JoomlaLock.com All4Share.net

TOPLUMSAL BARIŞIN TESİSİNDE DİN GÖREVLİSİNİN ROLÜ-2

Ülkenin her tarafına yayılan camilerin, toplumsal dayanışmadaki etkinliğini gerçekleştirmesinde ve bu mekânların birlik ve beraberliğin sembolü olarak görülmesinde büyük sorumluluklar taşıyan din görevlilerine yönelik dikkate alınması gerektiğine inandığımız şu tür önerilerde bulunabiliriz:

1- Her şeyden önce din görevlisi, dini herkesten çok iyi bilmek durumundadır. Bu sebeple, hem öğrenmek ve hem de öğretmek için gayret sarf eder. Din görevlisi halk içinde ve Hak yanında bilgisi ile yücelir. İnsanlar kendilerine değer verildiğini görmekten son derece mutlu olurlar. Bunu göstermenin yolu da, din görevlisi olmanın mümeyyiz vasıflarıyla mücehhez ve her yönüyle donanımlı bir şahsiyet olmanın yanında, halka adanmışlıktan geçmektedir.

İslâm'ın toplumsal dayanışmayı sağlayıcı temel ilkelerini insanlara anlatma vazifesini üstlenen din görevlilerinin elbette ki iyi bir bilgi ve birlikte yaşama kültürü yanında, irşat faaliyetlerinde
bulunma yeterliğine de sahip olmaları beklenir.


Çünkü insanları etkilemek ve dinî hakikatleri, dinin özüne uygun, İslâm’ın evrensel mesajını iyi anlamış olarak ifade edebilmek ancak yeterli ölçüde bilgi ve kültür donanımıyla, verilen mesajın çözümlenmesine yarayan muknî ve müessir bir üslupla mümkündür. Bu sebepledir ki, Diyanet İşleri Başkanlığı her şeyden önce din görevlilerinin kalitesini yükseltme ve kişisel olgunluğa erme yönünde katkıda bulunmalı; belli periyotlarda düzenlediği meslek içi eğitim kurslarında diksiyon ve retorik derslerine ağırlık vermelidir. Şüphesiz ki, iyi bir eğitim seviyesi, kültürlü ve bilgili olma, insanlarla sağlıklı diyaloglar kurabilme, başarılı bir hitabet tarzı, örnek davranışlar sergileme, hoşgörülü ve anlayışlı olma, ifrat ve tefrit gibi uç noktalardan uzak durma ve vazife aşkı din görevlilerinde bulunması gereken üstün meslekî erdemlerdendir. Bu erdemleri haiz bulunan din görevlileri, dinin aşırılıklardan uzak olarak orijinine uygun bir şekilde anlatılmasında, küskünlüklerin ortadan kaldırılmasında, toplumsal barış ve uzlaşmanın sağlanmasında ve fertler arasında karşılıklı anlayış birliğinin teşekkülünde önemli vazifeler üstlenebilirler.
2- Din görevlisi her şeyden önce iyi bir Müslümandır. Din konusunda toplumu aydınlatma vazifesini üstlenmiştir. Bu vazifenin gereği olarak, insanlara dünya ve âhirette nasıl mutlu olacaklarını dinin emir ve yasaklarını anlatarak öğretmeye çalışmalı. Yaratana nasıl kulluk edileceğini göstermeli. Din konusunda halka rehberlik yapmalı; sosyal mesafeyi ortadan kaldırarak daha geniş halk kitlelerini, kitle iletişim araçlarını da kullanarak, din konusunda sağlıklı bir şekilde bilgilendirmeli.

3- Din görevlisi, mesleğinin kamusal niteliğini hesaba katarak, İslâm dininin emir ve yasaklarını önce kendi öz nefsinde yaşayarak halka örnek olmalı. Halkın aynı amaçlar doğrultusunda bir araya gelmelerinde bir harç vazifesi görmelidir. Zira onun şahsında dinin hükümleri halk nazarında mücessemleşir. O, halkı sever, halka yakın olur. Halk için yaşar, halkın mutluluğuna koşar. Halkın manevi mutluluğu için çaba sarf ederken, dünya işlerinde de onların kalkınması, rahat ve saadete ulaşması için didinir.

4- Din hizmetlerinde gönüllülük esastır. Bu nedenle, din görevlisi, bütün durumlarda ve her şartta, gerek cami içi alıcı kitlenin, gerekse çevre sakinlerinin kendilerine kolayca ulaşabilecekleri kimseler olmalıdır. İnsanların her türlü problemini rahatça anlatabileceği ketum ve güvenilir bir karakter taşımalıdır. Kendisine gelen her yaş ve seviyedeki insana, mesai mefhumu gözetmeden, adeta bir psikoterapist edasıyla munis davranmalı, onlardan her türlü yardımı esirgememelidir.

5- Sosyal hizmet alanında, imkânı olan camilerimizi, tabir yerinde ise, birer halk eğitim merkezi ve sosyal tesisler gibi fonksiyonel hale getirebilirler. Bugünkü şehir hayatı içerisinde ailelerin çocuk yetiştirme, eğitim, sağlık, ev ekonomisi, psikolojik problemlerle baş edememe gibi sıkıntıları bulunmaktadır. Türkiye'de ortalama şehirlerde bu alanlarda uzmanlaşmış ehliyetli kişileri bulmak mümkündür. Cami görevlilerimiz bağlı bulundukları mülkî idare ve müftülüklerle işbirliği içerisinde bu tür faaliyetlerin organizesinde vazife alabilmelidirler. Bunun için camiler bünyesinde çalışma grupları oluşturulabilir, cami cemaatinden belirli eğitim düzeyindeki insanlardan bu alanda yararlanılabilir. Ayrıca, Kur’an kurslarında yaş mefhumu gözetilmeden kurslar düzenlenebilir, özellikle yaygın eğitimin yelpazesini daha geniş tutarak gece kurslarına ağırlık verilebilir.

Sıralamaya çalıştığımız bu hususlara dikkat edilmesi ve gereğinin yapılması halinde toplumsal barışın tesisi adına önemli mesafeler katedildiği görülecektir. Zira, millî birlik ve toplumsal asayişin yegane mayası ve manevî kalkınmanın en mühim unsuru, hiç kuşkusuz din hizmetleri ve bu hizmetleri ifa eden görevlilerdir. Özellikle teknoloji ve telekomünikasyon marifetiyle ülkemize sokulan yabancı kültürlerin, insanımızın ruh dünyalarında ve ahlâk düzenlerinde yol açabileceği muhtemel tahribatlara, hatta asimilasyonlara karşı tedbirler üretmek de din görevlisinin başat vazifelerindendir.

Sonuç itibariyle, seksen bine yakın camide hizmet veren seksen yedi bin din görevlimiz, sorumluluklarının bilincinde oldukları, üzerlerine düşen vazifeleri en iyi şekilde ifa ettikleri gün camilerden ve yapılan din hizmetlerinden toplumsal barışın tesisi adına beklenen sonuç alınacak, dolayısıyla ülke daha bir yaşanır hale gelecek, insanımız daha mutlu ve huzurlu olacaktır.

GÜLZÂR-I HÂCEGÂN DERGİSİ'NİN 2008 EYLÜL SAYISINDA YAYINLANMIŞTIR

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort