JoomlaLock.com All4Share.net

RASİM ÖZDENÖREN

 

rasim_ozdenoren

RASİM ÖZDENÖREN

Dergimizin geçen ayki sayısına ulaşan ve özellikle de edebiyat sayfamıza vakit ayırabilen kıymetli okurlarımıza bu isim tanıdık gelmiştir muhakkak. Tabii genel olarak edebiyat tarihimizle ilgilenen, hususen de yakın geçmişimizle birlikte bugünün edebiyatçılarına ve bu sahaya merakı olanlar müstesna, onlar zaten biliyorlardır.

“Kişi arkadaşının dini üzeredir” buyurmuş fahr-i kâinat Efendimiz. Rasim Bey’in de rahmetli dostu Mehmet Âkif İnan’la olan münasebetine kısa da olsa değinmiştik. O da tıpkı arkadaşı gibi Rabbi’nin verdiği iman nimetinin farkına varmış ve bu lütfun şükrünü edâ babında Cenâb-ı Hakk’ın kendisine verdiği meziyetleri elinden geldiğince kullanma gayreti içerisinde olmuştur. Malumdur ki insanın -özellikle de bu din-i mübine- hizmet ederken elinden geleni en iyi işi, hakkıyla yerine getirmeye çalışması onun başarı şansını oldukça arttıracaktır. Kıymetli yazarımız da sesini daha çok edebi sahada duyurmuş ve güçlü kalemi sayesinde edebiyat tarihimizde hak ettiği üne ve layık olduğu yere kavuşmuştur.

2006 yılında yazın hayatında yarım asrı geride bırakan Rasim Özdenören, 1940 yılında Kahramanmaraş’ta dünyaya gelmiştir. İlk ve orta öğrenimini Maraş, Malatya ve Tunceli gibi doğu ve güney illerinde tamamlayan yazarımız yükseköğrenimini de İstanbul Üniversitesi’nde iki fakülte bitirmek suretiyle tamamladı. Bu fakülteler: Hukuk fakültesi ve gazetecilik enstitüsüdür. Mezuniyetinden sonra Devlet Planlama Teşkilatında uzman olarak çalışan Özdenören, 1970–1971 yıllarında takriben iki yıl süren bir araştırma amacıyla yurt dışına gönderildi. 1975 yılında Kültür Bakanlığı Müşavirliği’ne getirildi. Bunun dışında bakanlık bünyesinde bir yıl da müfettişlik yaptı. 1978’de istifa ettiği devlet görevine bir süre sonra tekrar döndü.

Türk hikâyeciliğinin en önemli şahıslarından olan Rasim Özdenören öykülerinde, kendi öz değerlerinden koparılmış Anadolu insanının, büyük kentlerin kenar mahallelerinde kıstırılmış bireyin/ailenin yaşadığı sıkıntıları, onların acılarını ve yalnız kalmışlığını gündeme getirerek, yanlış yollara sürüklenen ülke insanının yaşadığı kültür şokunu derinlemesine bir yaklaşımla dile getirmiştir.

O, insanın istikamet üzere olabilmesi için muhakkak yönünün belli olması gerektiğini söyler. Aksi takdirde insanın bir belirsizlik içinde hareket edeceğini ve kendisine bir yön belirlemeden yola çıkmanın ancak şaşkınlara mahsus bir hareket olduğunu bildirir.

Efendimiz’e (sallallahu aleyhi ve sellem) bakışı, onun huzurunda duruşu da bir farklıdır bu rikkat sahibi yazarın. Bir üst paragrafta bize gösterdiği şaşkınlığa düşmemek için en emin olan el-Emîn’e tutunmaya, onun razı olacağı davranışlarda bulunmaya ve onun yolunda olmaya gayret eder. Kendisinden ve hayat felsefesinden çok etkilendiğini düşündüğümüz Üstad Necip Fazıl gibi çoğunlukla “O” diye hitap eder kâinatın solmayacak Gülü’ne.

Kaside-i Bürde vakasını bilirsiniz. Ka’ab bin Züheyr, Efendimiz’ e bir şiir sunmuş. Peygamber Efendimiz de şiirden duyduğu hoşnutluğu belirtmek için hırkasını ona vermişti. Bunun üzerine bu şiir Kaside-i Bürde namıyla meşhur olmuştur. Şair Nurullah Genç de bir yazısında bu hadiseyi hatırlattıktan sonra şöyle bir tesbitte bulunur: “İşte bundan dolayıdır ki asırlardır Müslüman şairler O’nun hırkasına layık olabilmek için yüzlerce naat yazmışlardır.”

Bizler de Rasim Bey için diyebiliriz ki o Tarikat-ı Muhammedî’ye tabi olabilme arzusuyla çarpan bir kalbe sahipti. Bunun için biliyordu ki o hırkayı alabilmek O’nun hoşnutluğunu/rızasını alabilmekti. O’nu memnun etmek de Allah’ı memnun etmekti. Bu yüzden hayatını o en güzel Rehber’in(?) dinine elinden geldiğince ve yapabildiğinin en güzeliyle hizmet etmeye adadı.  Hem O, (sallallahu aleyhi ve sellem) öyle bir rehberdi ki hizmeti bizlere anlatırken bile Allah (azze ve celle) adına en büyük hizmeti kendisi yapmaktaydı.

Yapmış olduğu çalışmalarını ülkemizde ve dünyada çeşitli ödüllerle taçlandırılan Rasim Özdenören, Türkiye’de İslami düşünce sisteminin son dönemde yetiştirdiği en büyük kalemlerden birisi olmuştur. Cenab-ı Hak, yapmış olduğu hizmetlerini kendisinden kabul buyursun ve şuurlu, bilinçli Müslümanların sayılarını arttırsın inşallah.

GÜLZÂR-I HÂCEGÂN DERGİSİ'NİN 2008 EYLÜL SAYISINDA YAYINLANMIŞTIR

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort