JoomlaLock.com All4Share.net

MESCİD ADABI

Câbir İbni Abdullah Hz. Peygamber’in şöyle buyurduğunu nakletmiştir:

“Benden önce peygamberlerin hiçbirine verilmeyen şu beş özellik bana bahşedildi:

1- Yürüyerek bir ayda aşılacak mesafede bulunan düşmanlara korku salmakta ilahi yardıma mazhar oldum.

2- Yeryüzü Benim için mescid ve temizleyici vasfa sahip kılındı. Ümmetimden her kim, bir yerdeyken namaz vakti girerse namazını kılsın.

3- Ganimetler Bana helal kılındı.

4- Peygamberler kendi kavmine gönderildi, Ben  ise  tüm  insanlara gönderildim.

5- Bana şefaat etme hakkı verildi.”

Ebu Katâde es-Selemî’den  Hz. Peygamber’in  şöyle buyurduğu nakledilmiştir:

“İçinizden biri camiye girdiği zaman oturmadan önce iki rekât namaz kılsın.”

Nafi, İbni Ömer’den (radıyallahu anhümâ) anlatıyor:

Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm); “Bu kapıyı kadınlara ayırsak.”  buyurmuştu. Nafi der ki; “İbni Ömer (radıyallahu anh), ölünceye kadar o kapıdan hiç girmedi.” [Ebu Davud, Salat 54, (571).]

AÇIKLAMA:
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), Mescidi  Nebevi’nin giriş kapılarından birinin kadınlara ayrılmasını dilemiş ve oradan erkeklerin girip çıkmamasını söylemişti. Bugün Mescidi Nebevi’de halen bir kapı kadınlara   mahsustur, oradan sadece onlar girip çıkarlar.

Ebu Hureyre’den  şöyle nakledilmiştir:

“Zenci bir adam veya zenci bir kadın, Mescidi Nebevî’yi süpürürdü. Derken vefat etti. Bir gün Hz. Peygamber onu sordu. Etrafındakiler; ‘Vefat etti.’ diye cevap verdi. Bunun üzerine Allah Resûlü: ‘Onun vefatını bana haber vermeniz gerekmiyor muydu? Kabrini gösterin!’ buyurdu. Sonra mezarına gelip onun için namaz kıldı.”

SONUÇ:
*Camileri temizlemek faziletli bir ameldir.
*Ortadan kaybolan hizmetçi ve eş dost sorulur.
*Kişi dua ile ödüllendirilebilir.
*Hayırlı kimselerin cenaze namazına katılmak teşvik edilmiştir.
*Cenaze namazına yetişemeyen kimselerin, daha sonra ölünün kabrine gelerek onun için namaz kılması menduptur.
*Vefat, ilan edilir.

Hz. Büreyde (radıyallahu anh) anlatıyor:

“Bir adam  mescidde yitiğini ilan etti ve: ‘Kim kızıl deveyi gördü?’ dedi. Bunu işiten Aleyhissalâtu vesselâm: ‘Bulamaz ol! Mescidler  neye yarayacaksa onun için inşa edilmiştir (Gayesinden başka maksadla kullanılamaz)!’  buyurdular.” [Müslim, Mesacid 80, (569)]

AÇIKLAMA:
Bu hadis, mescidde kayıp ilanını  yasaklamaktadır. Âlimler bu hususta ihtilaflıdır. Bir kısmı buna mekruh derken, bir kısmı haram demiştir.

Camilerde yüksek sesle konuşmak da mekruh addedilmiştir. İmam Mâlik ve bir grup âlim “İlim için bile olsa!” diyerek yasağı âmm kılmıştır. Ebu Hanife ve Mâlikîlerden Muhammed İbnu Mesleme ilim, dava vs. gibi insanların muhtaç olduğu meselelerin mescidde yüksek sesle konuşulmasında beis görmemişlerdir.

Resûlullah’ın: “Mescidler ne maksadla yapılmışsa o iş içindir.” sözü, mescidlerin sadece ibadet ve zikrullaha tahsisini gerektirir. Bu sebeple İmam Mâlik gibi bir kısım alimler “çocuk okutma”yı bile bu  gayenin dışında görerek caiz bulmazlar. Sanat icrası, ticaret yapılması da caiz olmaz. Sâib İbn Yezîd’den şöyle nakledilmiştir:

Bir gün Mescidi Nebevî’de ayakta duruyordum. Birden adamın teki bana bir çakıl taşı attı. Hemen dönüp baktım. O kişi Ömer İbn Hattab’mış. Bana, “Git, şu iki adamı tut getir!”  dedi. Ben de gittim, onları bulup getirdim. Onlara ‘Siz kimsiniz?’ veya ‘Nerelisiniz?’ diye sordu. Onlar da ‘Taifliyiz.’ diye cevap verdiler. Bunun üzerine Ömer onlara şöyle dedi: ‘Eğer Medineli olsaydınız canınızı yakardım. Zira siz, Rasûlullah’ın mescidinde sesinizi yükseltiyorsunuz!’

İmam Buhârî, camide yüksek sesle konuşmanın yasak olduğunu gösteren Hz. Ömer hadisi ile bunun yasak olmadığına delalet eden Ka’b hadisini zikretmek suretiyle; sesi yükseltmenin faydasız konularda yasak, zaruretin bulunduğu durumlarda ise mubah olduğuna işaret etmiştir.

(Eğer Medine’li olsaydınız!) Bu ifade, camide yüksek sesle konuşmanın daha önce yasaklandığını gösterir. Ayrıca bu hadise göre, hükmü bilme imkanı olmayan kimselerin cehaletleri hoş görülür.

Zeyd İbn Hâlid, Büsr İbn Saîd’i Ebu Cüheym’e gönderip, ona Hz. Peygamber’in  namaz kılanın önünden geçen hakkında ne buyurduğunu sormasını istemiş. Büsr, Ebu Cüheym’e gidip bu soruyu sormuş. O da şöyle cevap vermiştir; “Hz. Peygamber’in şöyle buyurduğunu işittim:

‘Namaz kılanın önünden geçen, ne kadar büyük bir günah işlediğini bilseydi, onun önünden geçmek yerine kırk (zaman) beklemeyi daha hayırlı bulurdu.’ Ebu’n-Nadr şöyle demiştir: ‘Ravi kırk gün mü, kırk ay mı, yoksa kırk yıl mı dedi hatırlamıyorum.’

KAYNAKLAR:
-İbn Hacer el-Askalani, Fethu’l Bari
-İbrahim Canan, Kütüb-i Sitte Tercüme ve Şerhi

GÜLZÂR-I HÂCEGÂN DERGİSİ'NİN 2011 NİSAN SAYISINDA YAYINLANMIŞTIR

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort