JoomlaLock.com All4Share.net

MEHMET AKİF İNAN

mehmet_akif_inan

MEHMET AKİF İNAN (1940 - 2000)

Bir yetim çocuktur günlerim gülüm,
Seslerim kırıktır yatağım zindan,
N’olursun tez elden beni de çağır,
Al götür yanına sevdiğim aman...


Öyle tahmin ediyorum ki bugünün hazırcı, tembel insanları olarak bizler –görüşümüz ne olursa olsun- fikrimizin bayraktarlığını yapmış yahut el’an yapmakta olan insanlara gıpta ile bakmaktayız. Onların yaptığı çalışmaları, o bayrağı bir adım ileriye taşımak için verdikleri mücadeleyi ve akıl sır erdiremediğimiz gayretlerini gördükçe bu hayretimiz daha da artmakta. O insanlara baktığımızda ortak özellikleri olarak ele alabileceğimiz hasletlerin en başında okumak gelir sanırım. Okumak... Evet bu sayede dünyayı daha yakından tanıyabilmek, inandığımız davaya etraflıca hakim olabilmek, yeri geldiğinde onun müdafaasını da hakkıyla yapabilmek için okumak.


İkinci bir güzellik olarak da –ki bu kısma işin aksiyon safhası da denilebilir- gönül verdikleri, inandıkları bu davayı yüceltmek için ellerinden ne geliyorsa en iyisini yapmaya çalışmaları ve bu noktada da hakikaten gözü kara hareket etmeleri sayılabilir.


İşte Mehmet Âkif İnan’da yukarıda bahsi geçen o gayretli insanlardan olup, özellikle edebiyat yoluyla İslam’ın anlaşılması için büyük gayretleri olan ve çalışmalarından dolayı kendisine sonsuz teşekkürler borçlu olduğumuz ender insanlardan bir tanesi.


1940 yılının Temmuz ayında Urfa’da doğdu. İlkokulu, ortaokulu ve lisenin büyük bir kısmını burada okudu. Büyük bir kısmını diyoruz çünkü lise son sınıfta Maraş’a sürgün gönderildi ve liseyi burada bitirdi. Daha küçük yaşlardayken Doğu’nun ve Batı’nın klasiklerini bir bir devirdi. Arkadaşları ile fikri münazaraları sever, vakit buldukça kendisi gibi bu işlere meraklı olan arkadaşlarıyla ilgisini çeken her konuda, özellikle de edebiyat üzerine sohbet ederdi.


Bu merakı sayesinde Maraş Lisesi’nde de tıpkı Urfa’daki gibi bu işe gönül veren arkadaşlar edinip kısa sürede onlarla da kaynaştı. Bu arkadaşlar arasında kimler yoktu ki…  Bunlar arasında başta Nuri Pakdil olmak üzere Erdem Bayazıt, Cahit Zarifoğlu, Alaaddin Özdenören, Rasim Özdenören  gibi yakın geçmişimizde edebiyat dünyasında İslamî anlayışın sözcüleri olan münevverlerin yanında, kendisinin şiir ve yazı alanında etkilendiği ve Urfa’daki arkadaş halkasını oluşturan, yine yakın dönemlerde aldıkları önemli görevlerle adlarını sıkça duyduğumuz Abdülkadir Billurcu, Zübeyir Yetik, Nihat Armağan gibi isimler zikredilebilir. Bu kaynaşma ve bilgi alış-verişi bir süre sonra meyvelerini vermeye başladı ve henüz lise son sınıfta iken bir grup arkadaşıyla birlikte Derya Gazetesi’ni çıkardı. Bundan yaklaşık bir sene sonra daha on dokuz yaşında iken ilk konferansını Urfalı Şairler üzerine verdi. Özellikle Maraş’ta tanıştığı ve isimlerini yukarıda verdiğimiz arkadaşlarından ömrü vefa ettikçe ayrılmayacak, edebiyatımızda önemli yerlere sahip iki derginin kurucu üyeleri bu gruptan oluşacaktır.


Onun şiire duyduğu ilgide Urfa’nın büyük etkisi vardır. Düzenlenen sıra gecelerinde yapılan hoş sohbetlerin yanında özellikle divan şiirinin Fuzûli gibi, Nâbi gibi güçlü şairlerinden okunan gazelleri, yerli şairlerin tatlı şiirleri onun şiire ilgisini artırmış, bir anlamda şiire olan yönelişi bu güzel ortamlardan neşet etmiştir.


Kendi sesimizin bile kendimize yabancı geldiği, duaların yüreğimizin semtine uğramadan ağzımızdan çıktığı bir hal üzereysek bize şiir okumamızı tavsiye eder o. Ya da hayrın vasatında, temkin üzereysek yine de şiir okumalıyızdır ona göre. Çünkü halimizi geliştirmek bizim baş ödevlerimizden bir tanesidir çünkü insanı dengeleyen bir araçtır şiir. Ona göre şiir hikmet erbabının refîki, ilim mensuplarının arkadaşı olmuştur.
Osmanlı şiiri ile günümüz şiiri arasında bağ kurmak gibi bir nazım anlayışına sahip olan İnan, bu düşüncesini sadece teori olarak bir kenara bırakmamış, çeşitli yazıları ve bu anlayışın örneği niteliğindeki şiirleriyle düşüncelerini somutlaştırma imkanı bulmuştur. Ancak eski edebiyatımızı anlamak için onu doğuran medeniyetin de iyi anlaşılması gerekliliğini savunan yazar, bu noktada özellikle 1970’ten sonra hız kazanan “Gelenekten Yararlanma”, “Divan Şiirinden Yararlanma” gibi akımlara farklı bir yaklaşım getirmiştir.


Böyle ince bir bakış açısına sahip oluşunu ve duygularındaki bu berraklığı onun gönül cephesinde, bir başka deyişle mutasavvıf kişiliğinde aramak yerinde olur sanırım. Maddi alanda kendisini yetiştirmek, geliştirmek için aldığı yardım gibi, insanın Hak’la olan ilişkisinde de yardım alacağı, ona yol gösterecek olan bir rehberin, mürşidin gerekliliğine inanmış ve Abdulhakim Bilvânisi (Kuddise sırruh) Hazretleri’nin halifelerinden Molla Ali Arınci (Kuddise sırruh) Hazretleri’ne intisâb etmişlerdir. Böylelikle manevi terbiyeden de mahrum kalmamış, anlayışını ve fikriyatını hem maddi hem de manevi cephede geliştirmeye çalışmıştır.


Üstad Necip Fazıl Kısakürek ile de oldukça sıkı bir dostlukları vardır. Onunla Maraş’ta tanışmış ve bu münasebetleri gün geçtikçe artmıştır. Hatta öyle ki; Üstad Ankara’ya geldiğinde onun evinde kalır, kendisini ziyaret etmek isteyenlerle burada görüşür, onlarla burada sohbetleşirdi. Kendisine Üstad’ın sahip olduğu Büyük Doğu dergisinin annelik ettiğini, hayatı boyunca savunuculuğunu yaptığı fikirlerinin bir çocuğunu annesinden süt emmesi gibi bu mecmuadan özümsediğini şu mısralarla anlatır;

Anamı sorarsan Büyük Doğu’dur,
Batı sırtımdaki paslı bıçaktır.

1962 ile 1964 yılları arasında Ankara’da bir dostunun çıkarmış olduğu ve İslamî bir kimliğe sahip Hilal dergisinin müessese müdürlüğünü yaptı. Daha sonra bir müddet Türk Ocaklarında görev aldı. 1962 yılında kaydolduğu Ankara Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü cemiyetçi kişiliği ve sosyal olaylarla olan yakın münasebeti sonucu ancak 1971-1972 ders yılında, yaklaşık on senede bitirebilmiştir.
1969’da Yeni İslamî Akım’ın savunucularını etrafında toplayan ve Nuri Pakdil’in önderliğinde çıkan “Edebiyat” dergisinin kurucuları arasında yer aldı. Geleneklerimize ve kültürümüze bağlı olarak İslamî dünya görüşünün savunuculuğunu yapan bu dergi kuruluş gayesini sonuna kadar muhafaza etmeye çalışmıştır.

Askerlik dönüşünde 1976’da yayın hayatına başlayan “Mavera” dergisinin kurucu üyelerinden oldu. Derginin diğer kurucuları ve sürekli yazarları ise Maraş Lisesi’nden arkadaşları idi. Bu dergide edebiyat ve medeniyet arasında sürekli bir bağ kurulmaya çalışıldı ve bu minvalde yazılar yayımlandı.

Kimi  yazılarında Mehmet Reha, Müslimoğlu, Mithat Mirzaali, Âkif Reha gibi müstear isimler de kullandı.

Siyasetle de uğraşan Âkif İnan, okul hayatının son senelerinde Türk Taşıt İşverenleri Sendikası’nda uzman olarak çalışmış, burada edindiği deneyimi kendisinin 1992’de kurduğu ve başkanlığını üstlendiği Eğitimciler Birliği’ne taşımıştır. 1993’te birçok memur sendikasını da örgütleyerek Memur-Sen adı altında bir konfederasyon kurdu ve ömrünün sonuna kadar bu iki sendikanın başkanlığını yaptı. Ayrıca Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü’nde edebiyat öğretmenliği yapmış daha sonra Ankara Fen Lisesi’ne atanmış ve ömrünün sonuna kadar burada derslere girmiştir.
Yurdun hemen her köşesinde çeşitli konferanslar veren Âkif İnan 1980’de kutsal topraklara giderek hac farizasını yerine getirmiştir.

Ankara’da Memur-Sen’in düzenlemiş olduğu bir mitingde rahatsızlanan İnan’a önce soğuk algınlığı ve zatürre teşhisi konmuş ilerleyen zamanlarda asıl hastalığının akciğer kanseri olduğu anlaşılmıştır. Bütün hayatını dolu dolu geçiren ve aldığı bir çok ödülle hizmeti ve gayreti daha dünyada iken büyük takdir gören Mehmet Âkif İnan, adını andığımız hastalık yüzünden bir ramazan günü 6 Ocak 2000’ de yine Urfa’da, doğduğu şehirde Rahmet-i Rahman’a yürüdü. Ölümden korkmadığını, kendisini dünyaya bağlayan bir şeyin olmadığını ve yaratıcısına kavuşacağı için de sevindiğini ifade eden bu büyük mütefekkîri rahmetle yad ediyor bıraktığı eserlerden müstefid olabilmeyi Cenâb-ı Hak’tan niyaz ediyoruz…


GÜLZÂR-I HÂCEGÂN DERGİSİ'NİN 2008 AĞUSTOS SAYISINDA YAYINLANMIŞTIR

Bu kategoriden diğerleri: « RASİM ÖZDENÖREN CEMİL MERİÇ »

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort