JoomlaLock.com All4Share.net

İSLAM’IN İLK KADIN ŞEHİDİ HZ. SÜMEYYE BİNTİ HAYYAT

İşkenceler altında inlemesine rağmen, imanından taviz vermeyen o mübarek insan…
İslâm’ın ilk kadın şehidesi…
Ailesinin gözü önünde işkence yapılarak şehit edilen, sabır abidesi…
Allah ve Resûlü’nün yolunda şerefle ölmeyi göze almış iman eri… İslâm’ın ilk çilekeş ailesi...
Dünyadayken cennetle müjdelenen mübarek aile…
Ve halâ adı dökülünce dudaklarımızdan, Hz. Sümeyye’nin kızgın kumlar altında deşilen ciğerlerinin yangını bütün bedenimizi kuşatıyor.

Hz. Sümeyye binti Hayyat, Mahzumoğullarından Ebû Huzeyfe İbni Muğıre’nin kölesi idi. Hizmetiyle kendini sevdirmişti. Hz. Yasir, kimsesiz ve yoksul bir âdemoğlu. Memleketi Yemen'den ayrıldıktan sonra vardığı Mekke'de Ebû Huzeyfe b. Muğire'nin yanında hizmetkâr olarak çalışmaya başladı. Efendisi, Yasir'den ziyadesiyle memnundu; çünkü teklif ettiği bütün işleri kâmilen yerine getiriyordu. Hiçbir kusurunu görmüyordu, çünkü o işinde fedakârca çalışan, aldığı parayı da az görmeyen biriydi.

Bu iyi huylu, her işin üstesinden gelen bahadırı Ebû Huzeyfe, kölesi Hz. Sümeyye ile evlendirdi. Bu evlilikten Ammar ve Abdullah adlarında iki oğulları dünyaya gelmişti. Ömürlerinin Mekke'deki kısmı Mahzumoğulları'nın yanında geçmiştir. Mahzumoğulları onları bazen mahcup edip incitse ve aşağılasa da genel itibariyle hoş tutuyordu. Onlar da bu iyiliğin altında kalmıyor, büyük gayretlerle hizmetinde bulundukları aileye sadık kalıp çalışıyorlardı. Ama günler geçiyordu, Risalet Güneşi doğunca Hz. Yasir ailesinin evi de aydınlanacaktı. İşte o zaman kim dost kim düşman, kim iyi kim kötü, kim yumuşak kalpli kim hain açığa çıkacaktı.

Bu mübarek ailede ilk önce Hz. Ammar b. Yasir Müslüman oldu. Heyecanla evine gelen Hz. Ammar ev halkını İslâm’a davet etti. Hiç tereddüt etmeden bu bahtiyar ailenin fertleri İslâm’la şereflenerek birer iman fedaisi oldular. Hz. Sümeyye ve ailesi Müslüman olduktan sonra son derece şiddetli işkencelerle karşılaştılar. Ancak hiçbir zaman imanlarından ve onu korkusuzca ilan etmekten taviz vermediler.

Ümmü Hâni şöyle der: “Ammar, onun babası Yâsir, kardeşi Abdullah ve annesi Sümeyye, Allah (cc) yolunda büyük işkencelere maruz kaldılar.”

Hz. Osman'dan rivayet edilir: "Bir gün, Allah Resûlü (sav) elimden tuttu. İşkence yapılan Müslümanları ziyaret etmek için birlikte şehrin dışındaki vadiye gittik. Ammâr ve ailesine büyük bir işkence yapılmıştı. Ammâr'ın babası Yâsir, Allah Resûlü'nü (sav) görünce, ‘Yâ Resûlallah! Zaman hep böyle, işkenceli mi olacak?’ diye sordu. Peygamberimiz (sav): ‘Sabrediniz!’ buyurduktan sonra: ‘Ey Allah’ım! Yâsir ailesini bağışla!’ diyerek dua etti.

İslâm'ın lehine gelişen hadiseler karşısında kızıp köpüren müşrikler, Müslümanlara işkence yapmak suretiyle acılarını çıkarma çabasındaydılar. Peygamberimiz (sav), yine bir gün, işkenceye uğratıldıkları sırada o kutlu aileye rastlamıştı: “Sabrediniz ey Yâsir ailesi, Sevininiz ey Yâsir ailesi! Sevininiz ey Ammar ailesi! Hiç şüphesiz, sizin mükâfat yeriniz Cennettir!” buyurdu.

Hz. Sümeyye, Müslümanlığını açıklamaktan çekinmeyen ilk yedi Müslüman’dan birisi olup, dininden döndürülmek için yapılan en ağır işkencelere çok zayıf ve yaşlı olmasına rağmen katlanıp, müşriklerin yaptırmak istediklerini yapmadı. İslâm'ın şerefi için ölmeyi göze alıp, müşriklerin söyletmek istediklerini söylemedi.

Bir gün, Müslümanlara kızan Mekkeli müşrikler, Hz. Sümeyye ve Yâsir’i sürükleye sürükleye çöle götürdüler. İkisi de çok yaşlıydılar ve sürekli maruz kaldıkları işkenceden dolayı, yürüyemeyecek hale gelmişlerdi. Ancak, müşriklerin gözünü kan bürümüştü. İhtiyar çiftin yaşlı ya da kadın olması umurlarında bile değildi. Sahrada bütün gün işkence etmeye devam ettiler. Genç ve güçlü olan oğulları Hz. Ammâr’ın bile tahammül edemediği işkencelere dayanmaya çalışıyorlardı. Ebu Cehil akşam olduğunda, elinde mızrağı ile işkence yapılan yere geldi. Müslümanların bu kadar işkenceye rağmen hala dinlerini terk etmemesine çok sinirlendi. Hele bu iki ihtiyarın, neredeyse ölmek üzere olduklarını, yine de direndiklerini görünce büsbütün kızdı. Bağırıp çağırmaya başladı. Bir taraftan sövüyor, bir taraftan da önüne gelen Müslüman’a tekme tokat vuruyordu. Onu gören müşrikler yeniden işkenceye başladılar. Hz. Yâsir; müşriklerin söyletmek istedikleri şeyi söylemedi. İslâm'ın şerefi için ölmeyi göze aldı! Müşriklerin işkenceleri altında can verdi. İslâm’ın ilk erkek şehidi oldu. Müşrikler, hızlarını alamamışlardı. Onlardan biri, okunu yayına yerleştirerek Hz. Yâsir’in oğlu Abdullah'ı vurup şehit etti. Yüce Allah (cc) Yâsir ailesinden razı olsun!
Müşrikler cinayet işleyip kan döktükçe vahşileşiyorlardı. Kana doymayan Ebu Cehil, Hz. Sümeyye annemizin bir bacağını bir deveye diğer bacağını başka bir deveye bağladı. Bir taraftan da “Sen Muhammed'e âşık olduğun için Müslüman oldun” diye kendisi gibi iğrenç iftiralar savuruyordu. Hz. Sümeyye, ona, hoşuna gitmeyecek bir cevap verince develerin Hz. Sümeyye’yi parçalamasını beklemeden mızrağını annemizin karnına sapladı. Bu da yetmedi. Mızrağı yukarı doğru çekerek karnını boydan boya yırtıp, vücudunu parçalayarak şehit etti.  Böylece İslâm'ın ilk şehidi olan kocasından sonra o da İslâm'ın ilk Şehidesi oldu. Allah azze ve celle annemizden zerreler adedince razı olsun, bizleri de şefaatlerine nail eylesin.

Resûlullah (sav) onun şehid edildiğini duyduğunda çok üzüldü. Hz. Ammar b. Yâsir'i teselli etti ve onu şehit edenler için “Allah, anneni katledenleri kahretsin!” buyurdu. Müşrikler; Hz. Ammar b. Yâsir'e güneşin en yakıcı sıcaklığı altında göğsüne ağır kaya parçası koyarak, boğarcasına başını suya batırarak işkence yaparlardı. Muğîre oğulları onu Meymun kuyusuna batırırlardı. Müşriklerin suya batırarak işkence yapmış oldukları bir sırada Peygamberimiz (sav) Ammar b. Yâsir'e rastlamıştı. Hz. Ammar ağlıyordu! Peygamberimiz (sav) elini onun gözlerinin üzerine sürdü ve “Bir daha kâfirler seni yakalayıp suya batırırlar ve sana ‘Şöyle şöyle söyle!’ derler ve bu işkenceyi tekrarlarlarsa, onların söyletmek istediklerini söyleyiver, işkenceden kurtul!” buyurdu. Kureyş müşriklerinden Mugîreoğulları Hz. Ammar b. Yâsir'i bir gün yakaladılar, Meymun kuyusunun içine batırdılar: “Sen Muhammed'e sövünceye ve ‘Lât ve Uzzâ Muhammed'in dininden daha iyidir’ deyinceye kadar seni bırakmayacağız!” dediler. Peygamberimiz’e (sav) dil uzattırmadıkça ve putlarının daha hayırlı olduğunu söyletmedikçe de, onu bırakmadılar. Peygamber Efendimiz’e (sav): “Yâ Rasûlallah! Ammar kâfir olmuş!” diye haber verildi.

Kâinatın Efendisi (sav): “Hayır! Ammar, tepesine kadar, tepesinden tırnağına kadar imanla doludur! İman onun etine ve kanına karışmış, işlemiştir!” buyurdu. O sırada, Hz. Ammar b. Yâsir, Peygamberimiz Efendimizin (sav) yanına geldi. Ağlıyordu. Efendimiz (sav): O'nun gözyaşlarını eliyle silerken: “Sana ne oldu? Arkanda ne haber var?” diye sordu. Hz. Ammar b. Yâsir: “Şer var yâ Resûlallah! Beni sana sövdürmedikçe, beni senden vazgeçirtmedikçe, Lât ve Uzzâ putlarının da senin dininden daha iyi olduğu bana söylettirilmedikçe bırakılmadım!” dedi. Peygamberimiz (sav): “Sana bunlar söylettirildiği zaman, kalbini nasıl bulmuştun? Söylemiş olduğun sözlerden kalbin ferahlı mıydı, değil miydi?” diye sordu. Hz. Ammar b. Yâsir: “Hayır! Ferahlı değildi! Kalbimi Allah'a ve Resûlü’ne imanın ferahlığı ve rahatlığı içinde ve dinime bağlılığımı da demirden daha sağlam bulmuşumdur!” dedi. Bunun üzerine Efendimiz (sav): “Öyle ise, sana bir vebal yok! Ey Ammar! Eğer onlar bir daha bu söylediğini tekrarlatmak için seni zorlarlarsa, tekrarlayıver!” buyurdu.

“Kalbi imanla (tevhid ile) huzur bulmuşken, (dinden dönmeye) zorlananlar dışında, kim imanından sonra Allah’ı inkâr eder veya (emirlerini kabul etmeyip) gönlünü küfre/kâfirliğe açarsa, Allah’tan onların üzerine (büyük) bir gazap vardır; en büyük azap da onlar içindir” (Nahl; 106) mealli ayetteki istisnanın Hz. Ammar b. Yâsir hakkında nazil olduğu rivayet edilir.

Hz. Sümeyye ve eşi, iman aşkı ile dinlerinin izzet ve şerefi uğruna, azimet ile hareket edip ölmeyi tercih etmişler; müşriklerin söyletmek istedikleri küfür sözünü söylememişlerdir. Hz. Ammar b. Yâsir ise ruhsat ile amel etmiş; kalbi Allah'a ve Resûlüne imanla dopdolu olduğu halde, müşriklerin söylemeye zorladıkları küfür sözünü dil ucu ile söyleyip işkenceden kurtulmuştur.

İman gücünden daha büyük bir güç yoktur ve imansız yürek sineye yüktür. Selam olsun, Allah (cc) yolunda canından geçip Allah’ın (cc) yakınlığını arzu eden mübareklere… Rabbim!  lütfen bizleri de imanla yaşayıp imanla Sana kavuşanlardan eyle!...

Yararlanılan Kaynaklar
M. Asım Köksal, Hazreti Muhammed ve İslâm Tarihi, Cilt 1-2, Işık Yayınları, 2008
Serpil Özcan, Hz. Havva’dan Hz. Zeyneb’e Kadınların İzinde, Server İletişim, 2009
Hilal Kara, Abdullah Kara, Cennetle Müjdelenen Hanımlar, Nesil Yayınları, 2007
M. Yusuf Kandehlevi, Hayatü’s Sahabe, Cilt 1, Merve Yayınları

GÜLZÂR-I HÂCEGÂN DERGİSİ'NİN 2012 MAYIS SAYISINDA YAYINLANMIŞTIR

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort