JoomlaLock.com All4Share.net

RABBİMİZ BİR TOPLUMU NASIL YETİŞTİRİR.

Cuma 2  “ Odur ki: ümmîler içinde kendilerinden bir Resul gönderdi, üzerlerine onun âyetlerini okuyor ve onları temize çıkarıp parlatıyor, kendilerine kitab ve hikmet öğretiyor, halbu ki bundan evvel açık bir dalâl içinde idiler”

Demek ki Rabbimiz toplumun kendi yapısı içerisinden kendi erini seçiyor. Hiç bir gruba, topluma dışarıdan lider, önder ihraç etmiyor. Toplumu getirmek istediği seviyeyi kendi seçip yetiştirdiği resulleri eliyle icra ediyor. Allah seçiyor, yetiştiriyor ve gönderiyor. Kadim sünnet,usul demek ki böyle işliyor.

Tevbe 128. “Andolsun size kendinizden öyle bir Peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, müminlere karşı çok şefkatlidir, merhametlidir.”

Her ümmete kendinden, kendi dilini, örfünü, âdetini bilen birisidir o toplumun içinden seçilen resul. O zaman yapılması gereken Allah’ımızın bu seçip gönderme işinin kiminle devam ettiğini iyi takip etmek olmalıdır. Kim temizlenmek isterse seçileni arayıp bulması gerekir. Kim kitabı ve hikmeti öğrenmek isterse içimizden olan, bizden olan resulü bulması ve itaat etmesi gerekir. Bu sünnetullahtır.
O günkü toplum ümmiler olarak tarif edilmiştir. Ümmi bu gün kitaptan habersiz, okuması yazması olmayan anlamında bilinmektedir. Bu mana ümmi kelimesinden türeyen Peygamber Efendimizi, ashabını, ümmetini ifade eden kavramlara baktığımızda en uygun olmayan bir açıklama olarak karşımıza çıkmaktadır.

Mekke ümm-ül kura yani karyelerin anası demektir. El-üm ana demektir. Doğurgan, üretken demektir. Ümmet bir hedef, kişi, olgu etrafında toplanan, birleşen toplum anlamına gelmektedir. El-İmam lider, önder anlamına gelmektedir. El-Üm kelimesinden türeyen bu anlamlar yani öz, sade, duru, ana, hedefle birleşen topluluk, imamet bu bahsedilen topluluğu Rabbimizin övmesi mi yoksa yermesi mi olduğu hakkında ciddi düşüncelere sevk etmektedir. Gerçi Rabbimiz bir durum tespiti yapmaktadır. Ümmiler buyurmaktadır. Bizler bu ifadeden bozulmamış, doğurgan özellikleri olan, insanlara liderlik, önderlik yapacak yapıları bulunan bir şahsın etrafında toplanmaya meyilli bir yapıları bulunan tarzında açıklamayı daha uygun buluyoruz.

Secde 24 ”Ve içlerinden öncül imamlar yetiştirmiştik ki sabrettiklerinde emrimizle hidayet ediyorlardı ve âyetlerimize yakîn ile sarılmışlardı”

Enbiya 73 “ …Ve hepsini emrimizle yol gösteren imamlar ettik…”
Kendisinin yetiştirdiği insanlara Rabbimiz imam buyurmaktadır ve ümmiler arasından seçmiştir.

Al-i İmran 110 “Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı bir ümmet olmak üzere vücuda geldiniz, ma'rufu emredersiniz, münkerden nehy eylersiniz ve Allah’a inanır iman getirirsiniz, Ehli kitab da imana gelse idi elbette haklarında hayırlı olurdu, içlerinden iman edenler varsa da ekserisi dinden çıkmış fasıklardır”

Kendisinin en hayırlı topluluk diye buyurduğu topluluğa ümmet demiştir ki ümmilerin birliğinden olmuştur.

Rabbimiz insanın yaratılmasına başladığı meniye adi bir su demiş ve insanı nerelerden alıp nerelere getirdiğini zahir bir derlendirmeye göre misallendirmiş kendisini övmüştür. Fakat biz bugün o meniyi oluşturan spermi ve o sperm içindeki DNA’da insanın bütün kotları olduğu biliyoruz. Hayret içinde seyrediyoruz.

Bunun gibi ümmi kelimesini de insanlığa yeni bir çığır açacak özelliklerin çoğunu kendisinde bulunduran bir kavram olarak anlıyoruz. Bu çağımızda en ihtiyaç duyduğumuz ne varsa hep bu kelimenin türemesi, doğurmasıyla karşılanacağına inanıyoruz. Ana gibi imamlara ihtiyacımız yok mu? Birlik ve beraberliğimize yani ümmet oluşumuza ihtiyacımız yok mu?

..üzerlerine onun âyetlerini okuyor..

Ayet sahibini tanıtan, bildiren eser, işaret demektir. Tilavet ise bir şeyi araya başka hiçbir şeyin girmesi izin vermeden takip etmek, izini sürmek anlamına gelir. Daha sonra sizlere kitabı ve hikmeti öğretir buyurduğuna göre buradaki ayetler ve tilavetinden ne anlamamız gerekir?

Necm-17 “Peygamberin gözü kaymadı, şaşmadı, aşmadı da.”

Necm-18 ”Vallahi gördü, hem de Rabbinin âyâtından en büyüğünü gördü!”

Ayetler sadece kitapta yoktur. Kâinat bütün olarak ayetlerle donatılmıştır. İnsanın kendisi de ayet-el kübradır.Necm Suresi’nde Peygamber Efendimiz Rabbinin ayetlerinin en büyüğünü gördüğünü ve görmesinde de herhangi bir eksiklik olmadığını aktarmaktadır. İşte kâinatı oluşturan, insanı oluşturan ayetleri tilavet eder. Yani takip edip, nasıl izleneceklerini, nasıl anlaşılacaklarını öğretir. Rabbinin kendisinden başkasına göstermediği ayet- el kübrayı ümmetine nasıl anlayacağını, nasıl izleyeceğini gösterir demektir.

Müfessirlerimiz bu ayet-i kerimeyi açıklarken ayat-el Kübra hakikat-i Muhammedidir diye yazmıştır. O kendi hakikatini, Rabbi katındaki kadr-ü kıymetini gördü diye açıklamıştır.

Yani kendini nasıl izleyeceğinizi, nasıl takip edebileceğinizi sizlere öğretir.

Demek ki ilk işimiz bizlere gönderilen Resulün kıymeti bilmektir. O’nu tanımaktır.
…onları temize çıkarıp parlatıyor…
Müddesir 4 “Ve elbiseni artık temizle”

Müfessirler elbiseyi ashab olarak açıklamışlardır.

Hud 112 “O halde seninle beraber tevbe edenlerle birlikte emrolunduğun gibi dosdoğru ol! Aşırı da gitmeyin. Çünkü O, sizin yaptıklarınızı çok iyi görendir.”

Seninle beraber olanlarla müstakim ol nasıl ashabını da müstakim kıl demekse, elbiseni temizle emri şerif-i de dostlarını, yarânını, yoldaşlarını temizle demektir.

Demek ki temizlenmek bizim kendi kendimize yapabileceğimiz bir olgu değil. Temizlik Allah’ın seçip, yetiştirip, gönderdiği şahs-ı ekberlerin işidir. Müşrikler necis ( kirli, pis) olarak tanımlanmıştır. Demek ki kirlilik aslında zihinde ve kalpte olur. Temizliğin ilk adımı ayetleri tilavet edildiğinde işittik ve itaat ettik demektir. Resulün kadr- ü kıymetini bilip ayetleri ondan dinlemeye başlamaktır. Onun gözüyle her şeye bakma özelliğine sahip olmaktır.
…kendilerine kitab ve hikmet öğretiyor…

Bu gün kitapla, hikmetle birebir muhataplık aranıyor. Resulün öğreticiliği aradan kaldırılmak istenmektedir. Öğretmiş ve göçmüştür edepsiz bakışı, değerlendirişiyle bugünün cüce insanları kitap ve hikmetle birebir muhatabız demektedirler. Allah sizi seçmedi Onları seçti. İnsanın diyesi geliyor ki ağırınıza mı gitti?

Al-i İmran 118 “…Gerçekten, kin ve düşmanlıkları ağızlarından (dökülen sözlerinden) belli olmaktadır. Kalplerinde sakladıkları (düşmanlıkları) ise daha büyüktür…”
Kitap ve hikmet Peygamberin öğreticiliği ile alınabilir, anlaşılabilir. Allah’ımız kendi kitabını ve hikmetini kullarına peygamberiyle öğretir.

Kitap yazılı metin olarak algılanmaktadır, fakat Kuran bizlere kitabın sinelerde olduğunu bildirmektedir.

Ankebut 49 “Hayır, o (Kur'an, Kitap), kendilerine ilim verilenlerin sinelerinde (yer eden) apaçık ayetlerdir. Âyetlerimizi, ancak zalimler bile bile inkar eder.”

Hem de apaçık ayetler halinde. İlim sahiplerinin sinelerindeki ayetler müteşabih de değildir. Sinelere nasıl yazılmışsa, sinelere nasıl nüzul etmişse işte yine öyle sinelerden sinelere inikâs ederek aktarılır. Kuran’ın alınma yeri bir inşiraha uğramış göğüstür. Alınma şekli ise göğüsten göğüsedir.

Kuran bize aslını levh-i mahfuz olarak bildirmektedir.
Zuhruf 4 “O, katımızda bulunan Ana Kitap'ta (levh-i mahfuzda) mevcut, yüce ve hikmetle dolu bir kitaptır.”

Hace Hazretleri “Levh-i mahfuz Peygamber Efendimizin kalb-i şerifleridir” diye buyurmuşlardır.

İşte kitab ve hikmet bu yollarla alınır. Bu usul şimdi de bu şekilde devam etmektedir.
“…halbuki bundan evvel açık bir dalâl içinde idiler.”

Resul gelmeden önce, temizlenmeden önce, kitap ve hikmetle tanışmadan önce… Hidayet yolunun başlaması resul yollanmasıdır. Resul gönderilmeyen bir kavim iman ile mükellef değildir. Resulden öncesi dalalettir. Yani hep yanlış yollar vardır. Yanlış işler vardır.

Demek ki risalet insanlığı dalaletten kurtarır. İnsanlık resulün irşadıyla kendine gelir. Ayetlerle, temizlikle, kitab ve hikmetle buluşur.

Cuma 3 “(Peygamberi) müminlerden henüz kendilerine katılmamış bulunan diğer insanlara da göndermiştir. O, azîzdir, hakîmdir.”

Rabbimizin sünneti, değişmez tutumu insanlara Resul yollamasıdır. Bugün peygamberlik müessesesinin hatm oluşu yani bir peygamber daha gelmeyeceği düşüncesi, anlayışı bu kadim sünnetin son bulduğunun ilanını da içinde barındırmaktadır. Nübüvvetin Peygamber aleyhisselamla son bulması, Ondan sonra hiçbir kimsenin peygamber olarak gönderilmeyeceği şeklinde anlaşılmaktatır. Bu anlayış Kuranın açık naslarına uygun görülmektedir. Yeni nesillere insanlığın Rabbimizin uyguladığı Resul gönderme fiili uygulanmayacak bir daha bir peygamber gelmeyecekse yeni nesiller bu muazzam avantaj ve rahmetten mahrumu kalmış olmayacak mıdır?

..müminlerden henüz kendilerine katılmamış bulunan diğer insanlara..

Kıyamete kadar gelecek tüm insanlara gönderilen bir resul bu büyük sorun ve çelişkiyi çözmüştür. Ayet-i kerimede resule katılmaktan söz edilmektedir. Peki, resule katılmak nasıl gerçekleşir. Resulün devamlılığı neyle ve nasıl sağlanmaktadır.

Şuara-83 “Yarab, bana bir huküm ıhsan et ve beni sâlihine ilhak buyur”

İbrahim peygamberin ilhak olmak, katılmak istediği zümre salihlerdir.

Yusuf-101 «Ey Rabbim! Mülkten bana (nasibimi) verdin ve bana (rüyada görülen) olayların yorumunu da öğrettin. Ey gökleri ve yeri yaratan! Sen dünyada da ahirette de benim sahibimsin. Beni müslüman olarak öldür ve beni sâlihler arasına ilhak et!»

Yusuf peygamberin ilhak olmak, katılmak istediği zümre salihlerdir.

Nisa -69 “Kim Allah'a ve Resûl'e itaat ederse işte onlar, Allah'ın kendilerine lütuflarda bulunduğu peygamberler, sıddîkler, şehidler ve salih kişilerle beraberdir. Bunlar ne güzel arkadaştır!”

Allah’ımızın ne güzel arkadaştırlar buyurduğu, nimet verdiği diye buyurduğu zümre salihlerdir. Salihler her namazımızda   “bizleri nimet verdiklerinin yoluna ilet” diye Rabbimize yalvardığımız zümredir.

İşte Peygamberimize katılmanın yolu Hazret-i İbrahim, Hazret-i Yusuf’un Rablerine niyazlarındaki katılmak istedikleri o en güzel arkadaşlar olan salihlerdir. Kim Salihleri bulur ve onlara ittiba ederse resule katılmıştır. Salihlere varan risaletin eğitimine girmiş dalaletten kurtulmuştur vesselam.

Haydi, risalete, haydi Salihlere…

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort