Gülzâr-ı Hâcegân

 

GULZAR-I HACEGAN DERGİSİ MAYIS 2013 SAYISI ÇIKTI

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM...

Gülzâr-ı Hâcegan Dergisi 65. sayısında “TESETTÜR” gündemiyle okuyucularıyla buluşuyor…

HÂCE HAZRETLERİ’NİN (ksa) “İSLÂM’IN MODASI TAKVADIR” başlıklı sohbetlerinde gündemden düşmeyen veya düşürülmeyen “Örtü sorununu” Müslümanların nasıl değerlendirmesi gerektiği ve İslâmî manada “tesettürün” ne anlama geldiğini açıkladıkları sohbetleriyle dergimiz sayfalarını açıyor.

Hâce Hazretleri (ksa) sohbetlerinde; “Sözde türban geçmişte siyaseten başlatıldı ama bizde bir söz var; “Köyün başında bir yalan söyledim dibine indim ben de inandım.” Şimdi o hale geldik ki türbana razı olduk, Müslümanlar olarak bize ölümü gösterip hastalığa razı ettiler. Biz de türbanı benimsedik, türbanı tutup tesettürü attık. Acaba türban tesettür müdür? Tesettür ile türban arasındaki fark nedir? Bugün üniversitelerde veyahut kamuda türban diye taktıkları şey gerçekten Allah’ın emrettiği örtü müdür? Allah böyle örtünmemizi mi istiyor? Bugün sizlerle kısaca bu konuyu işleyelim. Çünkü içimizde genç yavrularımız, genç bacılarımız var, belki üniversiteye devam eden, belki kamuda görev yapan hizmetli bacılarımız var. Bunlar da meselenin gerçek yüzünü anlamış olsunlar…” buyuruyorlar.

Netice-i Meram bölümünde de yazarlarımız “TESETTÜR” mevzuunu işledikleri makalelerinde Abdulkadir VİSÂLİ, “SIFAT, ZÂTIN NE AYNI NE GAYRIDIR” başlığı altında: “Hâlbuki hiçbir ibadet yoktur ki onu emreden Rabbimiz, o ibadetin şeklini de bildirmemiş olsun. Zaten problemin kaynağı da burada. Kimsenin ibadetin varlığı noktasında bir sıkıntısı yok. Sıkıntı ibadetlerin yapılış şekilleri ile alâkalıdır. Yani ibadet edecek olan, ibadeti arzuladığı gibi yapmak istemekte; Allah’a ibadet ederken bile hevâ ve hevesinden ödün vermek işine gelmemektedir…” diyor

Ahmed HÂŞİMÎ, “LAİK MÜSLÜMANLAR” başlıklı makalesinde: “İçinde yaşadığımız ülke üzerine konuşursak; yaklaşık yüz yıldır dinlediğimiz laikliği, dinin dünyadan ayrılması mevzuunu kabul etmediğimizi ne kadar telaffuz etsek de yaşantımız aksine bunu benimsediğimizi, içselleştirdiğimizi ortaya koyuyor. Esef ediyoruz ama Müslümanlar artık laik yaşıyor, laik düşünüyor ve en kötüsü laik iman ediyoruz. Allah’ı (cc) dünyamıza karıştırmıyoruz...” diyor.

Mevzu ile alakalı Andelib ise “TESETTÜR ÖNCE KALBTEDİR" başlığı altında: "28 Şubat döneminde üniversitede öğrenciydik. Sınıfımızda çok sayıda başörtülü kız öğrenci vardı. Fakülte dekanı o dönemde imkânları ölçüsünde kıyafet yasağını engellemeye çalışıyordu. Derslere almama gibi uygulamalar daha başlamamıştı. “Başörtüsü teferruattır.” fetvasıyla o cemaat mensubu bütün kız öğrenciler başlarını açmışlardı. Hem de yasak başlamadan. O kızların iffetini, ahlâkını bozanlar bunun hesabını mahşerde nasıl verecekler?” diyerek tesettür meselesi hakkında Türkiye’de yaşanılanları aktarıyor.

DERGİMİZİN DİĞER YAZILARI İSE ŞÖYLE:

Nizâmeddin SALTAN “ZALİMLER VE ZULÜM HAKKINDA SÜNNETULLAH (ZULÜM KANUNU).”

Yaşar BAYAR – “HİCRET’İ YAŞAMAK YA DA HİCRET’TEN FETH-İ MÜBÎN’E”

Ahmed BAŞAR – “BİR ŞEYH FEYZULLAH KİSHAVÎ GEÇTİ BU DÜNYADAN -2”

Tamer DOYMUŞ - “RAHMET İKLİMİ”

Sâlik-i İrfân – “ÜÇÜNCÜ DUA (İŞ HUKUKU)”

İRFAN AYDIN - “AFRİKA DOSYASI -2”

EMİN ÖZEN – “NİYET HAYR, AKIBET HAYR”

Yûsuf-i Kenân - “ÇOCUK TERBİYESİ VE DİSİPLİN”

Şeb-i Vuslat – HZ. ÖMER’İN HİDAYET VESİLESİ, “HZ. FÂTIMA BİNTİ HATTAB (r.anha)”

Rabbimiz Celle ve Âlâ cümlesinden razı olsun, ümmet-i Muhammed’i müstefid kılsın. Âmin…

“Mü'minin Hayatı Ta’lim, Tatbik Ve Tebliğden İbarettir” anlayışıyla hizmetine devam eden Gülzâr-ı Hâcegân Dergisi’nin bir sonraki sayısında buluşmak üzere Allah'a emanet olun...

 

gulzari-hacegan-dergisi-nisan-2013-sayisi.jpg

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM...

Gülzâr-ı Hâcegan Dergisi, 2013 Nisan sayısında “Tasavvufun İnsan Hayatına Kazandırdıkları” konusunu işlemeye devam ediyor…

HÂCE HAZRETLERİ’NİN (ksa) “ZAMANIN MÜRŞİDİ ZAMANA GÖRE, ZAMANIN MÜRİDİ DE ZAMANA GÖREDİR” başlıklı sohbetlerinin ikinci bölümünü istifadenize sunuyoruz.

Hâce Hazretleri (ksa) sohbetlerinde;Bâtılın zâil olabilmesi için Hak, bâtıldan güçlü olacak. Bâtıl ne kadar yayılmış, ne kadar çok olursa olsun; zulmâniyetin karşısında Rahmânî güç de bu denli güçlü olmalı. Bu yüzden diyebiliriz ki, bunu büyüklerimiz söylemişler, bu zamanın evliyâsı geçmiş zaman evliyâlarından büyüktür.Ğavs Hazretleri sohbetinde naklediyor ve buyuruyor ki; ‘Bugün bu Nakşibendî tarikatının, gönüllerimizin sultanı Şâhı Nakşibend gelse vallâhi Şâhı Hazne’nin elini tutmaktan başka bir kurtuluş çaresi yoktur. Onun elini tutup ona teslim olur. Allahu Teâlâ Şâhı Hazne’yi böyle yüce etmiştir.’ İşte bu,zamanın velisinin zamana göre olmasıdır.” buyuruyorlar.

Büyüklerimize tebeiyyetimizin nasıl olması gerektiğini ve bu tâbî oluşun neticesini ise şöyle özetliyorlar; “Varlığımızı elimizin tersiyle şöyle bir kenara itip gönlümüzü Hakk’a verebilirsek ve eğer Cenâbı Hakk’ın Kur’ân-ı Kerim’de bizden olmamızı istediği; “Allah’ın öyle erleri var ki hiçbirşey onları Allah’ı anmaktan, Allah ile olmaktan alıkoymaz.” kemâline gelebilirsek sorun yok. O zaman her şey bizim emrimize musahhar, Allah emrimize verecek.”

Netice-i Meram bölümünde de yazarlarımız “Tasavvufun İnsan Hayatına Kazandırdıkları” dosya konumuzu işlemeye devam ediyorlar ve Vahdettin ŞİMŞEK, “TASAVVUFUN TOPLUM HAYATINA ETKİLERİ”; Ahmed HÂŞİMÎ “EBÛBEKİRLEŞMEK”; Abdulkadir VİSÂLÎ: “MUTASAVVIFA ÖĞRETİLEN DİNİN EMİRLERİNDEN BAŞKASI DEĞİLDİRbaşlıklı makaleleriyle mevzuumuzu değişik cihetlerden ele alıyorlar.

DERGİMİZİN DİĞER YAZILARI İSE ŞÖYLE:

Nizâmeddin SALTAN “İHTİLAF VE İHTİLÂFA DÜŞENLER HAKKINDA SÜNNETULLAH-5 (İHTİLÂF KANUNU).”

Yaşar BAYAR – “NÂBÎ’NİN HASBAHÇESİNDE KORLAŞAN ATEŞ SADÂLARI -3”

Ahmed BAŞAR – “BİR ŞEYH FEYZULLAH KİSHAVÎ GEÇTİ BU DÜNYADAN -1”

Tamer DOYMUŞ - “KUTLU DOĞUM”

Sâlik-i İrfân – “İKİNCİ DUA”

İRFAN AYDIN - “AFRİKA DOSYASI -1”

Yûsuf-i Kenân - “ÇOCUK SEVMEYİ AİLEDE ÖĞRENİR”

Yusuf YILDIRIM – “ALLAH YOLUNDA KARDEŞLİK -2”

Ensar MUHACİROĞLU – “MÜSLÜMAN’IN İNTERNETLE İMTİHANI”

Hüseyin SAVUL – “ŞERİAT VE TARİKAT”

Şeb-i Vuslat – EŞİNİN HİDAYETİNE VESİLE OLAN ANNEMİZ “Hz. ÜMMÜ HAKîMbinti HARÎS”

Rabbimiz Celle ve Âlâ cümlesinden razı olsun, ümmet-i Muhammed’i müstefid kılsın. Âmin…

“Mü'minin Hayatı Ta’lim, Tatbik Ve Tebliğden İbarettir” anlayışıyla hizmetine devam eden Gülzâr-ı Hâcegân Dergisi’nin bir sonraki sayısında buluşmak üzere Allah'a emanet olun...

Abone Olmak İçin Tıklayınız...

gulzari_haceganin_mart_2013_sayisi_cikti

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM...

Gülzâr-ı Hâcegan Dergisi 2013 Mart sayısı “Tasavvufun İnsan Hayatına Kazandırdıkları” konusuyla çıktı.

HÂCE HAZRETLERİ’NİN (ksa) “ZAMANIN MÜRŞİDİ ZAMANA GÖRE, ZAMANIN MÜRİDİ DE ZAMANA GÖREDİR” başlıklı sohbetlerinin ilk bölümünü istifadenize sunuyoruz.

Kendilerine yöneltilen: “Tasavvuf hakkında, tasavvufun dindeki yerini gösterme adına, tasavvufun hak olduğunu anlatma maksadıyla telif edilen kitaplara, mecmualara baktığımızda bu eserlerde tasavvufu delillendirme ihtiyacı hissedildiğinin görüldüğü; tasavvufa olumlu cepheden bakan ehl-i ilim diyebileceğimiz kişilerin dahi onu yaşanması gereken bir hal olmaktan ziyade bilinmesi, talim edilmesi gereken fıkıh, hadis, tefsir gibi bir ilim dalı gibi algıladığını; bu bakış, bu yaklaşım tarzı ile üretilen eserlerin ise ehline çok sığ geldiği, sanki bal kavanozunun dıştan yalanması gibi bir izlenime sevk ettiğini, sanki büyük bir okyanusun kıyısına gelip içine girilemediğinin müşahede edildiği günümüzde “Hal ilmi olan tasavvufu” nasıl anlatabiliriz?” sualine karşılık söyle buyuruyorlar:

“El-Hâlu lâ ya’rifu bil kâl” buyurmuş büyüklerimiz. Hal ilmi, mânâ ilmi söz ile, anlatımla anlaşılabilir bir şey değil.

Bir insana deseniz ki şekeri tarif et. Size şeker tatlıdır, der. Ama nasıl tatlıdır diye sorsanız tadı tarif edemez. Şekeri ve tadı tarif edebilmesi için bize şeker ikram etmesi lazım. Şekeri ağzınıza alacaksınız ki tadı anlayabilesiniz ve şekerin ne olduğu hakkında bir fikriniz olsun.

Tasavvuf da İslâmiyetin şekeri gibidir lâ teşbih. Şekere tatlıdır dememiz gibi tasavvuf da güzeldir diyoruz. Ama nedir bu güzellik, o tat nedir diye sorulduğunda oradan ötesi yok. Biz kitabî olarak, ilim açısından tasavvufun tarihçesini işleyebiliriz, anlatabiliriz. Tasavvuf nasıl/niçin başlamıştır, kimlerle değişmiş ve devam etmiştir, insan üstündeki etkisi, tasavvufun insan eğitimindeki rolü nedir, bunlar konuşulabilinir, yazılabilinir ama tasavvufun kendisi ancak yaşanır.

Tasavvuf aşktır…  Aşkın tarifi var mı? Yok… Âşığın tarifi vardır, aşkın tarifi olmaz. Bu-güne kadar da yapan çıkmamıştır. Hiçbir âşık aşkı tarif etmemiş. Ama aşığı tarif edebiliriz. Mevlânâ’ya da sormuşlar aşk nedir, “Mevlânâ ol, gör.” buyurmuş…

Netice-i Meram bölümünde Vahdettin ŞİMŞEK, “TASAVVUFUN İNSAN HAYATINA KAZANDIRDIKLARI”; Ahmed HÂŞİMÎ “TASAVVUF ÖNCELİKLE ÂLİMLERİN İHTİYACIDIR”; Abdulkadir VİSÂLÎ: GÜZEL AHLÂKIN KÖKLERİ KALPTE MEYVELERİ AMELLERDEDİR” Andelib ise: “TASAVVUF İSLÂM’IN ÖZÜDÜR” başlıklı makaleleriyle konuyu farklı cephelerden inceliyorlar.

Konuya Nisan sayımızda “Tasavvufun Toplum düzenine katkıları”nı işleyerek devam edeceğiz, inşaallah.

DERGİMİZİN DİĞER YAZILARI İSE ŞÖYLE:

Nizâmeddin SALTAN “İHTİLAF VE İHTİLÂFA DÜŞENLER HAKKINDA SÜNNETULLAH-4 (İHTİLÂF KANUNU).”

Yaşar BAYAR – “NÂBÎ’NİN HASBAHÇESİNDE KORLAŞAN ATEŞ SADÂLARI -2”

Fıkıh Köşesi – AİLE HAYATI – EVLİLİKLE DOĞAN MALİ HAK ve SORUMLULUKLAR

Tamer DOYMUŞ - “ÂLEMLERE RAHMET (sav)”

Sâlik-i İRFAN – “ÜÇ DUA”

İRFAN AYDIN “MISIR DOSYASI -2”

YUSUF-İ KEN’AN “HER ÇOCUK FARKLI BİR DÜNYADIR”

Yusuf YILDIRIM – ALLAH YOLUNDA KARDEŞLİK -1

Şeb-i VUSLAT – EŞİNİN HİDAYETİNE VESİLE OLAN ANNEMİZ “Hz. ÜMMÜ HAKEM BİNTİ HARİS “

Rabbimiz celle ve âlâ cümlesinden razı olsun, ümmet-i Muhammed’i müstefid kılsın. Âmin…

“Mü'minin Hayatı Ta’lim, Tatbik Ve Tebliğden İbarettir” anlayışıyla hizmetine devam eden Gülzâr-ı Hâcegân Dergisi’nin bir sonraki sayısında buluşmak üzere Allah'a emanet olun...

Abone Olmak İçin Tıklayınız…

Salı, 05 Şubat 2013 08:29

GÜLZARI HACEGANIN ŞUBAT SAYISI ÇIKTI

gulzari_haceganin_subat_2013_sayisi_cikti

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM...

Gülzâr-ı Hâcegan Dergisi 2013 Şubat sayısı çıktı... “Muhakkak ki sen yüce bir ahlâk üzeresin” (el-Kalem 68/4) ayeti kerimesinin açtığı pencereden yola çıkarak “Güzel ahlâk” mevzusunun işlendiği Şubat 2013 sayımızda, birbirinden faideli makaleler zihin ve gönül dünyamızı nurlandırmaya devam ediyor…

HÂCE HAZRETLERİ'NİN (ksa) kendilerine tevcih edilen bir sual üzere yaptıkları “Sünnet-i seniyye” konulu sohbetleri ile dergimiz sayfalarını açıyor.

HÂCE HAZRETLERİ (ksa) “MUHAMMEDÎ BAKIŞ DEĞİL MUHAMMED’E (sav) BAKIŞ” başlıklı sohbetlerinde:

“Sünnet sırf sakal mı, ibadet sırf namaz mı, farz sırf örtü mü?..” Bunlar saçma sapan fikirler, nasıl sözler bunlar, nedir bunlar?.. Yuvarlak bir kelime, “Muhammedî bir bakış.” Nedir o Muhammedî bakış, nereyi gösteriyor, ne görünüyor o bakışın içinde? Kimdir Muhammed (aleyhi’s-selâtu ve’s-selâm) nasıl biridir, nasıl bir şahsiyettir? Özellikleri, sıfatları, ahlâkı, karakteri, kişiliği, tavrı… Onu anlat. Bir sakız veriyorlar milletin ağzına çiğneyin durun; “Hz. Muhammed (aleyhi’s-selâtu ve’s-selâm) gibi bakabilmek”. O bütün kâinata bakmış. O’na Allah adeta mercek bir göz vermiş. O bütün kâinata bakmış. O’nun gibi sen her şeye bakabilir misin?

Allah bize “Muhammedî bir bakış” emretmiyor. “Muhammed’e bakışı” emrediyor. Siz O’na bakın, buyuruyor. Muhammedî bakış oldu mu, kendimizi Muhammed’in yerine koyuyoruz bu sefer, oradan konuşuyoruz... buyuruyorlar.

Netice-i Meram bölümünde Vahdettin ŞİMŞEK, “MÜ’MİNE KARŞI ZİLLET KÂFİRE KARŞI İZZET”, başlıklı makalesinde güzel ahlakı, Peygamberlerden sonra insanlığın ufuk noktası olan Hz. Ebu Bekir (ra) efendimiz üzerinden değerlendiriyor.

Ahmed HÂŞİMÎ “ALLAH’A YAKLAŞMAK ÇOK İBADETLE DEĞİL ANCAK AHLÂK İLEDİR” başlıklı makalesinde Hâcegân yolunda önceliğin neden ahlakın güzelleşmesine hasredildiğini işliyor.

Abdulkadir VİSÂLÎ ise: “DİN GÜZEL AHLÂKTIR” başlıklı makalesinde güzel ahlakın ancak Müslüman ve muvahhid bir şahsiyette olabileceğini anlatıyor.

Prof. Dr. Mustafa AĞIRMAN “Hz. Ebû Bekir’in oğlu Abdullah” başlıklı makalesinde Sevr mağarasında Efendimiz’in verdiği görevi küçük yaşına rağmen bihakkın yerine getiren Hz. Abdullah’ın (ra) hayatını aktarıyor.

Nizâmeddin SALTAN “İHTİLAF VE İHTİLÂFA DÜŞENLER HAKKINDA SÜNNETULLAH (İHTİLÂF KANUNU).” başlıklı makalesine üçüncü bölümüyle devam ederken, Yaşar BAYAR“NÂBÎ’NİN HASBAHÇESİNDE KORLAŞAN ATEŞ SADÂLARI -1” makalesiyle Peygamber aşığı Şair Nabi’nin dizeleri eşliğinde geçmiş ile günümüzü kıyaslıyor.

Dr. Basri ÖGE “Hürriyet” makalesiyle asıl hürriyetin Allah’tan başka hiçbir sebebe bağlanmamak, olduğunu aktarıyorlar.

Tamer DOYMUŞ - “Resûlullah’a (sav) İttiba” başlıklı makalesinde ittibayı ayeti kerimelere ışığında delillendiriyor.

Sâlik-i İRFAN “Sevdirilen Üç Şey” makalesiyle Allahu Teâla’nın, Efendimiz’in ve sair büyüklerin sevdikleri üçer özelliği aktarıyor.

İRFAN AYDIN Afrika’nın en etkin Müslüman ülkesi olan Mısır’ı ve buradaki İslâmî gelişmeleri “Mısır Dosyası -1” başlığı altında işliyor.

YUSUF-İ KEN’AN “Çocuk Eğitiminde Kutsal Mekânları Ziyaret ve Umre” başlığı altında çocuklar ve gençler için mukaddes beldeleri ziyaretin önemini aktarıyor.

Süleyman TALAN Hoca “Huzur İkliminin Gülleri” ve Hüseyin SAVUL “Sünnetin Hayatımızdaki Yeri ve Önemi” makaleleriyle dergimize katkı sağlıyorlar.

Gülzâr-ı HÂCEGÂN dergisi olarak yarınımızın sermayesi olan gençlerimizin makalelerine onları gayretlendirmek, araştırmaya sevk etmek, bilgi becerilerini artırmak maksadıyla zaman zaman yer veriyoruz. Bu ay da Genç Fidanlarımızın “Cimrilik ve Cömertlik” başlıklı makalesini okurlarımızın istifadesine sunuyoruz.

Musahabetu’n-Nisvân Bölümünde ise Şeb-i VUSLAT "Uhud Harbi'nin Mücâhidesi Hz. Ümmü Ümâre (r.anha)"nın hayatlarını bir ibret levhası halinde önümüze koyuyorlar.

Rabbimiz celle ve âlâ cümlesinden razı olsun, ümmet-i Muhammed’i müstefid kılsın. Âmin…

“Mü'minin Hayatı Ta’lim, Tatbik Ve Tebliğden İbarettir” anlayışıyla hizmetine devam eden Gülzâr-ı Hâcegân Dergisi’nin bir sonraki sayısında buluşmak üzere Allah'a emanet olun...

Abone Olmak İçin Tıklayınız…

Pazartesi, 07 Ocak 2013 09:36

GÜLZAR-I HACEGAN'IN OCAK SAYISI ÇIKTI

GULZAR-I HACEGAN'IN OCAK SAYISI ÇIKTI

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM...

Gülzâr-ı Hâcegan Dergisi 2013 Ocak sayısında ehli tasavvuf tarafından zikir-fikir-huzur şeklinde kategorize edilen ve günümüz insanının en çok ihtiyaç duyduğu halet-i ruhiye olan “Huzur” mevzusu ile okurlarıyla buluşuyor.

Osman Hulusi Efendi’nin

Hayrın kusurun, hüznün sürurun,

Olsun huzurun, yâri unutma…

dizelerini kapağına taşıyan dergimizde “Huzur” konusu tasavvufî açıdan değerlendiriliyor.

HÂCE HAZRETLERİ'NİN (ksa) 1995 yılında Oltu’dan Selâm Dergisi’nde yayınlanan ve 1995 yılında Oltu MGV’nin açılışında yaptıkları sohbeti “Gençlik Salihleri Örnek Alırsa Başarılı Olur” başlığı altında istifadenize sunuluyor.

HÂCE HAZRETLERİ (ksa) sohbetlerinde: “Genç kardeşlerim!

Bugün gençlerimizin çoğu memleketin futbolcularını, Zagorları, Ramboları, Kızıl Maskeleri ve artistleri tanıdığı kadar ashabı tanımamıştır. Peygamberimiz: “Ashabım gökteki yıldızlar gibidir. Hangisine tâbi olursanız, hidayete erişirsiniz.” buyuruyor. Şu halde sahabiye tâbi olmak ve her biriniz sahabiyi yaşamak; birer Sıddık, birer Faruk, birer Zinnur olmak zorundasınız…

Arkadaşlar!

Âlim, fadıl, profesör, başbakan… olabilirsiniz. Bunlar mümkündür. Ama bir Ebû Bekir, Ömer, Osman ve Ali olmadıkça hayat-ı maneviyatımızın devamı mümkün değildir. Allah ile irtibat kurmamız, şu hadiselere çözüm bulmamız mümkün değildir. buyuruyorlar.

Netice-i Meram bölümünde Vahdettin ŞİMŞEK, “Huzur Hazırı Unutmamaktır”, Ahmed HAŞİMİ “Şükreden Bir Kul Olmayayım mı?” ve Abdulkadir VİSÂLÎ: “Kalbi Selim Ehli Huzurda Bulunur başlıklı makaleleriyle zikir mevzuunu inceliyorlar.

Dergimize katkı sağlayan yazarlarımız ve makaleleri ise şu şekilde:

Prof.Dr. Mustafa AĞIRMAN - “Selmân el- Farisi’nin Hz. Peygamberle Karşılaşması”

Nizâmeddin SALTAN - “İhtilaf ve İhtilâfa Düşenler Hakkında Sünnetullah -2 (İhtilâf Kanunu).”

Yaşar BAYAR – “Yaylanın Eskimeyen Türküsü ve Aziz Coğrafyası ERZURUM”

Tamer DOYMUŞ - “Mekke’nin Fethi”

Sâlik-i İRFAN – "Karadenizin Kurbanı Müminin Ölümü”

İRFAN AYDIN - “Suriye Dosyası -2”

YUSUF-İ KEN’AN – “Varlığı ve Değeri Fark Edilmeyen Çocuk Sorunlu Büyür”

İHSAN PARLAK – “Kulluk Mülahazası”

Şeb-i VUSLAT – "Hz. Esma binti Umeys (r.anha)"

Habibe TUBA – “Allah İçin Verdiğimiz Söz”

Geçtiğimiz Muharrem ayı içerisinde kaybettiğimiz Mustafa BEKİRYAZICI ağabeyimizin kaleme aldıkları bir şiiri de dergimizde paylaştık. Cenâbı Hak’tan Mustafa ağabeyimize ve ümmeti Muhammed’in iman ile vefat etmişlerine tekrar zerreler adedince rahmet etsin diye dua ederek şiiri buradan da paylaşıyoruz…

BİZE YAR OLDUN

Çocuk misali Efendim, doğduk elinde

Ana oldun, baba oldun, cana can oldun

Adımız bağlandı Efendim Hakk’ın diline

Mecnun oldun, Kerem oldun, bize yar oldun.


Azık sorduk Efendim, besledin biz

Hakk’a ait zinetlerle süsledin bizi

Alıp Hakk’ın kapısına yasladın bizi

Can oldun, Canan oldun, bize yar oldun


Nazarın şifadır cümle dostlara

Sohbetin hayattır duyan naslara

Müjedeler olsun uyan haslara

Bedene can oldun Efendim, bize yar oldun


Peygamber’i tanıttın, sünnetine doyurdun

Hakkın güzel sesini yarenlere duyurdun

Hakkı, hakikati hep doğruyu buyurdun

Hayat oldun, nefes oldun Efendim, bize yar oldun


Allah ile yaşamayı öğrettin bize

Bilmem gerek kaldı mı, bir başka söze

Varlığım fedadır sendeki Öze

İhvana dost oldun efendim bize yar oldun

Mustafa BEKİRYAZICI


“Mü'minin Hayatı Ta’lim, Tatbik Ve Tebliğden İbarettir” anlayışıyla hizmetine devam eden Gülzâr-ı Hâcegân Dergisi’nin bir sonraki sayısında buluşmak üzere Allah'a emanet olun...

Abone Olmak İçin Tıklayınız…

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort