JoomlaLock.com All4Share.net

ÇOCUKLARIMIZIN SOSYAL GELİŞİM VE DEĞİŞİM DÖNEMLERİ-3

6 YAŞ SOSYAL GELİŞİM DÖNEMİ
6 yaşına geldiğinde çocuklarımız aileden kolaylıkla uzaklaşabilecek durumdadır. Arkadaşlar edinir, yakın çevresinde kendisine yakın bulduğu kalabalık ortamlara karışır. Yemek yemek, giyinmek, gibi kişisel işlerini tek başına yapar. İlgi alanlarına göre hobiler, oyunlar, kurallar geliştirir. Özellikle geliştirdiği oyunlarda kız ve erkek çocuklar arasında bariz farklılıklar izlenir. Her iki cinste yeni şeyleri denemek ister. Oyunlar oluşturulur, kurallar yeni şekliyle belirlenir, birçok hayali roller geliştirilir. En çok hoşlandıkları oyunlar ise grup oyunlarıdır. Grup içerisinde uyulması gereken kuralları uygular, bazı sorumluluklar yüklenir, söylenenleri dikkatle dinler, dikkat süresi uzar. Artık kendisiyle gerçek nitelikte eğitim-öğretim uygulamaları yapılacak bir çağa gelmiştir.

6 yaş çocuğu, iki buçuk yaşında görülen olumsuz evrenin belirtilerini tekrar yaşar, davranışları dengesizleşir, kurallara karşı isyankâr tavır takınır. Tembel ve kararsızlık içindedir. Başkalarına kötü sözler söylemek, onları terslemek, onlarla tartışmak, isim takmak, arkalarından bağırmak gibi olumsuz huylar edinebilir. Bencil ve kavgacı olabilir. Bir şeye kızdığı zaman onun sorumlusu olarak annesini görür ve hıncını ondan almaya çalışır. İstekleri hiç bitmez. Çoğunlukla istediği şeyler, o anda olmalıdır. Her şeyin istediği anda ve istediği biçimde gerçekleşmesini bekler. İstediği her neyse, tamamını ister, paylaşmaktan kaçınır. Seçim yapamaz, suçlanmak, eleştirilmek istenmez, kendisine verilen cezalara tepki gösterir.

Burada anne babalar çocuklarının psikolojilerini iyi tahlil etmelidirler. Hata yapsalar dahi suçlarını, hatalarını direk yüze vurarak değil de onda oluşmasını istediğimiz davranışı örnek göstererek; iyi, güzel çocuklar böyle davranmalıdır, sen de iyi, güzel bir çocuksun diyerek örnek davranışı sevdirerek uygulatmalıdırlar. Aksi takdirde inatlaşmaya çok müsait olan 6 yaş çocuğu doğruyu bildiği halde yapmayacak bu onda ilerleyen yıllarda kişilik gelişiminin bu yönde şekillenmesinin temeli olabilecektir.

6 yaş dönemi ülkemizde ilköğrenim yaşı kabul edilen 7 yaşa hazırlık dönemi olarak da kabul edildiği için bu yaş dönemi, çocuk için ne kadar verimli geçerse bu onun okul başarısına da önemli katkı sağlayacaktır.

Bu çağda her çocuğun dışarıda tek başına oynama, yürüme, komşulardan annesinin istediklerini ona getirmesi, bakkaldan çikolata, sakız gibi ihtiyaçlarını temin edebilme gibi sorumluluk gerektiren beceriler kazanması sosyalleşmesi açısında önemlidir. Ayrıca ev yemeklerini yemeyi başarması; yeme, içme, uyuma gibi gereksinimlerini kendi başına gidermesi; tuvalet alışkanlığı kazanması, kendi evinden başka ortamlarda da tuvalete nasıl girip, çıkacağını, temizliğini annesi yanında yokken tek başına nasıl yapabileceğini kontrol altına alması; kendini ifade edebilecek derecede konuşabilme yeteneği kazanması; çevre gerçekleri hakkında basit kavramları anlayabilmesi (tehlike, yabancı, kötülük, zarar… vb); insanlar arasındaki cinsel ayrılığı tanıyabilmesi, kendi cinsinin davranış, rol ve tavırlarına göre hareket etmesi; neyin doğru, neyin yanlış olduğuna ilişkin basit gerçekleri öğrenmesi; başkalarının dertlerine ortak olmada ilk kavramları anlaması, öğrenmesi; aile çevresine, kültür yapısına, geleneklere, disipline uyabilmesi; anababaya, diğer aile büyüklerine ve küçüklerine nasıl davranılacağını kısmen öğrenmesi gerekir.

Öğrenmenin temellerinin atıldığı bu çağ da çocuklar kendilerinin bulunduğu çocuk ortamlarında etkileşim ile çok daha kısa zamanda hayatın gerçekleriyle birlikte çok fazla şeyler öğrenebilirler. Hem de bunu severek yaptıklarından bu öğrendikleri onların kişilik gelişimlerinin temelini şekillendirir. Bu nedenle çocuklarımızın din eğitimini onların seviyesine inerek verebilecek anaokulu, ya da değişik isimlerle bu misyonu yüklenmiş güvenilir ortamlara çocuğumuzu yönlendirmek bu yaş için çok önemlidir. Anne-baba belki de eğitim konusunda çok mahir olabilir fakat çocuğun sağlıklı sosyalleşebilmesi yoğun ortamlarda hem daha sağlıklı hem de çocuk açısından çok daha sevimlidir.

Çocuk bu yaşlarda asla ihmal edilmemelidir. Aile içinde onun anlayabileceği dilden peygamber Efendimiz(sav) anlatılmalı, onun sevilecek en büyük insan olduğu hep vurgulanmalıdır. Bu konularla ilgili sorular sorması sağlanmalı, sabırla cevaplanmalı ve bu konuda çocuğumuza kendisini ifade etme, konuşma fırsatı verilmelidir.

Çevremizdeki büyüklerimiz, ehlullah hazeratı çocuğumuza tanıtılmalı, sohbet, muhabbet ortamları içerisine sokarak onlarda büyük sevgisi, dost sevgisi, veli sevgisi oluşturulmalıdır. Evde yapılan ibadetlere çocuklarımız da davet edilmeli, onların katılımının aile için ne kadar önemli olduğu çocuklarımıza mutlaka hissettirilmelidir.

Çocuklarımızın cinsiyetlerine göre uymaları gereken dini rollerin temeli ihmal edilmeden bu dönemde onlara aşılanmalıdır. Kız çocuklarımıza örtü, tesettür sevgisi verebilmek için onların önlerinde örnek olmak çok önemlidir. Çocuk annesinin kıyafetini onun bir seçimi ve zevki olduğunu anlamalıdır. Annenin kızına onun istediği renk örtüyü takması çocuk için çok önemlidir. Çocuk neden örtü taktığını kendince bilebilmelidir. Çünkü arkadaş ortamlarında kendisine niçin örtü taktığı sorulduğunda çocuk tereddüde düşmeden bunu cevaplayabilirse başkasının yapamadığını yapabildiği için kıyafetine daha bir sıkı sarılır. Bu durum 6 yaş çocuğunun bilinmesi gereken önemli bir psikolojik özelliğidir.

Unutulmamalıdır ki her insan gerek çocuk olsun, gerekse yetişkin; kendi davranışları ile başkalarının davranışlarını karşılaştırarak kendi kendini tanımaya çalışır. Bu karşılaştırmanın sonunda kendisinin nasıl bir kişi olduğunu; neleri yapabileceğini, neleri yapamayacağını anlamaya başlar. Böylece insan kendi kendine bir değer biçer ve kafasında canlandırdığı değerlere ulaşmak için de arzu duyar. Bireyin kendisine ilişkin beslediği değer yargısına “benlik” denir. Bu nedenle çocuğumuzun benliği oluşurken onun davranışlarını şekillendirmek istediğimiz örnek modeller çocuğa hedef gösterilmeli bu örnekleri çocuğumuza tanıma imkânı verilmelidir. Kızlarımıza Hz. Fatıma anlatılmalı, Hz. Zeynep’in dik duruşu, kararlılığı, ahlâkı her fırsatta örnek gösterilmelidir. Erkek evlatlarımıza onların seviyelerine göre hazırlanmış Efendimiz(sav)’in ve Ashabın örnek davranışlarını anlatan kitaplardan okunmalı, hayal güçlerini bunlarla geliştirmesi sağlanmalıdır. Aksi takdir de çocuklarımız kimleri örnek alacaklarını çok aramadan, yanı başlarındaki televizyonda çoktan bulacaklardır. Bunların kimler olabileceğini bildiğimiz için burada zikretmek istemiyorum.

Bireyin, dışındaki bireylere karşı yaptığı tepkilerin niteliği, bireyin kişilik özelliklerine bağlıdır. Farklı bir durumla karşı karşıya kalan bireyin neyi alacağı, neyi bırakacağı, onun durumla ilgili yeteneklerine, tutumuna, geçmiş yaşantılarına, amaçlarına, beklentilerine, değer yargılarına ve endişelerine dayanır. Yine bireyin, diğer bireyleri algılaması veya onlardan gelebilecek etkilenmeleri yorumlaması, “kişilik özellikleri” nin gelişim seviyesi ile orantılıdır. Kişilik; bir insanın bütün ilgilerini, tavırlarını, niteliklerini, yeteneklerini, konuşma tarzının, dış görünümünün ve çevresine uyum tarzının özelliklerini özetleyen bir terimdir. Diğer bir deyişle de şöyle ifade edilebilir; insanın uyumunu sağlamak amacıyla yapmış olduğu, kendisine has davranış biçiminin ve tüm özelliklerinin bir bütünlük içinde süreklilik göstermesidir. Bu nedenle hayatta muvaffak olabilen bireyler ilkeli olabilenlerdir. İlkeli olabilmek kişilik sorunu yaşamayan doğruyu öğrendiğinde dışarıdan gelen tepkilere sonuna kadar dirayet göstererek değişmeden dik durabilen sağlam karakterli bireylere has bir davranıştır.

GÜLZÂR-I HÂCEGÂN DERGİSİ'NİN 2009 MART SAYISINDA YAYINLANMIŞTIR

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort