JoomlaLock.com All4Share.net

GÜLZÂR-I HÂCEGÂN DERGİSİ MART 2018 SAYISI ÇIKTI

Mart 2018

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM...

 

Gülzâr-ı Hâcegan Dergisi'nin MART 2018 sayısı çıktı

 

HÂCE HAZRETLERİ’NİN (ksa) “İMANİ VE İSLAMİ DEĞERLERİMİZ BİZİM KİMLİĞİMİZDİR” Başlıklı sohbetlerinde:

''İnsan nüfus kâğıdı, kredi kartı gibi dünyevi değeri olan eşyalarını hiç bırakmaz, sürekli yanındadır. Evde elbise değişse de onu çıkardığı elbisenin cebinden alır, giydiği elbisenin cebine bırakır. Çok ciddi bir şey olmadıkça kimliğini unutmaz onu beraberinde gezdirir. İnsan alışverişlerinde para yerine kullandığı alışveriş kartı, kredi kartını hiç yanından bırakmıyor, sürekli yanında. Mesela bir insanın sürekli rahatsızlığı, düzenli kullandığı ilaçları olsa onları hiç yanından bırakmaz. Hastadır, ilaçları belli saatlerde içecektir, sürekli yanında gezdirir. Görüyorsunuz insülin iğnesini yanımda gezdiriyorum, saat geldi mi vuruyorum. Niye, onu bıraktığımda, yanımda olmadığında zararını görmüşüm; bana sıkıntı olmuş, hastalığım nüksedecek, şekerim yükselecek… Bunu düşündüğüm için ilacımı sürekli yanımda taşıyorum. Misal anahtarlarımız, telefonlarımız sürekli yanımızda, telefonumuzu bir yere bırakmıyoruz, sürekli yanımızda taşıyoruz. Niye, dünyevi işlerimizi onunla döndürüyoruz. Belki önemli bir meselemiz var, biri bizi arayacak telefon yanımızda yoksa belki o işi kaybedebiliriz... Bunlara hassasiyet gösteriyoruz… 

Eğer kişinin imanı da İslamî anlayışı da ümmet olma duygusu, şuuru da bu mevzular gibi onda oturmuşsa, kemal bulmuşsa bu insan imanı ile alakalı hiç bir şeyini unutmaz. Ona öyle değer verir. O onun kimliğidir, onun sanki alışveriş kartıdır… Mesela vird tesbihini unutmaz, sürekli yanında olur; bir kimliktir onun için… Namaz tesbihi yanında olur. Sürekli takamıyorsa takkesi yanında olur, sarığı yanında olur. Unutmaz bunları, bunları bırakmaz.
Çünkü o inanır ki bunlarsız kılacağım bir namazın fazileti noksan olur. Zaten yaşadığım hayat içinde isteyerek veyahut istemeyerek birçok günaha bulaşıyorum, irademin dışında çevremde birçok yanlış oluşumlar var, ister istemez bunların birine karışıyorum, bulaşıyorum; bir sürü hatalarım var… Yememe, içmeme ne kadar dikkat edersem edeyim kaçıyor bir şeyler, ona dikkat edemiyorum. Yiyip içtiğim şeyler, gezip dolaştığım yerler, konuştuğum mevzular benden eksiltiyor, manevi kredimden eksiltiyor. Benim kredimi; faziletimi, Allah’ın yanındaki ecrimi mükâfatımı, ihlasıma, imanıma katkı sağlayacak şeyleri arttırmam lazım. Bunları da bıraktığımda sıfırlıyorum, o zaman benim maneviyatım sıfırlanıyor.
Şimdi bir adamı düşün ki belki şartları gereği düzenli beslenemiyor, saatinde yiyip içemiyor, abur cubur yiyor, ne bulursa yemek zorunda kalıyor… Bu adamın sıhhatten kaybı oluyor. Bir de bu adam düzenli vitamin alamadığını, bağışıklık sistemini güçlendirici ilaçlar da almadığını düşün, onun hayat dengesi bozuluyor. Vücut zayıf düştüğü için çabuk gribal enfeksiyonlara, mikrobik hastalıklara kapılıyor. Misal ufak bir rüzgârdan etkilense, hava değişse, bir soğuk su içse bakıyorsun adam etkileniyor. Niye, bünye zayıf... Bu adam bünyeyi kuvvetlendirici meselelere dikkat etmeli.
İşte ahir zamandaki Müslümanların maneviyatı böyle. Düzenli bir mana yaşantımız yok. Düzenli bir amelimiz, gece ibadetimiz, ilim hayatımız vesaire yok. Belki böyle bize ufak tefek, basit görünen şeylerden manayı güçlendireceğiz. Çünkü Allahu Teala belki bire bin verecek... Bağışıklık sistemimizi, imanımızı, ihlasımızı güçlendirecek, bizim de yapabileceğimiz sebepler var. Bunları da yapmadığımızda, bıraktığımızda zafiyete uğruyoruz. Maneviyat tamamen sıfırlanıyor, bakıyorsun ki vücut ülkesinde nefs ve şeytan hâkim oluyor. Artık biz ehadisle değil havadis ile amel etmeye başlıyoruz. Biz ilhamı ilahi ile değil vesvese ile hareket etmeye başlıyoruz. Biz Hakk’ın yönlendirmesiyle değil menfaatimize düşüyoruz vesaire… İnsanda maneviyat kalmıyor.
Bu yüzden biz hiçbir şeyi basit görmemeliyiz. Bakın Peygamberimiz aleyhissalatu vesselamın bize çok basit gibi görünen şeyler üzerinde öyle buyrukları var ki bunlar aslında bizi teşvik için, bize bir başlangıç olması için… Bize o mana sahasına adım atmayı öğretiyor.''Buyuruyorlar.

Netice-i Meram bölümünde Vahdettin ŞİMŞEK; “Mürşidi Kamilin Huzurunda Edeb Nasıl Olmalıdır?” ve Abdülkadir Visâlî; “Müridin, İhvan ile Olan Adabı” başlıklı makalelerini okuyucularımızla paylaşıyorlar.

DERGİMİZİN DİĞER YAZILARI İSE ŞÖYLE:

 

Andelib - Dergahlar Gönül Mekanlarıdır

Sâlik-i İrfan - Ya Rasulallah Oğlumu Hediye Kabul Et!

Tamer Doymuş - Üç Aylar ve Miraç Mucizesi

Veysel Özsalman - Theseus'un Gemisi

İrfan AYDIN - Düştüğü Yerden Kalkmak

Yusuf-i Kenan - Çocuklarımızı Nasıl Eğitmeliyiz

Yusuf Kenan Kartal - La İlahe İllallah

Şeb-i Vuslat - Abdülkadir Geylani (ksa) Hazretleri'nden İnciler

Mine Şimşek - Kurban Olam! Kurban Olam!

Gönül Pınarından - Teslimiyet ve Güven: Hz. Hatice (r.anha)

 

Rabbimiz Celle ve Âlâ cümlesinden razı olsun, ümmet-i Muhammed’i müstefid kılsın. Âmin…

“Mü'minin Hayatı Ta’lim, Tatbik Ve Tebliğden İbarettir” anlayışıyla hizmetine devam eden Gülzâr-ı Hâcegân Dergisi’nin bir sonraki sayısında buluşmak üzere Allah'a emanet olun...

 

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort