JoomlaLock.com All4Share.net

ÇOCUKLARIMIZIN SOSYAL GELİŞİM VE DEĞİŞİM DÖNEMLERİ -1

Emanetçisi olduğumuz çocuklarımız hiç kuşkusuz ki bizim mutluluk kaynağımızdır. Çocuğumuzun bir yeri incinse acısını onlarla birlikte bizler de duyarız, onlara şefkat kanatlarımızı sonuna kadar gereriz. Onların hayatı bizler için çok değerlidir. Bu bizim için oldukça olağan bir davranıştır. Çünkü bilinçli anne baba olmanın ilk adımı fedakarlıktır. İslami duyarlılık taşıyan Müslüman anne ve babalar çok iyi bilirler ki  kendisinden feda etmeden, bedel ödemeden, hakkını vermeden kolayca elde edilen kazanımların kaybedilmesi de kolay olur. Hele ki yaşadığımız zaman dilimi her şeyin çabucak değiştiği, değişimi bile takip etmekte zorlandığımız bir dönemi kapsar. Bu dönemde belki de en büyük başarı kendimizi ve anlayışımızı geliştirerek değişmeden ayakta kalabilmektir. İlk günkü heyecanı ve saflığı hep taze tutabilmek, kalbimizdeki o iman ve muhabbet ateşini bize verilen orman köylüsü misali hep diri tutabilmek. Yani yaşadığımız hayatın hakkını vererek nefes almak. Ancak bu da Ataullah İskender’i Hazretleri’nin buyurduğu gibi anlayışını Allah’tan alan insanlara has bir haldir. Anlayışımız asıl kaynaktan menbaından gelişirse insan hayatının da ne kadar değerli olduğunu o zaman tüm netliğiyle görebiliriz. Çünkü anlarız ki hayatı yaşamayı değerli kılan tek amaç rabbimizi hoşnut edebilme gayretidir. Yani bizim de O’ndan razı olduğumuzu O’na bildirmek ve her anımızı O’nun da bizden razı olacağı, bizimle hoşnut olacağı hale getirmektir. İşte bu azim ve kararlılıkla sonuna kadar bu anlayışında samimi olabilen bireylerin oluşturduğu anne babaların yetiştirdiği çocuklar da Allah’tan geldikleri anki temizliği ve fıtratı muhafaza ederek kendilerini değiştirmeye çalışan ve bu uğurda hiçbir fedakarlıktan kaçmayan batıl güçlere karşı Allah’ın ipine sımsıkı sarılarak değişmeden gelişebilirler.

Şüphe yok ki en büyük terbiye anlatarak değil anlatmak istediklerimizi örnek davranışlarımız da göstermekle mümkündür. Başarının sırrı, yaptığımız işe ait her şeyi öğrenmek ve öğrendiklerimizi insanlara faydalı hale getirerek azim ve kararlılıkla uygulamaktır. Hiç kimse başarı merdivenini elleri cebinde çıkmamıştır. İyi bir evlat yetiştirmek örnek bir anne baba olmakla olur. Çocuklarımızın günahı anne babalar olarak bizlerin işlediği günahların bir sonucu olabileceğini acaba hiç düşündük mü? Çocuklarımıza hep nasihat ederek onlardan kötü alışkanlıklarını terk etmelerini bekleriz. Bunun nedenini hiç sorduk mu kendimize, Bunu onun için mi ya da kendi şerefimize itibarımıza laf gelmemesi için mi istiyoruz. Biliyoruz ki niyetimiz amelimizin karşılığını belirleyecektir. Acaba hiç kendimiz anlayış ve davranış olarak “Allah için, Allah uğruna terk etmenin Allah’a yaklaşmak “ olabileceğini çocuklarımıza gösterdik mi?       

Çoçuklar farklı dönemlerde yeni psikolojik açılımlar ve bunun sonucunda toplumsal gelişim özellikleri gösterir. Anne-babalar bu farklı çocukluk dönemlerini genel özellikleriyle çok iyi bilmelidirler. Çocuğumuzu anlayamadan ona rehberlik etmeye çalışmak ustalıktan anlamayan birisinin bina inşa etmesinden farksızdır. Çocuklarımızın sosyal gelişim dönemleri bir bütünlük arz eder. Birinci dönem dediğimiz 0-4 yaş arası sosyal gelişim anne babalarca  bilinçlice ona faydalı geçirilirse çocukluğun dönüm noktası kabul edilen ikinci çocukluk dönemi olan 5 yaş sosyal gelişim dönemi de o denli kolay ve verimli geçer. Bu bölümde bireyin şekillendiği kişiliğinin temellerinin atıldığı birinci çocukluk evresi diye de ifade edilen 0-4 yaş sosyal gelişim döneminin özelliklerini inceleyeceğiz. 

0-4 YAŞ SOSYAL GELİŞİM DÖNEMİ
Sosyal davranışların kaynağı bebekliğin ilk günlerine kadar uzanır. Bebeğin üçüncü ayında insan yüzünü tanımasıyla, kendi dışında var olan sosyal çevreyi de idrak etmeye başlar. Bu çocuğun çevresiyle ilişki kurması bakımından anlamlıdır. Yine üçüncü ayda gülen bir yüze gülerek cevap verir. Bu gülüş sosyal bakımdan “Bebeğin kendisini iyi hissetmesi” diye açıklanır. 

Hayatın başlangıcında görülen ilk sosyal davranış, bebeklerin annelerine olan bağlılığıdır. Bu bağlılığın sosyal uyum açısından önemi çok büyüktür. Bağlılık, bebeğin anneye yakın olmasını sağlar, böylece bebek hem beslenir hem de çevreden gelebilecek olumsuz etkilerden korunur. Ancak, bebek büyüdükçe anneye bu şekilde bağlı kalamaz. Çünkü çevreyi tanıma merakı anneden uzaklaşma nedenidir. Çocukların anneye bağlılık gösterdiği dönem, çevreyi tanıma yeteneklerinin de geliştiği döneme rastlar. Çevreyi araştırmak için anneden kopup ayrılmaları gerekmektedir. Bu nedenle 40 haftalık bebeklerin temel sosyal sorunlarından birisi, bağlılık ve kopma arasındaki çelişkiyi çözümleyebilmektir.

Bebekler ait oldukları aile ve toplumdan değişik seviyelerde etkilenirler. Fakat hayatın ilk iki yılında, nasıl görev alınacağı, biriyle nasıl konuşulacağı, birine istediği bir şeyi nasıl yaptırabileceğini öğrenir. Böylece sosyal iletişimin temelleri oluşur. Bu öğrenmenin büyük kısmı aile içerisinde şekillenir.

Birinci yaşın sonlarına doğru çocuğun kas ve hareket kabiliyeti hızla gelişir. Ayağa kalkmak ve yürüyebilmek, çocuğun anne kucağından çevreye doğru açılması çocukta farklı yönlerin kendisinde geliştiğini görmesiyle kendine güven duygusunun temelleri oluşur. Hareket yeteneklerinin gelişimiyle çocukta bevletme ve dışkılama işlevlerini gören büzgeç kasları da gelişir. Büzgeç kasların olgunlaşması bevletme ve dışkılamanın artık isteğe bağlı olarak yapılabilmesi demektir. Yani çocuk isterse tutabilir, isterse bırakabilir. Böylece birbirine zıt iki istek, iki eğilim ortaya çıkar. Bu durum insanoğlu için yepyeni bir melekenin gelişmesi demektir; istemek ya da istememek; yapmak ya da yapmamak. Bevletme ve dışkılamayı isteyince tutabilme ya da bırakabilme, giderek toplumsal anlam ifade eden davranışlara geçer ve genelleşir. Ve çocuk iki tür deneme ile toplumsal davranış sergiler: Tutmak, bırakmak. İlk toplumsal yetenek almak, almayı bilmektir. Bu evrede iki karşıt kavramın ilişkilere de yansımaya başlar: İnsanları, eşyayı, parayı, alışkanlıkları, sevgiyi vb. tutmak, ya da bunları bırakmak, bırakabilmek. Tutmak ve bırakmanın toplumsal uyum için birçok olumlu yönleri yanı sıra, olumsuz yönleri de gelişebilir.

2. yaşın başlamasıyla birlikte çocuklar, kendilerinden bağımlı bir kişi yerine, bağımsız bir varlık olmalarının beklendiğini öğrenirler. Yine onlar, birtakım davranış çeşitlerinin hangi ortamlarda uygulanabileceğini öğrenmeye başlarlar. Anne babanın da etkisiyle
Yazımız devam edecektir. Bir sonraki sayıda görüşmek ümidiyle Allah’a emanet olunuz.

GÜLZÂR-I HÂCEGÂN DERGİSİ'NİN 2009 OCAK SAYISINDA YAYINLANMIŞTIR

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort