JoomlaLock.com All4Share.net

ALLAH’IN İYALİNİ (AİLESİNİ) EĞİTMEK

Dünyanın en zor işi insanı eğitmek… Batının insan eğitiminde hep kapitalist yaklaşımlar var. İnsanı eğitir ve onu daha sonra kendi menfaatleri için kullanmanın peşindedir.

İnsana, insanlığa “Allah’ın (cc) ailesi” gözüyle bakan anlayış, özde onun ulviliğini (yüceliğini) unutmaz. Ne olursa olsun ne yapılırsa yapılsın hiçbir insandan ümidini kesmez. Doksan dokuz insan öldürse de ümit kapısını asla kapatmaz. Cenâbı Hak (cc) o kulunu, tevbe etmeye niyetlendiğinde kendisine yaklaştırır. Tevbe yolunda ölse bile onu affeder. Kulun adımlarına kat kat karşılık vardır.

Mevlânâ’nın gel çağrısı asırları aşacak sesiyle bütün insanlığı Allah’a (cc) davet etmektedir:

“Gel, Gel! Ne olursan ol, yine gel!
Kâfir, mecûsî veya putperest olsan da, gel!
Bizim dergâhımız (olan İslâm) ümitsizlik dergâhı değildir.
Yüz kere tevbeni bozsan, yine de gel!”

Mürşidi kâmiller insanları Allah’la (cc) buluşturmanın derdini taşımışlar hep. Hayatları boyunca bu derd için uğraşmışlardır. Hâce Hazretleri (kuddise sırruh); “Bundan sonraki hayatımda sürünmek zorunda kalsam da, bir insanın hidayet bulacağını bilsem, yaşamayı isterim.” buyururlar.

“Ya Ali! Bir kimsenin senin vasıtanla hidayete ermesi, senin için en kıymetli dünya nimeti olan kızıl develere sahip olmaktan daha hayırlıdır.” buyurmuş Peygamber Efendimiz (sav).

Bir seher vakti ambarda bir hırsız… Sırtladığı çuvalları az ilerideki bineğinin yanına taşımaktadır. O sırada avluda bulunan Seyyid Taha el-Hakkârî Hazretleri (ks) bu adamı fark edince gidip ona yardım eder, bir çuval da kendisi taşır. Hırsız şaşırmıştır… Yardım eden adama “Siz kimsiniz?” diye sorar. Taha el-Hakkârî Hazretleri (ks); “Ben bu evin sahibiyim.” buyurur.

Hırsızı bir korku alır. Taha el-Hakkârî Hazretleri (ks) devamla buyururlar ki, “Evladım, ihtiyacın olduğunda gel iste. Hem sen kötü bir iş yapmazsın, hem de biz iyilik yapmış oluruz.” Adam çok mahcup olur. Bir çuval buğdayı alarak gider. Daha sonra gelip Taha el-Hakkârî  Hazretleri’nin sohbetlerine iştirak edip ona katılırlar.

Abdullah Dehlevi Hazretleri (ks) yolda giderken onu gören bir sarhoş “Allah” diye nara atar. Dehlevi Hazretleri (ks) gelip o sarhoşu severler, ona hürmet edip ağzını yıkarlar. Müridleri “Efendim, bu sarhoş, ne yapıyorsunuz?” deyince, “Yıllardır bu dergahtayım böyle ‘Allah’ diyene rastlamadım. Bu yüzden bu ağızlara hürmet ediyorum.” buyururlar.

Allah diyen ağızlar… Pişman olan gönüller… Hz. Vahşi’yi kabul eden Peygamber Efendimiz’in (sav) anlayışı kâmil varislerle devam etmiştir. Cenâbı Hakk’ın (cc) insanlığa en büyük nimeti/hediyesi Peygamber Efendimiz’dir (sav). Peygamber Efendimiz’den (sav) sonra O’nun kâmil varisleri Allah’ı (cc) insanlara, insanı Allah’a (cc) sevdirme vazifesine devam etmişlerdir.

Allah dostlarının aramızda olması bile bizi Allah’a (cc) sevimli kılar. Dostunu sevene, dostunun yanında olana değer verir Cenâbı Hak… Musa’nın (ra) taklidini yapan soytarıyı helak etmeyen Allah (cc), Mevlânâ’nın taklidini yapanı hidayete erdirmiştir. Dosta benzersen sevilirsin. “Kişi sevdiğiyle beraberdir.” buyrulmuş. halini merak ediyorsan sevdiklerine bak. Kimleri seviyorsun? Sevdiklerin seni Rabbine götürebilir mi?

Kötülerin yanında iyi olacağına, iyilerin yanında kötü olsan da kaybetmezsin. Annenin, babanın, eşinin, çocuğunun seni terk edeceği anlarda dahi o dostlar seni terk etmez. Mahşerde Hz. Ebubekir’in (ra) cebinde kibrit kutusu büyüklüğünde bir şeyde sayısız insanı sırat köprüsünden geçirip şefaat edeceği nakledilir. Şefaatin en büyüğünü Peygamber Efendimiz (sav), bütün insanlık için yapacaktır.

Hz. Ebubekir (ra) misali vücudunu büyütüp cehennemi kaplama niyazı sonraki nesillerde de devam etmiştir. İnsanlığa aşık nice evliyalar aynı tasanın derdini taşımışlar. Allah dostlarında müşâhede edilen “Hâlık’ın nazarıyla mahlûkâta şefkatle bakabilme” ahlâkı hamîdesi, Peygamber Efendimiz’den (sav) mirastır.Mahşer korkusu, mizan telaşı orada yapılacak yardımları düşündürüp bizi sevindirse de asıl yardım bu dünyada bize yapılan yardımdır. Mürşidi kâmiller insanlığa Cenâbı Hakk’ı (cc) en güzel şekliyle tanıtırlar. O’nu en güzel şekliyle sevdirirler…

Mürşidi kâmiller nice yanlış yoldaki insanı sohbetiyle, nazarıyla, himmetiyle hidayete erdirirler. Ğavs Hazretleri (ks) mürşidi Ahmed Haznevi Hazretleri’nin (ks) emriyle Siirt’in Baykan ilçesinin Kasrik bölgesine gidip irşad hizmetinde bulunurlar. Bu yörenin ahalisi çok bozuktur, eşkıya ağırlıktadır. Ahlakları bozuk olan bu yöre çevre köylere de çok zarar verir. Ğavs Hazretleri (ks) bu insanları o hallerinden kurtarıp gözü yaşlı, gönlü mahzun bir insan haline getirirler. Hz. Ömer’in vahşetten rahmete dönmesi gibi bu insanlar da rahmete nail olurlar.

Hâce Hazretleri’nin (kuddise sırrruh) ihvanlarından biri ailesiyle sohbetleşirken önceki döneme kıyasla hallerini anlatırlar. “Allah’la (cc) aramdaki bağın samimiyetinin farkına vardım. Meğer uzaklarda ulaşılamaz zannettiğim Rabbim, bize ne kadar yakınmış düşüncesini” paylaşır. “Size şah damarınızdan daha yakınım” hitabını bilgi olarak bilebilirsin, ama onu yaşamak çok farklıdır…

Hâcegân yolunun temeli Allah’ın (cc) huzurunda olduğunu unutmadan yaşamayı öğrenmektir. Yirmi dört saat rabıtayı az görme, bu anlayışın ürünüdür.

Türkiye’de çoğu Müslümanın içinde nefsinden kaçma, şeytandan uzaklaşma isteği vardır. Zaman zaman bunu başarır. Namaza başlar, bazı kötü alışkanlıklarını terk eder. Niyeti güzeldir. Eğer bir mürşidi kâmilin terbiyesinde değilse bu halini koruyamaz. Nefs ve şeytan gibi kuvvetli düşmanlarına karşı ayakta durmak istiyorsan, onlardan daha kuvvetli dostlar bulmalısın kendine. Onlar senden çekinmez de yanındaki Salihlerden çekinir.
Hizmet alanında önemli mesafeler aldıklarını düşünenler, kalplerine yöneldiğinde aynı huzuru bulamamaktadır. Kalbi hareketini geliştirmeyenler, zamanla işlerine nefslerini karıştıracaklardır. Menfaat, hırs, kibir zamanla bu güzel hizmetlerin içini boşaltacaktır. Bir mürşidi kâmille irtibatsız hareketlerin çoğu zamanla dejenere olmuştur.

Hâcegân yolunda esas unsur insandır. İnsanın eğitimi her şeyin üstündedir. İnsanlar, kurumlar için harcanmaz. Bu yolda çoğu zaman kurumlar kapatılmış, terk edilmiştir. Tekkeler işlevini kaybetmeye başlayınca, “Kapısına kilit vurduk.” buyurmuştur Mevlana Küçük Hüseyin Efendi (ks).

Nakşibendî Hazretleri (ks) zaman zaman evleri yıkıp yeniden inşa ederlermiş. Dünyanın kalıcı olmadığını müridlerine böyle öğretirlermiş. Hz. Ömer (ra) Müslüman askerlerin Halid bin Velid’e (ra) olan aşırı güvenlerinden dolayı onu komutanlık görevinden alıp asker yapar.

Kurumlar kapatılır, evler yıkılır, görevler alınır… İnsan hala istikamet üzereyse güzel bir eğitim gerçekleşmiş demektir. Dünyada birçok fikir akımı gerçek manada insanını oluşturup eğitememiştir. Hedeflerindeki insan hep hayallerinde kalmıştır.

Bediüzzaman Hazretleri gerçek medeniyeti, Bitlis’in Norşin ilçesinde Hazret’in (ks) dergahındaki müridlerin yanında bulur. Bu insanlara bu medeniyeti kazandıran nedir? Bir mürşidi kâmilin dizinin dibinde, gönülden muhabbetle yetiştirilmeleridir.

Anadolu’nun her karış toprağında evliyaullahın nakış nakış izleri görülür. Öyle bir nakış ki, yıllar geçse de kaybolmayan bir izdir bu… Küllenmiş ocaklar gibi üflemeyi bekliyor. Hakk’ın nefesini bekliyor… O’nunla buluşsa yeniden parlayacak, içindeki iman ateşi yeniden alevlenecektir.

Anadolu insanı çok yıpranmasına rağmen Allah deyince, Peygamber deyince bütün kapılarını açar. Bazen kandırılmış, sütten ağzı yanmış ama bu ondaki muhabbeti söndürememiştir.

Hasan Harakânîlerle, Yusuf Hemadânîlerle başlayan bu hareket Ahmed Yesevîler, Mevlânâlar ve Yunus Emrelerle devam etmiştir. Anadolu’nun bağrında nice evliyalar yetişmiştir. Bir dönem her bölgede bir dergâh olmuştur. Oralarda sohbetler, zikirler yapılmış, Anadolu insanının mayasına zikir, muhabbet, iman evliyaullahın eliyle karıştırılıp, yoğrulmuştur.

Anadolu insanının mayası sağlamdır… Onu bugün yoğuracak, pişirecek elleri bekliyor. İnanıyoruz ki, o ellerle buluştuğu zaman tekrar imanıyla, ihlasıyla, muhabbetiyle güzelleştirecektir… Sadece Müslümanlara değil, bütün insanlığa ahlakıyla örnek olacaktır.

Ya Rabbi, bizi dostlarından mahrum kılma!.. Onlara benzemeyi, Onların ahlakıyla ahlaklanmayı bizlere nasib eyle!.. Onlar Seni bize tanıtan en değerli nimetlerimizdir. Rabbim bir an olsun bizi nefsimizle baş başa bırakma!.. Sevdiklerini bize sevdir, bizi de sevdiklerine sevdir… Amin!..

Maksuduna erdirir,
Matlubunu bildirir,
Gönlün Hakk’a döndürür,
Hâcegân uluları.
Hâce Hazretleri (kuddise sırruh)

GÜLZÂR-I HÂCEGÂN DERGİSİ'NİN 2011 MART SAYISINDA YAYINLANMIŞTIR

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort