JoomlaLock.com All4Share.net

NURETTİN TOPÇU

Bir aylık aranın ardından yakın dönem edebiyatımıza damgasını vurmuş, hem Müslüman kimlikleri ile ön plana çıkmış hem de milliyet bilinci açısından köklerine sımsıkı bağlı isimlerin hayatlarını yazmaya devam ediyoruz.

Evet, Müslüman olmak ve bu şuurla hareket edebilmek ne güzel bir şeydir.  Çünkü insan Allah’ın kitabını eline alıp, adeta yön gösterici bir pusula gibi onun gösterdiği dosdoğru yol üzere hareket etmeye gayret ederse her şeyi kararınca yapar ve ondan istifade eder. Milli benliğine bağlı olmanın gerekliliğini bilir ama asla ırkçılık yapmaz. Sanatla, edebiyatla uğraşır fakat bunları Allah’a isyan aracı olarak değil, aksine Allah’ın varlığını ve üzerimizdeki yegâne kuvvet oluşunu izhar edebilmede elinden geleni ortaya koymak adına yapar.

Aslen Erzurumludur. Dedesi Osman Efendi Erzurum’un Ruslar tarafından işgali sırasında Osmanlı ordusunda topçu olarak görev yapmıştır. Bugün kullandıkları “Topçu” soyadı buradan gelmektedir. Osman Efendi’nin vefatı üzerine, ailenin tek çocuğu olan Ahmet Bey (babası) çok genç yaşlarda ticaretle uğraşmaya başlar. Kısa sürede işlerini büyütür ve İstanbul’a göç edip ticaretini burada devam ettirme kararını alır. İşte, Nurettin Topçu 1909 yılında Süleymanye’deki evlerinde dünyaya gelir.

O zamanın eğitim sistemine uygun olarak altı yaşında, Bezmiâlem Valide Sultan Mektebi'nin ana kısmına yazılır. Burayı bitirdikten sonra Büyük Reşit Paşa Numune Mektebine verilir. Mektebi birincilikle bitirir. Daha sonraki yıllarda Vefa İdadisi'ne devam eder. Burada da sınıflarını birincilikle geçer. Son sınıfta, öğrencileri sınıfta bırakmasıyla meşhur olmuş ve “sıfırcı” lakabıyla nam salmış Arapça hocası Salih Bey’in dersinden kalınca lise öğrenimini İstanbul Lisesi’nde tamamlamış ve edebiyat bölümünü pekiyi derece ile bitirerek mezun olmuştur.
Liseden mezun olduktan sonra Avrupa’da tahsil görebilmek için imtihanlara girer ve kazanır. Paris’te hem daha önce oraya gitmiş Türk yazarlarla hem de savundukları fikirleri ile seslerini dünyaya duyurmuş yabancı isimlerle görüşme fırsatı yakalar. İlk yazı denemeleri de bu tarihlere rastlar. Burada, psikoloji sertifikasını verir. İki sene sonra Strazbourg'a geçer. Üniversitede felsefe tahsil eder. Ayrıca sanat tarihi lisansı da yapar.

Türkiye ile alakasını da kesmemeye özen gösterir. Babasının vefatından sonra büyük fedakârlıklarda bulunan ve kendi okulunu bırakma pahasına da olsa ailesinin geçimini üstlenen ağabeyi Hayrettin Beyi de yanına alır. Topçu’nun Avrupa’daki hayatı, daha önce bu sayfada kendilerine yer verdiğimiz yahut çeşitli vesilelerle hayatlarını inceleme fırsatı bulduğumuz isimlerin çoğundan farklıdır. Çünkü o dönemler bizden, çeşitli vesilelerle Avrupa’ya ilim tahsili için kim gitti ise orada, ya zevk ü sefa içinde yıllarını geçirmiş ya da bohem hayatı yaşamış, hâsılı orada bulunma gayeleri olan eğitimlerini hep ikinci sıraya atmışlardır. Ancak Nurettin Topçu’nun durumu diğerleri gibi olmamış, aksine oradaki hayatı okul, ev ve kütüphane arasında geçmiştir. Bu arada hafta sonu tatillerini de değerlendirmeyi ihmal etmez. Çevresinde bulunan derneklere gidip gelerek oradaki tanınmış simalarla fikir alışverişinde bulunur.

Strazbourg'da doktorasını hazırlayan Topçu, Sorbon'a gider, doktorasını verir: "Conformisme et révolte (Konformizm ve isyanı)". Bu üniversitede felsefe doktorası veren ilk Türk öğrencisidir. Bu tez Paris'te kitap halinde yayımlanır (Paris 1934). 1990 yılında da tıpkı baskısı Kültür Bakanlığı'nca Ankara'da yapılır.

1934'de yurda döner. Galatasaray Lisesi'nde felsefe öğretmeni olarak görev alır. Burada okul müdürünün çifte standart içeren bazı uygulamalarının karşısında durduğu için İzmir’e tayini çıkattırılır.

Nurettin Topçu, adıyla özdeşleşen Hareket Dergisi'ni İzmir'de bulunduğu yıllarda yayımlamaya başlar. Dergi İstanbul'da basılır. Bu dergide makineleşme ve teknik gelişmeler karşısında hareketsiz kalmayıp onlara her şeyiyle meyleden insanların bu tip faktörlere uyarak değil de sadece aslına dönüşle rahata erebileceğini savundu. Batıdan ithal edilen ve ne idüğü belirsiz “izm” lerin karşısında tavır almış ve insanın kalbine gereken değeri vermeden akılcılığın bile fayda vermeyeceğini dillendirmeye çalışmıştır. Hareket'te yayınlanan "Çalgıcılar yine toplandı" isimli yazıdan dolayı açılan soruşturma üzerine Denizli'ye sürgün edilir. Denizli'de bulunduğu yıllarda Said-i Nursi ile tanışır, o sırada yapılan mahkemelerini takip eder. Daha sonra Haydarpaşa Lisesi'ne tayin edilir. Bir müddet sonra da Vefa Lisesi'ne geçer. 27 Mayıs 1960'a kadar uzun yıllar Robert Kolej'nde tarih dersi okuttu. 27 Mayıs'tan sonra devrim aleyhtarı bulunarak buradaki görevine son verildi.

Çocukluk arkadaşı Sırrı Bey vasıtayısla devrin manevi büyüklerinden Hasib ve Abdülaziz Efendilerle tanışan Topçu, bu kişilerden oldukça etkilenir ve Nakşibendî şeyhî Abdülaziz Bekkine Efendi'ye intisab eder. Topçu, Celâl Hoca (Celâl Ökten)dan da İslâmî ilimler yönünden faydalanır.

Daha sonra İmam-Hatip okullarının kuruluşu sırasında Celâl Hoca ile mesaî arkadaşlığı yaptı. Son olarak İstanbul Lisesi'ne tayin olunan Topçu buradaki görevinden 1974 yılında emekli oldu. Fikri faaliyetlerini Türk Kültür Ocağı, Türk Milliyetçiler Cemiyeti, Milliyetçiler Derneği ve Türkiye Milliyetçiler Derneği'nde sürdürdü.

1975 yılının Nisan ayında hastalandı. Hastalığının teşhisinde güçlük çekildi. Pankreas kanserine yakalandığı ameliyatta belli oldu. Topçu, 10 Temmuz 1975'te vefat etti. Fatih Camii’nde kılınan namazdan sonra Topkapı'da Kozlu Kabristanı’na defnedildi.

Nurettin Topçu, değişen toplum yapımızı da batılılaşma karşısında, inancımızı ve tarihimizi savunurken, kapitalist ve komünist iki kamp arasında cemaatçi bir nizamın zaruretini öngören "yeni nizam"ın ana hatlarını çizdi. Daha önceki dönemlerde ileri sürdüğü düşünceleri, bütün fikrî altyapısıyla yeniden ve kuvvetle ortaya koydu. İslâmiyet’in, bu Allah'ın insanlar için seçtiği nizamın, cemaatçi yönünü cesaretle belirtti. Yayımlanmış eserlerini şöyle sıralamak mümkündür:

İsyan Ahlâkı, Yarınki Türkiye, İslam ve İnsan, Ahlâk Nizamı, İradenin Davası, Mehmed Âkif, Felsefe, Büyük Fetih, Bergson, Amerikan Mektupları Düşünen Adam Aranızda, Ahlak, Devlet ve Demokrasi, Sosyoloji, Millet Mistikleri, Psikoloji, Mantık, Mevlana ve Tasavvuf, Reha, Kültür ve Medeniyet, Taşralı, Varoluş Felsefesi Hareket Felsefesi, Var Olmak, Türkiyenin Maarif Davası…

Bu ayki yazımız hazırlanırken biyografi.net ve wikipedia.org adlı sitelerden istifade edilmiştir. Emeği geçen arkadaşlara teşekkürü borç biliriz.

GÜLZÂR-I HÂCEGÂN DERGİSİ'NİN 2009 AĞUSTOS SAYISINDA YAYINLANMIŞTIR

Bu kategoriden diğerleri: « ALİ ULVİ KURUCU MUSTAFA ASIM KÖKSAL »

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort