JoomlaLock.com All4Share.net

AŞK PAZARINDA CANLAR SATILIR

Bu aşk pazarında,
Canlar satılır.
Satarım bu canı,
Alan bulunmaz.
Yunus Emre

Bu dünya aşk pazarıdır. Sevgini, aşkını yaşama yeridir. Bu aşk pazarında canın bile değeri kalmamıştır artık. Senden önce canını feda eden çok olmuştur.

Hz. İbrahim (as) ateşe atılırken kendisine gelen Cebrail’den (as) bile yardım istememiştir. Allah’a (cc) olan teslimiyeti tamdı…

Hz. Eyüp (as) hastalığından bir an olsun şikâyet etmedi…

Hz. Zekeriya (as) ağaç kavuğunda kesilirken Rabbi’ni zikrediyordu… Zikir; sevgi ve teslimiyettir Hz Zekeriya’da. Ölüm vuslattır. Ve kavuşmak Yüce Mevla’yadır… Hz. Yahya’da (as) babasının zikrine eşlik etmiştir.

Hz. Hacer çölde yapayalnız bir kadın… Ve bir de bebek… “Rabbim emrettiyse, O (cc) bana yeter.” Anlayışı, teslimiyettir. Teslimiyetin tüm insanlığa öğretilmesidir. Allah (cc) onları sevmiştir. Ve insanlara da sevdirmiştir. Onlara dünyanın en tatlı suyu zemzemi vermiştir. Amellerini sevmiştir ve Müslümanlara bu amelleri hacda farz kılmıştır.

Hz. İsmail’in (as) bıçağa gösterdiği tavır, Rabbine olan teslimiyetin ve muhabbetin en güzel örneklerinden biridir.

Canlarının ne kıymeti vardı onlar için… Can da O’nun (cc) değil miydi zaten? Sen kendi canını değerli sanırsın. Sadece canını değil, sen de olan şeyleri değerli sanırsın. Kendini bilmek, kendinde O’nu bilmektir. O’na ait olan şeyleri bilmendir. Senin değerin de O’na ait olduğun içindir.

Sevgi, sevdiği için her şeyi feda etmeyi göze almaktır.

Pervane ateşe olan aşkından, yansa bile ateşe olan yolculuğundan vazgeçmez. Aşk ateşi onu yakar.

İnsan nefsini kömüre benzetmiş büyüklerimiz. Yıkamakla temizlenmez. Ancak onu yakarsan kül edebilirsin. Sendeki nefsi ancak aşk ateşiyle yakarsan küle çevirirsin…

Her maddenin belirli bir erime seviyesi vardır. Altın, gümüş, bakır, demir hepsi belli bir sıcaklıkta erir… Ve kullanılır hale gelir…

İnsanın erime potası aşktır. Aşk insanın Yüce Mevla’sıyla buluşma zeminidir… Kulluk zeminidir… Her amelde takva ister dinimiz… Sevgi takvanın özüdür.

Allah (cc) için yapılan amel, sevmek ve sevilmektir… Allah’ı (cc), Resulü’nü, dostlarını ve O’na sevgili gelen her şeyi sevmek…

Hâce Hazretleri’nin (kuddise sırruh), Ğavs Hazretleri’nin yakın hizmetinde olduğu günler... Kendileri, camiden bir vesileyle erkenden çıkıyor. Camiden çıkarken Ğavs Hazretleri’nin ayakkabılarının üzerinde çamur görür. Önce bir bezle temizlemek ister ayakkabıyı. Gönlüne gelir ‘Bu ayakkabının sahibi öyle temizdir ki, bez ayakkabının yanında kirli kalır.’ Cübbesinin koluyla temizlemek ister, fakat yine temizleyemez. Ayakkabıyı cübbesinden temiz görür. Diliyle temizlemek ister, fakat yine temizleyemez. Ayakkabı kendilerine dilinden de temiz görünür. Ayakkabıyı öylece yerine bırakır. Ğavs Hazretleri de camiden çıkar, ayakkabıya bakar, onu giymez, eline alır yalınayak giderler… Bazen sevgiye karşılık amel de bulunmaz. Sevgi öylesine yücedir.

Ashabın ve evliyaların hayatlarına sevgiyle bakmazsak anlamakta zorluk çekebiliriz.

İman sevgiyle ziyadeleşir ve olgunlaşır… Kardeşini sevmen, kendin için istediğini kardeşin için istemen imanındandır…

Kur’an’da iman edenler, salih amelle birlikte zikredilir. Dini sevap ve günahları toplamayla matematik işlemine çevirenler, dinin özündeki sevgiyi kaybetmiştir. Sevap ve günah tüccarlığıyla salih amele ulaşılmaz. Sevgiyle yapılan ameller Allah’a (cc) ulaşır.

“Kurbanların ne etleri, ne de kanları Allah’a ulaşır. Allah’a sadece sizin takvanız ulaşır.” (Hac-37)

Namazda huşunuz ulaşır. Namazınızda sevginiz yoksa… Oruçta sevginiz yoksa… Sevginizi sunmazsanız amellerinizden geriye ne kalır?

Zekâtınız… Ashab zekât verecek nisaba ulaşmak için çalıştı, uğraştı. Tek arzuları Rab’lerin emrini yerine getirip, O’nun rızasına kavuşmaktı. Zekâtını vermemek için değişik hilelere başvuranlar, Allah’a neyi sunar oldular acaba?

Sevgisiz bir din insanda yük gibi durur… Bugün dini sırtımızda bir hamal gibi, yük olarak görmeye başladık… Ve bu yükün altında ezilmeye başladık. Kurulaştı, yavanlaştı hayatımız… Çürümeye başladık… Çöle çevirmeye başladık hayatımızı…

Oysa Allah (cc) ve Resulü, bizi hayat veren şeylere çağırıyordu.

Bize sunulan şeyler bizim için nimetti, şükredilmesi gereken şeylerdi… Din hayattı su misali… Din sevgiydi bizim için…

Sevdiğimiz bir elbiseyi giyer gibi Müslümanlığı taşıma lıyız üstümüzde… Üstümüze en yakışan elbisemiz, ahlâkımız, imanımız, aşkımız olsun.

İlim, iman, aşk… Bunlar mahlûk değillerdir. Cenab-ı Hakk’ın zatından bahsettiği şeylerdir. İlim, iman ve aşk bize peygamberimizin gönlünden süzülüp gelmiştir.

Bugün ilim, iman ve aşkta problem yaşıyorsak O’nunla (sav) irtibat zayıflığındandır.

Aşk pazarının en büyük canı, cananı, sevgilisi Hz. Muhammed’dir. Bu pazarın en değerli şeyleri Peygamberimiz’e ait olanlardır.

Ashab, Peygamber Efendimiz’e (sav) ait her şeyi çok değerli bilip, en kıymetli hazineleri gibi saklamıştır. Onların en değerli hazineleri Peygamber Efendimiz’in sünnetini yaşamalarıydı.

Hayatımız sünnetten izler taşıyorsa hazinemiz var demektir. Zenginiz…

Gönül penceremizi nefsin tutkularına, isteklerine kapatalım. Yalnız Allah’ın (cc), Resulü’nün (sav) ve dostlarının penceresi açık kalsın.

Gönlümüz sevgileriyle dolsun. Gönlümüz sevgiyle dolarsa, O’nun (cc) için feda edeceğimiz her şeyin çok küçük kalacağını görürüz.

O’nun (cc) lutfû, keremi varsa, O (cc) bizi seviyorsa, bu bizim en büyük nimetimizdir.

Rabbim bir an olsun bizi nefsimizle baş başa bırakma…

Sevdiklerini bize sevdir, bizi de sevdiklerine sevdir…

GÜLZÂR-I HÂCEGÂN DERGİSİ'NİN 2009 MART SAYISINDA YAYINLANMIŞTIR

Bu kategoriden diğerleri: « AŞK NAĞMELERİ NUR MESCİDLERİ »

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort