JoomlaLock.com All4Share.net

SIDDIK-İ EKBER’İN HANIMI HZ. ÜMMÜ RUMAN (R.ANHA)

İki cihan serveri Resûlullah Efendimiz’in (sav) kayınvalidesi,

İlim deryasının incisi Hz. Aişe (r.anha) annemizin biricik annesi,

İkinin ikincisi olan Sıddîk-i Ekber Hz. Ebu Bekir’in (ra) hanımı,

İslam’ın ilk günlerinde Müslüman olan hanımlardan...

Ve Resûlullah Efendimiz’in (sav) hakkında: “Kim cennet hurilerinden birine bakmaktan hoşlanırsa Ümmü Ruman’a baksın.” diye buyurduğu bahtiyar bir hanım sahabe…

Hz. Ümmü Ruman künyesiyle meşhur olan annemizin asıl ismi Zeyneb Bint-i Âmir’dir. Babası Âmir b. Uveymir olup Kinane Kabilesi’ndendir. İlk kocası Abdullah İbn-i Hâris el-Ezdî’dir ve ondan Tufeyl adında bir oğlu olmuştur. Mekke’yi çok seven Abdullah İbn-i Hâris ailesini de yanına alarak iman beşiği olan bu kutlu şehre hicret etti. Hâris, Hz. Ebû Bekir’in yakın arkadaşı idi. Hz. Ümmü Ruman’ın bu evliliği uzun sürmedi. Eşi Mekke’ye yerleştikten sonra vefat etti. Hz. Ümmü Rumân Hz. Ebu Bekir ile evlendi. Hz. Abdurrahman ile Hz. Aişe bu anneden dünyaya geldi.

Hz. Ümmü Ruman’ın İslam dinine girişi eşi Hz. Ebu Bekir’in İslamiyet’le müşerref olmasından kısa bir zaman sonra vaki olmuştur. Hz. Ebu Bekir Hak Din’in davetini eşine iletti ve onu da kendisi gibi bir teslimiyet hali içinde buldu. O da hiç bir tereddüte düşmeden teslim olmuştu. Çünkü o Hz. Sıddîk-i Ekber’in hanımıydı. Böylelikle ilk Müslümanlardan olma şerefine nail oldu.

Mekke’nin en sıkıntılı günlerini eşi Hz. Ebu Bekir (ra) ile birlikte geçirmiş, her türlü meşakkat ve sıkıntılara birlikte göğüs germişlerdir. Hz. Ümmü Ruman (r.anha) annemiz İslam’a en fazla hizmet eden aileye hizmet etmiş, ancak kendisini öne çıkarmamış, son derece mütevazı, bir o kadar da kabiliyetli, saliha bir hanımdı. Hz. Ebu Bekir (ra), İslam adına yaptığı mücadeleler sebebiyle zaman zaman babası tarafından tenkit edilse de eşi Hz. Ümmü Ruman her zaman yanında olmuştur. Müşriklerin işkencelerine karşı kocası Hz. Ebu Bekir ile birlikte direndi. Ne büyük bir mükâfat ki onun eşi Hz. Ebu Bekir (ra). Peygamber Efendimiz’in (sav) kendisi için; “Peygamberler müstesna, insanların en faziletlisi” dediği, bir şahsiyetle omuz omuza mücadele veriyor, birbirlerine manevi destek oluyorlar. Hz. Ümmü Ruman, Allah (cc) yolunda karşılaştığı bütün sıkıntılara sabrederek hiçbir zaman halinden şikâyetçi olmadı.

Peygamber Efendimiz (sav) Hz. Ebu Bekir’le (ra) İslam’ın yayılması hususunda istişare ederdi. Müslümanların dertlerine birlikte hâl çaresi ararlardı. Zulüm ve işkence gören ashabını kurtarmak için gayret sarf ederdi. Bu sebepten, Peygamber Efendimiz (sav) İslam davetinin başlamasından hicrete kadar Hz. Ebu Bekir’in (ra) evine sık sık gelir, onunla görüşürdü. Hz. Ümmü Ruman, Efendimiz’in (sav) bu geliş gidişiyle evini şereflendirmesinden pek memnun olurdu. İki Cihan Güneşi Efendimiz’e (sav) candan hizmet eder, edep ve hürmette kusur etmemeye çalışırdı.

Hz. Ebu Bekir (ra), Peygamber Efendimiz’le (sav) beraber, ailesinden önce Medine’ye hicret etmişti. Belli bir zaman geçtikten sonra Abdullah b. Urayk’ı, Allah Resûlü’nün (sav) ailesiyle birlikte kendi ailesini de getirmesi için Mekke’ye göndermiş, Hz. Ümmü Ruman (r.anha) annemiz, bu kutlu yolculuğu Allah Resûlü’nün (sav) ailesiyle birlikte yapmıştır.

Hz. Ümmü Ruman Mekke’de olduğu gibi, Medine-i Münevvere’de de Hz. Ebu Bekir’in İslam uğrundaki çalışmalarında en yakın desteği oluyordu. Eşi ile çok iyi anlaşan Hz. Ümmü Ruman (r.anha) annemiz eşinden çok şey öğreniyor, onun ikazlarını önemseyerek hatalarından hemen dönüyordu. Hz. Ümmü Ruman (r.anha) annemiz ibadete düşkün bir hanımdı. Çok namaz kılardı. Bir gün namaz kılarken biraz sallanmıştı. Annemiz şöyle anlatıyor:

“Ebu Bekir, bir gün namazda iken sağa sola meylettiğimi görünce beni uyardı. Bir an şaşırdım, neredeyse namazı bozacaktım. Namazdan sonra bana Resûlullah (sav); ‘Herhangi biriniz namaza durduğunda her tarafı sakin olsun, yahudiler gibi sallanmasın. Zira namazda her tarafın sükûnet içinde olması, namazı tamamlayan şeylerdendir.’ buyuruyor, diyerek beni uyardı.

Allah Resûlü’ne (sav) nişanlı bulunan kızı Hz Aişe’ye, kuracağı yuvanın mükellefiyetlerini öğretmeye gayret sarf ediyor ve O’na karşı ne derece hassas ve dikkatli olması gerektiğini sık sık tekrarlıyordu. Eğitim ve terbiyesi ile yakinen ilgilendi. Onun olgun bir hanımefendi olarak yetişmesi için son derece titiz hareket etti. Hz. Ümmü Ruman, Resûl-i Ekrem’in (sav) kayınvalidesi olma şerefine eriştiği için daima yüce Allah’a (cc) şükreder ve kendini en mesut annelerden biri sayardı. Resûlullah Efendimiz de (sav) annemize karşı müstesna bir hürmet gösterir ve kayınvalidesine, evladın annesine göstereceği saygıyı izhar ederdi.

Hz. Ümmü Ruman (r.anha) annemiz İslamiyet’in çizdiği yolda, iman, teslimiyet ve güzel ahlâkla ziynetlendirdiği yaşantısıyla, döneminin, günümüzün ve yarının hanımlarına kıyamete kadar güzel bir örnek teşkil etmiştir ve edecektir. Metanet sahibi, olgun ve oturaklı bir hanımefendi idi. O, iyi bir eş iyi bir anne ve son dinin mümtaz neferlerindendir.

Hz. Ümmü Ruman’ın en büyük imtihanlarından biri ifk (iftira) hadisesinde oldu. Hz. Aişe’ye Allah Resûlü (sav) tarafından gösterilen sevgi ve ilgi, Hz. Ümmü Ruman’ın vakar ve şükrünü artırdı. Bunun Allah’ın dilemesi ve inayetiyle olduğunu biliyordu. Bu akrabalıktan kaynaklanan mutluluğu ifk hadisesi, gölgeledi. Hz. Ümmü Ruman (r.anha) annemiz, kızının bu çirkin iftiradan aklanması, yaşadıkları sıkıntının bir an evvel son bulması için sürekli Allah’a (cc) dua ediyordu. Bir ay süren bu zorlu imtihan sürecinde kızının yanında olarak, ona destek oldu. Büyük bir sabır ve metanetle kızının temize çıkmasını bekledi. Sinirleri altüst eden bu uzun süreçte ne Resûlullah’a (sav) ne de herhangi bir Müslümana karşı tavır alarak kimseye kırıcı söz söylemedi. Bu olay herkesi olduğu gibi, konudan ancak bir süre sonra haberdar olan Hz. Aişe (r.anha) annemizi de çok üzmüştü. Ama o, müminlerin annesi olan; “Ben işimi Allah’a bırakıyorum.” diyerek tevekkül etmişti. Nitekim çok geçmeden Allahu Teâlâ (cc), Hz. Aişe (r.anha) annemizin her türlü çirkinliklerden uzak olduğunu belirten ayetleri vahyetti. Annesi Hz. Ümmü Ruman da Cenabı Hakk’a hamd ederek secdeye kapandı.

İfk hadisesi Hz. Ümmü Ruman (r.anha) annemizin hayatının en zor dönemlerden biri olmuştu. Bu üzücü olaydan kısa bir süre sonra hastalandı. Hz. Aişe (r.anha) annesinin yanında kalıyor, hastalığıyla ilgileniyordu. Gün geçtikçe hastalığı ilerliyordu. Hz. Ümmü Ruman (r.anha) annemiz ömrünü Allah (cc) ve Resûlü’ne (sav) teslimiyetle geçirdi. Hz. Ümmü Ruman (r.anha) hicretin altıncı yılı, zilhicce ayında Medine’de vefat etmiştir. (Bazı kaynaklarda hicretin dokuzuncu yılında vefat ettiği de bildirilmektedir.)

Allah Resûlü (sav) cenaze namazını kıldırıp, defninde bulundu. Kabre bizzat Resûlullah (sav) indirdi ve şöyle hayır dualarda bulundu: “İlâhî! Ümmü Ruman’ın Senin yolunda ve Resûlü’nün uğrunda çektiği sıkıntılar Sana hafi (gizli) değildir.” Ümmü Ruman’ın faziletleri çoktur. Allah Resûlü (sav) O’nu Cennetle müjdelemiş ve buyurmuştur ki: “Kim Cennet hurilerinden birine bakmaktan hoşlanırsa Ümmü Ruman’a baksın.”

Rabbim şefaatlerine nail eylesin. (Âmin)

Dr. Reşit Haylamaz, Müminlerin En Mümtaz Annesi Hz. Aişe, Işık       Yayınları, 2011,İstanbul
Dr. Hilal Kara, Abdullah Kara, Cennetle Müjdelenen Hanımlar, Nesil Yayınları, 2007
Mehmed Emre, Büyük İslam Kadınları ve Hanım Sahabeler, Çelik       Yayınevi, İstanbul
Mustafa Necati Bursalı, Mübarek Hanımlar, Şelale Yayınları, 1990

GÜLZÂR-I HÂCEGÂN DERGİSİ'NİN 2012 KASIM SAYISINDA YAYINLANMIŞTIR

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort