JoomlaLock.com All4Share.net

YA RASULALLAH OĞLUMU HEDİYE KABUL ET!

Ya Rasulallah Oğlumu Kabul Et

Ya Rasulallah Oğlumu Hediye Kabul Et! - Sâlik-i İrfan

Sayı : 123 - Mart 2018

 

Ya Rasulallah Oğlumu Hediye Kabul Et!

 

Hamd ve senalar âlemlerin Rabbi olan, Kâdir-i Mutlak olan, Halim ve Seriyy-ul Hisâb olan Mevlamıza… Cenabı Mevlamız mutlak kudret sahibi fakat aynı zamanda Halîm (Cezalandırmayı erteleyen) ve nihayetinde Seriyy-ul Hisâb (Hesabı çabuk gören)… 

Binler salat ve selam ise sahibimiz, şefaatçimiz, efendimiz Muhammed Mustafa (sav) hazretlerine olsun. Elhamdulillah ümmetine çok düşkün bir Efendimiz var. O’na ne kadar salat-ü selam getirsek az.

Geçen sayımızda Enes bin Malik (ra) hazretlerinin hayatından dersler ibretler almak için bir giriş yapmış Efendimiz’in (sav) Medine’ye geliş günlerindeki anılarını nakletmiştik. Bu yazımızda ise Hz. Enes’in hicretten sonraki hayatından paylaşımlarda bulunmaya çalışacağız. 

Enes b. Malik (ra) Rasul-i Ekrem Efendimiz’e bir hicret hediyesidir. Efendimiz (sav), Medine-i Münevvere’ye teşrîflerinde Hazreti Enes 9-10 yaşlarındadır. Vâlidesi Ümmü Süleym kendisini alıp Rasulullah’ın (sav) huzûruna getirir. Hizmetlerine kabul buyurmasını ister. “Ya Rasulallah! Ensar erkek ve kadınlarından sana hediye vermeyen kalmadı. Bu oğlumdan başka sana, hediye verecek bir şeyim yok. Bunu al. Sana hizmet etsin.” der. Vâlidesinin bu isteği kabul edilir. Bunun üzerine annesi: “Ya Rasulallah! Şu hizmetçiniz Enes’e dua buyurunuz!” deyince, Rasulullah (sav) Efendimiz de “Yâ Rabbi! Enes’in malını ve evlâdını mübârek ve yümünlü (hayırlı,talihli,kutlu) eyle, ömrünü uzun eyle, günahlarını affeyle!”şeklinde dua buyurdular.

Enes b. Malik (ra) bu büyük nimetin karşılığını ödemek için büyük gayret sarf eder. Efendimizin hiçbir sözünü kaçırmadan, dikkatle hizmet edecektir. 

Sevgili Peygamberimiz Enes bin Mâlik’e sanki çocuk değil de olgun bir insan gibi davranırlardı. Bir kerecik yüzlerini astığı görülmedi. Sert konuştukları işitilmedi. Onun minik kalbini kırdıkları, incittikleri duyulmadı. 

İşte o dönemlerde bir gün, küçük Enes, arkadaşlarıyla birlikte oynarken Hazreti Peygamber (sav) çocuklara doğru yaklaştılar. Sevgiyle selam verdiler. Onlar da hürmetle, selâmlarını aldılar. Sonra Efendimiz yavaşça, Enes’in elinden tuttular. Birlikte, az ilerdeki duvar dibine yürüdüler. Orada onun kulağına, bir şeyler söylediler.

Ümmü Süleym’in akıllı oğlu, derhal koşarak uzaklaşır. Belli ki Efendimiz kendisine bir vazife vermişlerdir. Kendileri de, o duvar dibine oturdular. Beklemeye başladılar... Epeyce sonra Enes koşarak gelir. Efendimiz’e öğrendiklerini arz eder. Rasulullah Efendimiz oradan memnun ayrılırlar.

Yaşı küçük, vazifesi büyük Enes daha sonra evine gelir. Hava kararmak üzeredir. Annesi merakla sorar:

-Nerede kaldın yavrucuğum? Niçin geciktin? 

Enes’in gözleri pırıl pırıldır:

-Efendimiz, bir işe gönderdiler anneciğim. O yüzden geç kaldım. 

Ümmü Süleym daha da meraklanır: 

-O iş, neydi?  

-Sırdır, cevabını verir ve susar. 

İşte o zaman annesi:  

-Aferin oğlum! Rasul-i Ekremin sırlarını, daima muhafaza et, sakla. Onları hiç kimseye açıklama. Bütün ömrünce böyle davran, diye tenbih eder. Sonra da sevgiyle oğulcuğunu bağrına basar. 

Aylar ve yıllar geçmekte, küçük Enes; sevgili Peygamberimizin yanlarında büyümekte, o şerefli ocakta terbiye edilmektedir. Efendimizle birlikte abdest alır, namaz kılar, oruç tutarlardı. 

Hz. Enes, Rasulullah’ı çok sever, ona hizmet etmekten büyük bir huzur ve lezzet duyardı. Sabahları herkesten önce kalkar, Peygamber Mescidi’ne giderek Rasulullah’a hizmet ederdi. Rasulullah oruca niyetlenecekse sahur yemeğini hazırlar ve sahurdan sonra da onunla sabah namazını kılardı. Zaten Hz. Enes, Peygamberimizin hizmetine girdikten sonra her gün sabah namazlarını Rasulullah ile birlikte kılma saadetine ermiştir.

Ona “Ey oğulcuğum!” diye hitap eder, bazen “Ey iki kulaklı!” diyerek şakalaşırdı.

Hz. Enes şöyle anlatır: “Rasulullah insanların en güzel huylusu idi. Beni bir gün bir yere gönderdi. Vallahi gitmem, dedim. Fakat gidecektim. Emrini yapmak için dışarı çıktım. Çocuklar dışarda oynuyordu. Onların yanından geçerken arkama baktım Rasulullah arkamdan geliyordu. Mübârek yüzü gülüyordu. “Ya Enes! Dediğim yere gittin mi?” buyurdu. Evet gidiyorum ya Rasulallah, dedim.”

Peygamberimiz, çok sevdiği Hz. Enes’e zaman zaman tavsiyelerde bulunurdu. Bir defasında ona hitaben şöyle buyurdu: “Evladım, kalbinde hiç kimseye karşı kötülük düşüncesi olmadan yaşamaya gücün yeterse yap. Evladım, bu benim sünnetimdendir. Kim sünnetimi yaşatırsa beni sevmiş olur, beni seven kimse de cennette benimle beraberdir.” (Tirmizî, Edeb: 63)

Rasulullah (sav) başka bir gün ise, “Evladım, evine girdiğin zaman selam ver. Senin ve ev halkın için berekete sebep olur.” buyurdu. (Tirmizî, İsti’zan: 10)

Uzun yıllar Rasulullah ile birlikte bulunması sebebiyle sünneti seniyyeyi çok iyi bilen Hz. Enes, kendi hayatında da sünneti en güzel şekilde yaşardı. Her hareketinde Rasulullah’ı taklit etti. Peygamberimizin, “Şüphesiz ki üç nefeste içmek, susuzluğu daha iyi giderici, zararsız ve sağlığa daha uygundur.” buyurduğunu rivayet eden Hz. Enes, “Ben de üç nefeste içerim.” diyerek, sünnete olan bağlılığını ifade ederdi. (Müslim, Eşribe: 123.)

Hz. Enes, hizmetinde bulunduğu yıllar içerisinde Peygamberimizin bir defacık olsun yaptığı bir iş için kendisine “Bunu niye böyle yaptın, bunu niye böyle yapmadın?” demediğini rivayet eder. (Müslim, Fezâil: 132.)

Yine bu dönem için Hz. Enes, “Rasulullah’a on sene hizmet ettim. Mübârek elleri ipekten yumuşak idi. Mübârek teni miskten ve çiçekten daha güzel kokuyordu. Rasulullah’ın kalb-i şerîfi nazargâh-ı ilâhî idi.” diyecektir.

Hz. Enes b. Mâlik, Rasul-i Ekrem’e o kadar sokulurdu ki adeta ikisinin dizleri birbirine değerdi. Nitekim Hayber Gazvesi’nde, Rasul-i Ekrem (sav), Hz. Enes b. Mâlik ile birlikte giderken dizleri birbirlerine dokunuyordu. Hz. Enes, Rasul-i Ekrem’e çok yakın olduğu gibi ailesi de çok yakındı. Nitekim Ümmü Süleym Hayber’den sonra Hz. Safiye ile evlenen Rasulullah’ın evlenme işlerinde O’na yardım etmiştir. Yine Efendimiz (sav) Hz. Zeyneb ile evlendiği zaman, Ümmü Süleym yemek yaparak hizmet etmiştir. Bu arada Hz. Enes de davet olunacak şahısları çağırmakla görevlendirilmiştir. 

Hz. Enes b. Mâlik (ra), Bedir Gazvesi’nde henüz on iki yaşında olmasına rağmen savaş alanına gitmiş ve savaş esnasında mücâhidlere hizmet etmiş, bu arada Rasulullah’ın hizmetini de aksatmamıştır. Hz. Enes’e yaşının küçük olduğu hatırlatılarak Bedir’e iştirak edip etmediği sorulduğunda: “Bedir’den kim geri kaldı ki ben geride kalayım?” cevabını vermiştir.

Enes bin Mâlik (ra) hazretleri: “Bismillâhirrahmânirrahîm ve la-havle ve lâ-kuvvete illâ billahil aliyyil azîm.” okumanın sinir hastalığına ve bütün hastalıklara iyi geldiğini haber vermiştir.

Devam edecek...

 

Yazar: Sâlik-i İrfan

 

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort