JoomlaLock.com All4Share.net

GÜL YÜZE HASRET -3

Gül Yüze Hasret 3

Gül Yüze Hasret -3 - Gönül Pınarı

Sayı : 133 - Ocak 2019

 

Gül Yüze Hasret -3

 

Hazreti Vahşi’nin (ra) hayatı gittikçe deği-şiyordu. Gül yüze bakamamanın verdiği ıstırap onu bitiriyordu fakat bu onu daha da olgunlaştırıyordu. Nitekim hasret insanı olgunlaştırır, sevgi ise insana gül verir. Hazreti Vahşi’ye (ra) Efendimiz’in özlemi ve hasreti ile O’na ulaşma arzusu güç veriyordu. O’nu (sav) görmüyordu, O’nun gül cemaline bakamıyordu. Ama O’nu ölesiye seviyordu ki bu sevgiyi O’nun hasretinde hissedebiliyordu.

Onlar sahabi efendilerimiz! Allah Rasulü’nü canlarından çok sevmişlerdi. Hazreti Vahşi efendimiz belki bu sevgi halkasının en sonunda gibi gözükse de O’nu öyle sevmişti ki bu sevgi bütün iliklerine kadar sinmişti. Medine sokaklarında yüzünde bir peçe ile dolaşırdı, neden? Olur da O’nunla karşılaşırsa amcaları akıllarına gelir, O’nun gönlü incinir... Aman incinmesin diye peçeyle sokaklarda dolaşıyordu.

“O’nunla ama O’nsuzdu

O’nsuzdu ama O’nunla idi..”

O’nunla birlikte veda haccına katıldı. Başta Sevgili Peygamberimiz olmak üzere ensar-muhacir, bütün sahabe-i kiram efendilerimiz de beraberince hacca gitmişti. Hz. Vahşi (ra) hacı olmuştu.O canla beraber; sevdiğiyle, cananıyla beraberdi. Vahşi hac ibadeti esnasında bile Peygamber Efendimiz ile yüz yüze gelmemek için olağanüstü çaba sarf etmiş bir yandan da can, canan ile yüz yüze gelebilecek bir amel nasip etmesi için yana yakıla dua etmişti Yüce Allah’a.

Kâbe’ye bakarken kendini tutamayıp şöyle haykırmıştı: “İnandım, artık inandım ben. Müslüman oldum, şahit ol Rabbim! Ben de baş koydum bu yola. Vahşiliği, vahşeti bıraktım; nardan nura yöneldim. Buldur Rabbim, bildir Rabbim! Gönlümü aşkınla doldur, bütün yüreğimi. Peygamberimizin gül cemaline bakamıyorum, O’nun gül yüzüne bakabilecek bir amel işlememi nasip et ya İlahî! Nasip et! Allahım geldim Sana, Allahım geldim Sana, Rabbim Sensin. Kitabım Kur’ân, dinim İslam, Peygamberim Hazreti Ahmed u Mahmud u Muhammed Mustafa, geldim Sana.

Bu iman ve bu ikrar ile geldim. Gül yüzüne kurban olduğum Peygamber Efendimiz ile beraber geldim. Geldim ama, Can Efendim’in gül yüzüne bakamıyorum. Rabbim bir yol göster bana, öyle bir amel ver ki bana, Efendimiz’in nur yüzüne bakabileyim. Yandım, tutuştum Rabbim! Zât-ı Âlinize ve Efendimiz’e yandım. Yandım Rabbim! Cahiliye gururu ile Sana ve Peygamberimize karşı çıkma ahmaklığıma yandım, yandım yandım ve yana yakıla bitirip tükettim varlığımı.Vahşi olmayı da vahşiliği de yakıp kül ettim. Vahşetten sıyrılarak düştüm yollara. Artık bu nurlu yolun yanık sevdalılarından biri oldum ben de. Ama O’nun gül yüzüne bakamıyorum.”

İşte Vahşiyi, Hz. Vahşi yapan o sevda, o aşk O’nu bu hale getirmişti, O’nun gül yüzüne bakamama onu bu denli bir sevdaya düşürmüştü ama ne sevda, tâ yürekten...

Vahşi de diğer sahabiler gibi bu hac ziyareti esnasında çok şey görmüş ve çok şey öğrenmişti.

Özellikle de Peygamber Efendimiz’in meşhur “Veda Hutbesi” ile Vahşi yeniden doğmuştu sanki. Peygamber Efendimiz’in hastalanma haberi bütün sahabileri olduğu gibi Vahşi’yi de büyük bir üzüntüye sevk etti. Medine-i Münevvere’deki bütün sahabe-i kiram hazretleri, Peygamber Efendimiz’i ziyaret ediyorlar, O nur yüze bakarak hayır dualarını alıp nurlanarak dönüyorlardı.

Ama Vahşi bir türlü yanaşamıyordu. İki Cihan Güneşi vefat etmişti. Hazreti Vahşi ne durumdaydı acaba? Gül yüze bakamadan, nur cemali doyasıya seyredemeden, O dünyasını değiştirmişti.Gül yüzüne bakma şerefine erememişti, nur yüzden nur devşirememiş yakınına oturamamış, can sohbetlerini dinleye-memiş, bu sebeple yanmış, kavrulmuştu. Hatta mübarek kabirlerini ziyarete gittiğinde de yine boynu kırıkmış gibi başını eğmiş, Efendimiz’in kabrine bile bakamamıştı. 

Nihayet o gün gelmişti. İkrime komutasındaki ordu Yemame’ye doğru yola çıktı. Hazreti Vahşi de bu ordunun içindeydi, tıpkı Uhud’a gider gibi. Ama bu sefer çok farklıydı, hür olmak için. İlkinde Hamza efendimizi öldürmeye gidiyordu, şimdi ise Gül Yüz’ün önündeki engel olan Müseyleme’yi öldürmeye gidiyordu.

Uhud’da göstermelik bir hürriyete kavuşmuştu. Hazreti Hamza efendimizi şehit ettiği mızrağı da elindeydi. Onunla konuşuyordu adeta; “Haydi mızrağım, utandırma beni!” Nihayet vardılar Yemame’ye. Hazreti Vahşi sabırsızlandıkça sabırsızlanıyordu, Müseyleme denen sahtekarı arıyordu. “Müseyleme’yi tanıyan bana göstersin!” diyordu. Nihayet gördü. Hazreti Vahşi emektar mızrağını okşadı: “Ey mızrak Allah aşkına hedefini bul!” Mızrağını hedefine doğru kaldırdı, bir yandan da Allah’ın yardımını istiyordu. “Gül yüzünün önündeki engel üzerine Bismillah Yâ Allah!” Gül yüzün önündeki engele doğru koştu. Uçtu… uçtu… uçtu….

Ve... ve... evet vuruldu! “Allahu Ekber, Müseyleme’yi vurdum!” Bütün ses tonu ile çığlık çığlığa bağırıyordu. “Şimdi yüzüne bakabilir miyim ya Rasulallah” savaş bitince başta İkrime (ra) olmak üzere birkaç kişi Hazreti Vahşi’nin yanına gitti, yaralanmıştı. Vahşi bayılmıştı, yüzüne gözüne su serpince kendine geldi.

-Gördüm O’nu, gördüm.
-Kimi gördün ey Vahşi?
-Gül yüzüne kurban olduğum Peygamber Efendimiz’i, bana bakıp gülü-yordu, yanında da Hazreti Hamza vardı. İkisi de bana bakarak gülümsüyorlardı. “Artık gül yüzüne bakabilir miyim ya Rasulallah?” diye sordum; “Bakabilirsin!” dedi bana.

İslam ordusu Medine’ye döndü ve Vahşi çok heyecanlıydı, âşıklar gibi koşmaya başladı. Mescid-i Nebî’nin önüne geldiğinde soluk soluğa kalmıştı. Bir yandan da nefesi tıkanıyordu, boğazı kuruyordu, sürünür gibi yürüdü…yürüdü… yürüdü… Mübarek kabrin başına geldi, öyle bir çığlık attı ki oradakiler akıl kuşunu uçurduğunu zannettiler.

“Esselatu vesselamu aleyke ya Rasulallah! Esselatu vesselamu aleyke ya Habiballah! Esselatu vesselamu aleyke ya Nebiallah! Geldim ben geldim ya Rasulallah!”

O sevdayla yaşamak ve o sevdayla ölmek... İşte gerçek sevginin tezahüru. Vahşi her şeyi aşkla yapmıştı, ne büyük bir lütuf. Yıllarca bu aşk Hazreti Vahşi’yi bitirmişti. Hicretin 25. senesinde Humus’ta iken hastalanmış yataklara düşmüştü ve bu aşkla ebedî aleme göçmüştü. Kabri Suriye’nin Humus şehrindeydi, ama Hazreti Vahşi maneviyatta onlarlaydı artık.

Peygamber Efendimiz’e salat ve selam olsun. Bütün ashaba zerreler adedince rahmet olsun, himmetleri var olsun..

Selam ve dua ile...

 

Yazar: Gönül Pınarı

 

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort