JoomlaLock.com All4Share.net

SOSYAL MEDYA: DÜNYEVİLEŞEN MÜSLÜMANLAR

Dünyevileşen Müslümanlar

Sosyal Medya: Dünyevileşen Müslümanlar - Andelib

Sayı : 107 - Kasım 2016

 

Sosyal Medya: Dünyevileşen Müslümanlar

 

Gönül bahçemizin gülü solmadan
Uyan ey gözlerim gafletten uyan
Kâse-i ömrümüz isyan dolmadan
Uyan ey gözlerim gafletten uyan.

Hâce Hazretleri (ksa)

Teknolojik gelişmeler, insanların başını döndürecek hızla devam ediyor. Dün keramet sayılan birçok şey bugün herkes tarafından yapılabilir hale gelmiş. İnsanlar uçakla uçabiliyor; yazın kış meyvesi, kışın yaz meyvesi yiyebiliyor. Örnekleri çoğaltabiliriz. Teknolojide ve birçok konuda ilerleyen insanlar, insanlık bakımından ne halde diye soracak olsak; cevabımızı acı olaylar yaşayarak tecrübe ediyoruz. 

Kurtla kuzunun hikayesini bilirsiniz. İkisi de bir su kenarında su içiyor. Kurt kafaya koymuş ya kuzuyu yemeyi. Suyu bulandırmayı bahane etmiş. Oysa kurt suyun daha yukarısındadır. Bugün de müslümanlar kuzu rolünde, kurtlar onu yemenin derdine düşmüş.

İnsanlık yönünden Üstad Necip Fazıl’ın deyimiyle gittikçe çukurlaşan dünyanın tek ilacı müslümanlardadır. O da değişik hilelerle aslından uzaklaştırılmak isteniyor. İslam; ne tamamen dünyadan kopmayı ne de dünyaya dalmayı emreder. Her şeye gerektiği kadar değer verir. 

İnsanların bencilleştiği dünyada beklentiler de değişti. Yiyip içmek, gezip tozmak, eğlenmek… kısacası nefsani arzularımız birinci önceliğimiz oldu. Eğer nefsimizin arzuları yerine gelmezse, bu hayat bizi sıkıyor, bunalıma sürüklüyor. İbadetlerin eksikliği ise maalesef derdimiz olmaktan çıkmış. Müslümanlar olarak birçok şeyin değerini unuttuk bugün. Bizim için değerli olan şey, menfaatimize olduğunu düşündüğümüz şeyler olmuş. Peki gerçek menfaat nedir? Bunun muhasebesini iyi yapmamız lazım. Hasan Basrî hazretleri, ashabı tarif ederken: “Siz onları görseydiniz, onlara deli derdiniz.” buyururken işte tam bu noktayı bize izah ediyor. Bize diyor ki, bugün sizin menfaat saydığınız, hayatınızda olmazsa olmaz zannettiğiniz şeyler onlar için çok da önemli değildi. Çünkü onlar dünyaya değer vermediler. Onlar hayatlarıyla, Allah’ı (cc) razı etmenin derdiyle yaşadılar. 

Ashabı kiram namazına ve orucuna nafileleri ekleyerek Allah’a (cc) olan kulluğunu ziyadeleştirmenin uğraşındayken, bugünün modern müslümanları namazları kısaltmanın, birleştirmenin derdine düşmüş. Bizleri Allah’tan (cc) uzaklaştırıp nefse, şeytana ve dünyaya yaklaştıran ve onların tutsağı yapan şeyleri iyi tespit etmek gerekir. Egoist bir yaklaşımla hayatın merkezine kendisini koyan müslüman, birçok konuya duyarsız kalmıştır. 

Nefeslerin dahi sorulacağı bir güne hazırlanmamız gerekir. “Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekin.” buyuruyor Peygamber Efendimiz (sav). Hayatım rızaya uygun mu, istikamet üzere miyim? Yoksa yoldan sapmışlara mı benziyorum? Cenabı Hak, yolumuzu kaybetmeyelim diye, Kur’an-ı Kerim’de rehber şahsiyetleri bizlere misal veriyor. Allah’ın sevdiği ve razı olduğu dostlarından uzaklaşan insanlar, nefsinin ve şeytanın oyuncağı olurlar. Nefsine kul olanlar, ibadetle, tefekkürle, zikirle geçirmesi gereken ömrünü maalesef heba etmektedir. Müslümanların özellikle sosyal medyaya çok dikkat etmeleri gerekir.

Medyayı kullanarak yıllarca müslümanlara hem psikolojik hem de fiziksel olarak eziyet etmediler mi? İrtica, gerici diyerek saf ve cahil müslümanları kendi dinlerine düşman etmediler mi? Dinini sorsan müslümanım diyen ve dinin birçok emir ve yasaklarını reddeden bir acayip tayfa türettiler. Arabaya besmeleyle binip şeriate karşı olduğunu söyleyen bir tuhaflık sergileyebildiler. Alevilerin İslam’da olmayan törenlerini şirin gösterirken, müslümanları medyayı kullanarak hep Aczimendî gibi göstermeye çalıştılar. 

Yıllarca maddi olarak destekledikleri ve önlerini açıp meşhur ettikleri birçok alim müsveddesini işleri bitince kullanılmış kağıt havlu gibi atmaktan çekinmediler. Helvadan yapılan putlar gibi zamanı gelince yediler onları. 

Teknolojik gelişmelerle dünya bir köye çevrilmiş durumda. Hem görsel hem de yazılı medya ile her gün binlerce haberle karşı karşıyayız. Gözümüzün önündeki olayları bile algı operasyonlarıyla bize farklı şekilde yutturmaya çalışıyorlar. 

“Ey iman edenler, eğer size bir fasık bir haber getirirse onu iyice araştırın, sonra bilmeden bir topluluğa sataşırsınız da yaptığınıza pişman olursunuz.” (Hucurat 6) buyuruyor Yüce Mevlamız. Sosyal medyayı kullanan birçok müslüman bu yalan ve abartılı haberlerle birçok müslüman kardeşini incitmekten çekinmediler. 

İslam alimleri; birçok fıkhi meseleyi yanlışa kapı açılmasın diye avamın önünde konuşmamışlardır. Bugünküler bırakın ilmi bir meseleyi, laf dalaşlarını bile sosyal medya ortamında milletin huzurunda yapmaktan çekinmiyorlar. Okuduğu ilmi, malumattan öteye geçiremeyip irfana dönüştüremeyenler, anlayışlarıyla ve bilgileriyle İslama zarar vermektedir. Gavs Hazretleri (ks): “Taşlayan bizden, taşlatan bizden değildir.” buyurarak müslümanların bazı konularda çok hassas olması gerektiğini vurgulamıştır. 

Zikir, sevgisinden Rabbinin adını ihlasla, samimiyetle söylemektir. Huzurda, o manevi ortamda, Rabbiyle buluşmanın adıdır. Bir sirk gösterisine dönüştürdükleri zikirlerini sosyal medya ortamlarında paylaşmayı hangi edeple bağdaştırabiliriz. Onlara sorsan çok güzel hizmet ediyorlar. Oysa sergiledikleri İslam dışı acayip görüntülerle din düşmanlarına malzeme olduklarının bile farkında değiller. 

Dinimiz veren el olmayı alan el olmaktan üstün görmüş, ancak sağ elin verdiğini sol elin duymaması ölçüsünü de getirmiş. Yaptığını cümle aleme reklam eder gibi ilan etmek de nereden çıktı? Kime benzemeye çalışıyoruz? İnfakın amacı hani takvaya ulaşmaktı? Bu gösteriş takvadan çok kibir, riya getirir insana. Faydadan çok zarar…

Batının filmlerinde ürettiği sanal kahramanları vardır: Süpermenler, Demiradamlar, Taşadamlar… Her seferinde dünyayı kurtarırlar. Sanal dünyada, sosyal medyada birkaç cümleyle kendini İslam mücahidi gören birçok müslüman var bugün. İslam düşmanlarına verdiği cevapla tatmin olmaya çalışıyor. Ve bunu kendine yeterli sanıyor. Cevap verdi ya namaz kılmasına, oruç tutmasına da gerek yok artık. Tut tutabilirsen onu. Kendini dev aynasında zannedenler bilsin ki, Peygamber ordusunda savaşarak ölen ama şehit olamayan da var. 

Müslümanlar kendilerindeki değişimi ve bunun nedenlerini iyi anlamalıdır. Bizde ne değişti ki, eline tesbih almayan müslüman telefonu bırakamamaktadır. Bir sayfa Kur’an okuyamazken her gün onlarca mesaj okuyup yazmaktadır. Hâce Hazretleri’nin (ksa) bir ihvanı, kendisine “facebook”un var mı sorusuna Karadeniz şivesiyle: “Benum tesbukum var.” diyerek çok özlü bir cevap vermiştir. Bu söz günlerce dilimizden düşmedi. Tesbihiniz ve Kur’an’ınız; elinizde, gönlünüzde hep sizinle olsun.

Sosyal medya denilen uygulamalara çok dikkat etmemiz gerekir. Başta iyi niyetle başladığımız bu faaliyetler, zamanla kontrolden çıkmaktadır, zamanla içinde kaybolunan bir labirente dönüşmektedir. Ve bu labirenten çıkmak da hiç kolay değildir. İnsan hayatı boşluk kabul etmez. Hayırlı işlerle kendini meşgul etmeyenler, boş işlere çabuk meylederler. Ve nefsleri de bundan çok hoşnut olur. 

“İki nimet vardır ki, insanların çoğu bu nimetleri kullanmakta aldanmıştır: Sıhhat ve boş vakit.” buyuruyor Peygamber Efendimiz (sav).

Teknolojinin çok geliştiği bir çağda müslümanlara teknolojiden uzak durun, hiç ilgilenmeyin demek, onları yaşadıkları topluma yabancılaştırmaktır. Sosyal medya ortamları içinde güzellikleri de çirkinlikleri de barındıran bir havuz misali gibidir. Haram belli helal bellidir, ancak şüpheli şeyler tehlikelidir. Bütün müslümanlar bu tehlikeden kendilerini korumaya çalışmalıdır. Şeytan şer ile kandıramazsa insanı hayırla kandırmaya çalışır. Başta faydalı gibi gözüken şeyler; gereğinden fazla ve kulluğumuza zarar verecek şekilde kullanıldığında iman kalesine zarar verecektir. Kale surlarında açılan gedikten düşman girip kaleyi alabilir. Ufak bir virüs birçok insanın hayatını yitirmesine sebep olmuştur. Manevi virüsler de böyledir. Temizlenmezse birçok mümini, imanından edebilir. 

Sosyal medya ortamları mayınlı arazi gibidir. Orada dikkatli yürümek gerekir. Müslümanlar ihtiyacı kadar bilgiyi alıp, faydalı hizmetlerden faydalanıp hemen oradan uzaklaşmalıdır. 

Ya Rabbi, Sen bizleri muhafaza eyle…

Ya Rabbi, nefsimizle bir an dahi olsa baş başa bırakma…

Amin…


Ölüm kuşu başucumda,
Döne döne konar bir gün.
Hayat denen yağlı kandil,
Yana yana söner bir gün.

Hâce Hazretleri (ksa)

 

Yazar: Andelib

 

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort