JoomlaLock.com All4Share.net

MUHARREM 1439

Muharrem 1439

Muharrem 1439 - İrfan Aydın

Sayı : 118 - Ekim 2017

 

Muharrem 1439

 

Bismillahirrahmanirrahim,

Salat ve selam alemlere rahmet olarak gelen Hz. Muhammed Mustafa (sav) Efendimiz’in, daha sonra diğer peygamberlerin, ehli beyt’in, ashab-ı kiramın, saadat-ı kiram efendilerimizin mübarek ruhlarına olsun. Sonra da günümüzü aydınlatan büyüklerimizin üzerine olsun…

Muharrem ayını idrak ettiğimiz şu günlerde İslam dünyasından iç açıcı olmayan haberler gelmeye devam ediyor. Arakan da gözü dönmüş Budist çeteler müslümanlara türlü zulümler uygulayarak göçe zorluyorlar. Arakandan Bangladeş’e geçen müslümanların sayısı dört yüz bin civarındaydı ve bu sayı her geçen gün daha da artmakta. Yollardaki perişan görüntüler sürekli ajanslar tarafından servis edilmekte. Arkadan yükselen dumanlar ve perişan bir halkın dramı…

Hemen yanı başımızda Irak’ta IKBY’nin aldığı referandum kararı bölgeyi savaşın eşiğine getirmiş durumda. Türk, Kürt, Arap savaşı İsrail’in arayıp da bulamadığı cinsten. Zaten bu referandumun arkasında İsrail ve Amerika’nın olduğu herkes tarafından biliniyor. Türk ordusu sınıra yığınak yapmış ve tatbikatlar yapıyor. Masada her türlü seçeneğin olduğu bir zamanda Barzani için en hayırlı seçeneğin alabildiği kadar taviz alıp referandumu ertelemek olduğu gözüküyor. Fakat hayırlısını Allah (cc) bilir. Zaten Amerika’nın Irak işgali ile özerk bölgelere ayrılan Irak’ın parçalanması durumunda 1926 Ankara anlaşması gereği Kerkük ve Musul için uluslar arası yasalar gereği müdahale hakkımız bulunuyor. Tabi soğukkanlı bir politika izlemek bizim için daha yaralıdır. 

Diğer yandan Suriye’de İdlib’te Türkiye, İran ve Rusya’nın Astana’da aldığı karar gereği çatışmasızlık bölgesi olarak ilan edildi. Afrin için ise düğmeye basılmış gibi gözüküyor. Afrin’in dört tarafı ordumuz ve Özgür Suriye ordusu tarafından çevrilmiş durumda. Afrin gün sayıyor. Fırat Kalkanı harekatı ile başlayan Suriye içerisindeki duruma müdahil olma pozisyonu Afrin ile Hatay’a kadar genişleyeyecek gibi gözüküyor. Böylece hem Fırat Kalkanı ile açtığımız alan koruma altına alınmış hem de Kuzey Suriye PYD-İsrail koridoru tamamen kapanmış olacak. Öte yandan çatışmasızlık bölgesi ilan edilmiş olmasına rağmen Esed rejim uçakları Suriye halkını bazı bölgelerde bombalamaya devam ediyor. 

Filistinde değişen bir şey yok. İsrail insanlık tarihinin en büyük hapishanesini genişletmeye devam ediyor. Gazze’nin tek çıkış kapısı Refah, Sisi’den sonra adeta İsrail kontrolüne geçmiş gibi. Şu günlerde Gazze’nin neredeyse bütün lojistik desteğini sağlayan gizli tüneller İsrail tarafından kapatılıyor. İsrail Mısır’la arasına sadece yer üstünde duvar örmekle kalmıyor duvarı belli bir metreye kadar yer altına indirerek alttan açılabilecek tünellere engel oluşturuyor.

Evet şimdi Arakan’da bu zulüm zahiren niçin meydana geliyor ona bakalım. Bildiğiniz üzere Arakan eski ismi Burma krallığı yeni ismi Myanmar olan devletin sınırları içerisinde bir bölgedir. Bölge eski zamanlarda Arakan krallığı olarak müslümanların yönetiminde yüzyıllarca yaşadı. İngilizler Arakan’ı sömürgelerine kattığında ismini Burma Krallığı olarak değiştirdi. Ta ki İkinci Dünya Savaşı’na kadar. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Myanmar olarak bağımsızlığını elde etti. Katliam ve zulümleri çok eskiye dayanmasına rağmen İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra hız kazandı. Son zamanlarda ise iyice şiddetlendi. Arakan bölgesinin altında zengin gaz ve petrol yatakları olduğu söyleniyor. Bu petrol ve gaz yataklarının üzerinde yüzyıllardır yaşayan müslüman masum ve mazlum Arakan halkı şimdilerde göçe zorlanıyor. Bunun için Budist çeteler acımasızca katiam yapıyor kadınları ve çocukları öldürüyor malları yağmalıyor evleri ve arazileri geri dönülmez bir şekilde yakıyor. Yüz binlerce insan NAF nehrini geçerek Bangladeş’e sığınıyor. Yollarda kimi zaman yarı bellerine kadar su içerisinde kimi zaman dizlere kadar çamur içerisinde çocuklar ve yaşlılar sırtta üç beş parça malları ellerinde…. Ölüme yolculuk, sefalete yolculuk…

Arakan da son zamanlarda kirli bir oyun oynanıyor. Suudi Arabistan’dan Arakan’a geçen Pakistan doğumlu Suudi Arabistan’da yetişmiş Ataullah liderliğinde Arakan kurtuluş ordusu ARSA diye bir örgüt kuruldu. Çeşitli eylemlere imza atan bu örgüt yakın zamanda karakollara saldırarak bugünkü Arakan göçünü oluşturan Budist zulmünü tetikledi. Bir yanda güya halkın kutuluşu için örgüt finanse eden Suudi Arabistan diğer yanda hükümeti zulme zorlayan Çin. Bu iki taşeron bölgeyi boşaltmakla görevli. Bölge boşalınca Amerikan, İngiliz, Norveç ve Arabistan petrol şirketleri bölgeye üşüşecek ve çıkardıkları petrol ve gaz Çin’e sevkedilecek. Çin’in artan enerji ihtiycı hemen komşu bir coğrafyadan karşılanacak. Eğer bu haberler doğruysa Suudi Arabistan’ın Katar örneğinde olduğu gibi Amerikan tetikçiliğine soyunduğu ortaya çıkmış bulunuyor. Suudi Arabistan geçmişte Afganistan’da sergilediği tutumu şimdi Suriye’de ve Arakan’da sergileyerek İslam dünyası için ne kadar zararlı olduğunu bir kez daha göstermiştir. İslam dünyasının neresinde bir İslami uyanış olsa Suud’u hemen orada görüyoruz. Oluşacak İslami uyanışı rayından çıkarmak ve hedefinden uzaklaştırmak için elinden geleni yapıyor. Önce hareketi sağladığı finsla gruplara bölüyor daha sonra mezhebi ve etnik çatışmaya dönüştürüyor. Sürekli oynadığı oyun budur. Tabi bunu oluşacak her İslami hareket bir gün gözünü dünyanın kalbi olan Mekke-i Mükerreme’ye dikeceğini bildiği için yapıyor. Fakat korkunun ecele faydası yok. Gün gelir Amerika’yla, İngiltere’yle yaptığı bu oyunlar tutmaz ve Müslümanlar uyanır… 

Bu oyunda Türkiye sadece gıda ve ilaç yardımı yapabiliyor. Bir de diplomatik çabalar. Oyun önceden kurulmuş sonradan ardından toparlamak çok zor oluyor. Bu hadise bir kez daha göztermiştir ki ülkemiz ekonomik siyasi ve askeri açıdan çok daha güçlü bir pozisyonda olmalıdır. Yoksa biz daha çok mazluma koli göndeririz. Tabi bu da nüfus olarak, yer altı zenginlikleri olarak ve ticaret hacmi olarak baktığımızda tek başına Türkiye’nin altından kalkabileceği bir durum değildir. Türkiye’nin önderliğinde kurulacak bir İslam birliği çok acil bir ihtiyaçtır. 

Arakan için Türkiye dışında çırpınan yok. Üç maymun oyunu devamlı sahnede! Tüm dünya her zaman olduğu gibi… Birkaç yüz bin kişi öldürsünler sonra bakarız havasındalar. Zaten Şerleşmiş milletlerden AB den ABD den bir şey beklediğimiz yok, fakat İslam ülkeleri denilen petrol zengini ülkelerin durumu insana giran geliyor. Rabbimizden niyazımız halkına ve Allah’a (cc) dayanmayan bu dünya zengini müslüman ülkelerini hakiki sahiplerine kavuşturmasıdır. 

Evet muharrem ayı ki bu ay İslam tarihi açısından birçok mutlu olayın yaşandığı bir aydır.

Acısıyla tatlısıyla bu ay İslam dünyası için önemli bir aydır. Rabbimizden niyazımız Arakan’ın, Filistin’in ve Kudüs’ün, Hicaz’ın, Suriye’nin, Irak’ın, Mısır’ın, Dogu Türkistan’ın, Patani’nin, Afrika müslümanlarının ve tüm Bilad-ı İslamın zahiren ve batinen hürriyetine kavuşmasıdır. Ümmetin yaklaşık bin beşyüz yıldır önümüzü aydınlatan Allah (cc) adamlarının etrafında toplanması ve onların önderliğinde artık sonunda ışık gözükmeye başlayan bu karanlık tünelden çıkmasıdır. Cenabı Hak’tan acilen bütün Bilad-ı İslam’ı tek bir sancak etrafında toplayacak hayırlı bir sahip göndermesini dileriz. 

Amin…

 

Yazar:  İrfan Aydın

 

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort