JoomlaLock.com All4Share.net

Mart 2019 Mukaddime

Mart 2019

Sayı: 135 - Mart 2019

 

Dergimizin kıymetli okuyucuları; yeni bir sayıda birlikteyiz. Mart ayıyla birlikte hem zahirde hem de batında baharın gelişini yaşıyoruz.

Zahirde Mart ayı baharın başlangıcı olarak kabul edilir. Havaların yavaş yavaş ısınmaya başladığı, bazı bölgelerimizde çiçeklerin açmaya, ağaçların tomurcuklanmaya başladığı ve adeta Rabbimizin (cc) “Ölüden diriyi çıkarır, diriden de ölüyü çıkarır” hitab-ı izzetinde buyurduğu gibi sonbaharda ölen bütün tabiatın yeniden diriltmesine şahit oluyoruz. 

Batında bahar ise Mart ayının sekizinde başlayacak olan mübarek üç aylara Rabbimizin izniyle ve lütfuyla ulaşmamızdır. İçerisinde mübarek geceleri de barındıran Recep, Şaban ve Ramazan aylarına Receb ayıyla inşallah başlıyoruz. 

Büyüklerimiz zahirde gelen baharla birlikte dervişlerin gönüllerinin de açılmaya başlayacağını, adeta güneşe yönelip açan çiçekler gibi dervişin letâifinin de baharda Hakk’ın (cc) rahmet tecellilerinin nurlarına yönelip parladığını buyurmuşlar. 

İşte hem baharın gelmesi hem de üç ayların manevi iklimine erişmemiz neticesinde bizler de üzerimizdeki ataletten kurtulup Hakk’ı razı edecek ameller işlemeliyiz ki, büyüklerimizin buyurmuş oldukları nisan yağmuru benzeri rahmet tecellilerine mazhar olalım.

Bir başka açıdan Müslümanların yaşamış olduğu coğrafyalara baktığımızda son zamanlarda belirgin bir şekilde dünyevi eğlencelere dalındığı görülüyor. Yani İslami olsun olmasın her durumda müslümanların batılı tarzda eğlencelere meyletmeleri, tamamen veya kısmen ibadetlerden soyutlanmış bir İslam anlayışı yaygınlaştırılmaya çalışılıyor. 

Bunun neticesinde ibadetler Allah Teala’nın (cc) emrettiği şekilde değil de nefislerin müsaade ettiği kural ve kaidelere göre yapılmaya çalışılıyor.

Misal verecek olursak, üç aylardaki mübarek geceler ve Ramazan-ı Şerif geceleri artık müslümanlar için ibadet zamanları olmaktan çıkmış festivallere çevrilmiştir. Camiler, dergahlar, medreseler bırakılıp salonlarda erkek-kadın karışık bir vaziyette çeşni cinsinden biraz Kur’an okunup daha sonra çalgı aletleri eşliğinde ilahiler söyleyip dua edip işi bitiriyorlar. Bazı yerlerde adeta insanlar gidip evlerinde Rabbiyle baş başa kalmasın diye sabah namazlarına kadar bu uygunsuz işleri devam ettiriyorlar. 

Hatta Mekke-i Mükerreme’de dahil olmak üzere umreye gidip oralarda alkolsüz denilen, fakat içeriği belli olmayan şaraplar, likörler, biralar içilebiliyor. Türkiyemizin bazı büyük şehirlerinde İslami eğlence mekanları adı altında pop tarzı müziklerle ve yukarda bahsedilen içki türlerinin bulunacağı mekanların açılmaya başlandığı söyleniyor. Slogan olarak da “eğlenmek bizim de hakkımız” kullanılıyor.

Televizyonda türbanlı kızlarımıza soru soruyorlar. “En çok neden hoşlanıyorsun?” diye cevap olarak “Eğlenmekten!” cevabını alıyorlar. 

Cenab-ı Hak aklımıza mukayyet olsun. Acaba biz Müslümanlar nereye gidiyoruz. Doğal afetlerden, hayat pahalılığından şikayet ediyoruz. Acaba bunların sebeplerini hiç araştırıyor muyuz? Kendimizi hiç sorguluyor muyuz? Yoksa evrimcilerin dediği gibi “doğanın işleri” olarak mı görüyoruz. Ne oldu bizlere ki, Rabbimizden bu kadar gafil kaldık. Musibetler artık bizleri etkilemiyor. Cenazelerimizi defnederken hal ve hareketlerimiz gerçekten ibretlik olmuş. Ölüm bizlere hiçbir şey hatırlatmıyor. Bir taraftan cenazemizi defnederken beriki tarafta gıybet, malayani, boş işlerin lakırdısını yapabiliyoruz. Allah aşkına yarın orada üzerine toprak atılan biz olmayacak mıyız? Bize bir garanti mi verilmiş?

Cenab-ı Hak bizleri gafletten uyandırsın. Bu önümüzdeki mübarek aylarda özümüze dönecek ameller nasib eylesin. Ölümü ve hesap gününü unutanlardan eylemesin. İdrak edeceğimiz Regaib-i Şerif gecemizi mübarek kılsın.

 

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort