JoomlaLock.com All4Share.net

ÂDEM’İN HAVVÂ’SI, CENNET AYAKLARI ALTINDA BİR ANNESİN

Batılı bir yazar kitabına “İnsan Denen Meçhul (Bilinmeyen İnsan)” adını vermiş. DNA’ları çözülen, gen haritaları bulunan insan, taşıdığı sırlarıyla hâlâ yeterince çözülememiştir. Hep aklıyla hareket edenler, insanın manevî cephesini anlayamazlar… İnsan fikriyle, maneviyatıyla insandır.

İnsan çift olarak, bir dişi ve erkekten yaratılmıştır. Karşı cinsine sevgi meyillidir. Yüce Mevlâ’mız Hz. Âdem’in gönlüne Havvâ’nın sevgisini vermişti… Bu sevgi nesiller boyu intikal etti…

Zamanla değişti insan. Sevgi zamanla kaybedildi… Birilerinin gözünde para, birilerinin gözünde köle, birilerinin gözünde şehvet oldu bayanlar… Pollyanna, Sindrella masallarıyla büyütülen bir nesil kimi örnek alsın kendine? Modeli olmayan bir fikir, yaşanılamaz. Kur’ân bayanlara Hz. Meryem’i model gösteriyor; o iffet timsaliydi… Firavun’un hanımı Asiye’yi model gösteriyor; o iman simgesiydi… Hz. Lut’un (as) hanımını anlatıyor; o isyanın, günahın timsaliydi…

Sen kimlerin yolundan gitmeye niyetlisin? Haticelerin, Fatımaların, Âişelerin yolu sana da açıktır… Hanım sahabeler birer kandildir önünde… Onlar bütün zamanların sönmeyen ışığıdır ve nurudur… Onlar inançları uğrunda eziyetlere katlandılar, çile çektiler, işkence gördüler… Evlerini terk edip hicret ettiler. Onların yaşadığı çağda kız çocukları bir ayıptı. Bu yüzden diri diri toprağa gömülürdü. Hz. Ömer Müslüman olmadan önce kızını toprağa gömerken kızının elini tutmasını her hatırladığında ağlardı…

Şimdi bugünün anne babaları kızlarını belki diri diri toprağa gömmüyorlar ama onları kendi elleriyle günahın, isyanın bataklığına iterken hiç vicdanları sızlamıyor mu? Senin kızın da isyan ve günah bataklığından sana elini uzatmış… Menfaatler uğruna, dünyalık nimetler için gözünü, kulağını Hakk’ın sesine kapatma…

İslamî şuur hayatımızın her anını ve alanını kapsamalı. Evimizde Müslüman gibi yaşayıp dışarıda başka olamayız. Camide, evde, sokakta, pazarda Allah’ın huzurunda yaşadığını unutmamalı bir Müslüman. Müslümanlar hayat tarzlarını ve ahlaklarını dinlerinden alırlar. Başkalarının, birçok günah işledikten sonra; “Sen kalbime bak, benim kalbim temiz.” safsatalarıyla hayat sürmezler. İnsanın içi nasılsa dışına yansır düşüncesiyle kalplerindeki imanın güzelliğini hayatla, rına yansıtırlar.

Birçok kişi, kurum ve kuruluş Müslümanların ibadetlerine, hayat tarzına, giyim-kuşamına müdahale etmeye çalışmaktadır. Bizler kendi ellerimizle birilerine bu fırsatı vermeyelim. Televizyonlarda Müslüman bayanlara yönelik birçok program yapılmaktadır. Bu programların çoğuna İslami duyarsızlık ve ölçüsüzlük hakim. Bu ölçüsüzlükleriyle hangi değerleri Müslümanlara verebilirler… Bir iki ilahi söyleyip iki damla gözyaşı dökmekle bir insanda İslami anlayış oluşmaz.

Müslüman bayan seçici olmalıdır. Onun süzgeci imanî ve İslamî anlayışıdır. Toplumun ahlakını dejenere etmek, İslamî bir yaşantıdan uzaklaştırmak için kasıtlı olarak hazırlanan program ve dizilere meyil vermemelidir.

Yıllardır insana saygı (hümanist) anlayışıyla hareket ettiğini savunanlar, Müslümanlara karşı aynı saygıyı gösterememektedir. Bu da onların samimiyetsizliğinin göstergesidir.

Kalbinde maraz bulunan kimseler, Allah’ın Müslüman bayanlar için belirlediği yaşam tarzından rahatsız olurlar. İffetleri canlarını sıkar onların, örtüleri gözlerine batar.

Çarşaf giymiş bir Müslüman bayan, bir markette alışveriş yaparken biri yanına gelerek, “Neden bu kadar kapalı bir kıyafet giyiniyorsun? Bu kadar kapanmaya ne gerek var? Birileri senin beynini yıkamış.” deyince, o bayan da, “Ben size soruyor muyum neden şapkalısınız, boyalısınız, bu kadar açık giyinmişsiniz? Bana böyle sorma hakkını nereden alıyorsunuz? O zaman birileri de sizin beyninizi yıkamış.” der.

Yine bir markette, çarşaflı bir bayan çocuklarıyla alışveriştedir. Onlar yanlarından geçerken bir bayan kızının gözlerini kapatarak “Bakma kızım korkarsın.” der. Çocukları yanında bir anneye karşı, insanî olmayan bu harekete cevap gecikmeden gelir. O da, “Gel kızım yanıma, yanımdan ayrılma… Bugün hayvanat bahçesinden kaçanlar var.” der. Bugünün Müslümanı Hz. Zeyneb misali, yezidlere karşı hakkı söylemekten çekinmemelidir.

Noel babanın sakalını modernleştirip Mevlana’nın ve Yunus Emre’nin sakalını kültürleştirip bugünün Müslümanlarındaki sakalı kötü gösteren anlayış, aynısını örtüde de yapmaktadır. Babaannesine, anneannesine örtüyü yakıştırırken, Müslüman genç bayanlara tesettür çok görülüyor. Müslümanların örtünme isteğini engelleyemeyen anlayış, değişik oyunlarla tesettürsüz bir örtü anlayışını yerleştirmeye uğraşıyor. Bugün sokakta “örtülü çıplak” gezen birçok bayana rastlanabiliyor.

Bir meyvenin kabuğunu soyarsanız, meyve bozulmaya başlar. Müslüman bayanlar tesettürden ne kadar uzaklaşırsa, İslam’ını, imanını ve takvasını kaybetmeye başlar. Müslüman bayanlar hayat sınırlarını İslamî ölçülerle belirlerse dini, ahlaki ve manevi değerlerini koruyabilir.

Unutma sen bu dünyada Peygamber Efendimiz’e (sav) sevdirilensin. Peygamberimiz (sav) son anlarında elleri Hz. Aişe (r.anha) annemizin göğsünde “Allahümme Refiku’l A’la (en yüce Dost)” diyerek dünyasını değişmişti.

Sen sevginle, merhametinle cennet ayakları altında bir annesin… Sen sevginle, itaatinle eşine sadık bir dostsun… Sen sevginle, teslimiyetinle ve acziyetinle Yüce Mevlâ’ya bir kulsun…

Birileri için insan hâlâ meçhul olsa da seni yaratan Rabbin seni görmek istediği şekli ve ahlakı sana anlatıyor… Kendini feministlerle, modernistlerle tanımaya çalışma… Sana seni anlatmayacaklar. İçlerindeki şehveti, zehri ballandırıp sana sunacaklar…  Allah’ın sana bahşettiği, fıtratına yerleştirdiği anneliği küçümseme… Bir insan ticaret yapıyorsa kazancını iyi hesaplamalıdır. Kârını, zararını iyi kontrol etmelidir. Zarar edeceğini bile bile bir işte ısrar eden zamanla iflas edecektir. Sana Müslüman kimliğini bırakman şartıyla vaat edilenleri düşün. Unutma ki, kaybettiklerin kazandıklarından çok fazla…  

Dünyanın en değerli varlığı insandır. İnsan en huzurlu ve güvenli büyümeyi bir ailede gerçekleştirir. Ne mutlu onlara ki, Allah’ı (cc) razı etmek, Peygamber Efendimiz’e (sav) benzemek için evlendiler.

Onlar çağlarının Ebubekir’lerini, Ömer’lerini, Osman’larını, Ali’lerini, Hasan’larını, Hüseyin’lerini, Hatice’lerini, Fatıma’larını, Âişe’lerini, Meryem’lerini, Asiye’lerini… yetiştirmek için evlendiler… Ne mutlu onlara ki, onlar “Muhammedcik”lerin annesi babası olacaklar…

Ya Rabbi, sevdiklerini bize sevdir, bizi de sevdiklerine sevdir. Âmin…   

GÜLZÂR-I HÂCEGÂN DERGİSİ'NİN 2012 OCAK SAYISINDA YAYINLANMIŞTIR

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort