ile beslenilir.Müridin zikri, hazreti insanın sohbeti, rabıtası ise hazreti insanın hamlidir.

-İnsanın insanla temizlenme imkanı ancak rabıta usulünde vardır. Zikir ise insanın kendi eylemiyle temizlenme çabasıdır.

-İnsanın kalbini ancak, kalbi Rabbi tarafından teslim alınmış ,edeplendirilmiş bir insan kalbi temizleyebilir.

-Kitab-ı kadim zikir merkezli iken risalet rabıta merkezlidir.

-Rabıtadaki akış bir enerjidir.Ruhaniyet müridin mürşiddeki nasibidir.

-Zekat maldaki hakların dağıtıl-masıdır. Rabıta ise insanın insandaki haklarının paylaşılmasıdır.

-Zikir yayılım, rabıta iniştir. İnzal olan zikirdir. İnzalin kendisi rabıtadır.Allah ile Rasulleri (sav) arasındaki rabıtayı unutanlar Allah ve Rasulü’nü zikretmeyi başaramazlar.

-Rasullerin kalpleriyle rabıtalı olamayanlar zikrin nüzul ettiği yer ile rabıtaları olmayanlar, zikri (Kur’ân) ne kadar çok okurlarsa o kadar uzaklaşırlar.

-Bağ rabıtayla kurulur. İlerleyiş rabıtayla kurulan bağın zikir ile desteklenmesi ile oluşur.

-Rabıta görme, zikir işitme ile alakalıdır. Rabıta görme, beslenme hadisesi iken zikir görüneni anma, anlama çabasıdır.

-Allah’ın ahlakını halifesinde müşahede rabıta, dinlemek zikir-dir.

- Nefsin mürşidin karşısında şaşkın kalarak erimesi ancak ruhaniyetin, tasarrufun etkisiyle mümkündür. Nefsi mürşidin tasarrufundan başka hiçbir güç yerinden oynatamaz, değiştire-mez.

-Mürşid sebeblerden bir sebeb değildir. Sebebler zikirle alakalıdır. Mürşid yedullahtır.Allah’ın kendi işinde kullandığı vesile-i azamdır.

-Rabıta kalbin kıblesini bulmasıdır. Zikir kıbledeki tecelli-nin kuldaki terennümüdür.

-Kâbe ümmetin yönelme kıblesiyken, Rasuller (sav) gönüllerin kıblesidir. Kâbe’nin putlardan arındırılması Rasul (sav) sayesinde olmuştur. Kâbe’nin on üç küsur sene kıble olmaması Kâbe’ye bir eksiklik getirmez fakat asıl kaynağın Allah ile rabıtalı bir kalb olduğu gerçeğini de böylece teyid etmiş oluruz.

-Benzemen gerekeni araman zikir, bulduktan sonra beraber yürümen ise rabıtadır.

-Hülasa; mürşid-i kamil Allah’ın zikrini yücelttiği kulu, bizim ise rabıtamızdır.

 

Yazar: Dilhûn Âşık

 

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort