JoomlaLock.com All4Share.net

PATANİ DOSYASI - 1

patani

Patani Dosyası - 1 - İrfan AYDIN

Sayı : 80 - Ağustos 2014

 

Patani Dosyası - 1

 

Ramazan ayı yine buruk, yine acılarla dolu geçti. İslâm dünyası her Ramazan’da olduğu gibi bu yıl da acı ve göz yaşlarıyla oruç tuttu, iftar açtı. Biz buralarda rahat iftar açarken Suriye’de, Irak’ta, Filistin’de, Doğu Türkistan’da, Mısır’da vs. daha bir çok İslâm ülkesinde Müslümanlar acıyla, zulümle boğuşmak zorunda kaldı. Suriye’de zalim Esed Ramazan dinlemeden; çoluk cocuk dinlemeden gökten bomba yağdırmaya devam etti. Irak’ta çıkan IŞİD belası üstüne katmerli geldi. IŞİD o kadar ileri gitti ki Kâbe’yi dahi yıkacağız diyebildi. Herkes Suriye ve Irak’a kilitlenmişken siyonist İsrail, Gazze’yi bombalamaya başladı; ölü sayısı yüzleri geçti. İsrail’in bu işgal hareketi karşısında batıdan yine bildik sesler yükseldi. Hepsi koro halinde Gazze’den atılan (adeta havai fişek hükmünde olan) birkaç füzeyi bahane edip İsrail’in kendini savunma hakkından bahsettiler. İsrail haklıydı(!). Onlara göre bir kaç füze İsrailliler’i korkutmuş, karşılığında bütün Gazze’yi yerle bir edebilirdi artık. Bakalım, bu konuda gelişmeler nereye kadar gidecek? Körfez ülkeleri ve diğerleri ne zamana kadar Amerika ve İsrail’in yanında yer almaya devam edecekler. Elbet bir gün talih dönecek ve dünya mazlumları gülecek. Rabbimiz Müslümanları unutmuş değil fakat Müslümanlar adeta Rabbleri’ni unutmuş durumdalar. Rabbimiz’in Kur’ân-ı Kerim’de emir buyurduğu; “Birlik olun, yoksa gücünüz gider.” ilkesini unutup neredeyse kelle sayısı kadar grup ve hizp kurduk.

Geçmişte izzet bizde iken Allahımız’ın emir ve yasaklarına uymayıp tefrikaya düştüğümüz için kuvvetimiz gitti, zillete düştük. Müslümanlar temiz akideye sahip bir imamın etrafında birleşmeye çalışacakları yerde hala tevessül var mıdır, ahirette Allah (cc) görülecek mi, şefahat hak mıdır ve benzeri tartışmalarla meşguller. Hilafetin kaldırılışı esnasında mecliste bulunan âlimlerin sinek fetvası ile uğraştıkları hepimizin malumudur. Şu andaki durumun bundan farkı yoktur. Allah (cc) Müslümanlara akıl, fikir, iman ve birlik nasib etsin...

Evet bu duygu ve düşüncelerle bu ayın dosyasını açıyoruz. Bu ayki dosyamız Türkiyeli Müslümanlar'ın gündeminde pek yer almayan işgal altındaki bir Müslüman belde 'Patani' hakkında olacak. Birçoğumuzun haritadaki yerini dahi bilmediği Patani yüz yılı geçkin bir zamandır Tayland tarafından işgal altında tutulmaktadır. En son Patanili yaşlı bir adamın Başbakan'a duasıyla gündeme gelen Patani, yirminci yüzyılın başında İngilizler tarafından Tayland'a verildi. Geçmişinde yüzyıllarca Patani İslâm Krallığı adı altında İslâm'ın hüküm sürdüğü bu ülke, İngiliz işgalinden sonra Tay ırkının ülkesi budist krallığa bağlandığından beri zulüm altında inlemektedir. Haritada baktığımızda Tayland ve Malezya'nın bulunduğu Uzak Asya'da bir bir yarımada üzerinde bulunur Patani. 

Patani Müslüman halkı etnik olarak Malay ırkındandır. Malezya da ağırlıklı olarak malaylardan oluşmaktadır. Fakat İngilizler'in halkları birbirine düşman ederek dışarıdan yönetme politikası sonucunda Tayland’a bağlanmışlardır. Patani zengin yeraltı kaynaklarına ve petrol rezervine sahiptir. Bundan dolayı Tayland için çok önemlidir.

Budist Tayland'ı yaklaşık 65 yıldır aynı kral yönetmektedir. Bütün mazlum Müslüman milletlerde olduğu gibi Patani’- nin umudu Türkiye’dir. Geçenlerde bir tele- vizyon kanalında Patani atasözü söylendi; "İstanbul’dan yardım gelmezse Patani kurtulmaz." Evet, bize bu kadar umut bağ- lamış, dualarında bizi unutmayan Patani, bizim de gündemimize ve dualarımıza girmeli. Geçmişte Osmanlı buralara, bu uzak diyarlara gemi göndermiş, onlara yalnız değilsiniz mesajını vermişti. İnşaallah yakın gelecekte gemilerimiz tekrar bu Müslüman diyarlarında bayrak dalgalandırır. Dosta güven, düşmana korku verir.

Patani Hakkında Ansiklopedik Bilgi

Patani, Tayland’ın Malezya’ya sınır olan güney bölgesinde Malezya, Singapur, Endonezya ve Brunei’nin oluşturduğu Malay Takımadası’nın Asya’ya olan uzantısının son kısmıdır. Bu yüzden Malay yarımadasının bir parçası olarak kabul edilir. Patani, güneyde Malezya ve doğuda Çin Denizi ile çevrilidir. Patani’nin Tayland hakimiyetine girmeden önce Kral Kıstağı’na kadar uzanan kuzey sınırları, Tayland’a ilhakından sonra 40 bin km2 azalarak Songla’ya kadar inmiştir. Yüz ölçümü 13.721 km2 olan Patani; Yala, Narativat, Satun, Patani ve Songla olmak üzere beş eyaletten oluşur.

Doğal Kaynaklar

Yağışlı bir iklime sahip olan Patani, geniş ormanlık alanlar ve dağlarla kaplıdır. Yüzölçümü bakımından küçük bir alana sahip olmakla birlikte Patani, doğuda Çin ve batıda Andaman Denizi’ne kıyı olan sahiller boyunca uzanan zengin ovaları ve vadileriyle Tayland’ın en verimli topraklarına sahiptir. Balıkçılık da bölgede başta gelen ekonomik faaliyetlerdendir.

Patani topraklarının üçte biri, kereste üretiminde kullanılan tik ağaçlarıyla kaplıdır. Tayland’ın önemli ihraç maddelerinden olan kalay, kurşun, kauçuk ve kereste en çok bu bölgede üretilmektedir. Gümüş, demir, bakır, antimon, tungsten ve manganez gibi madenler Patani’deki diğer önemli yeraltı kaynaklarındandır. Yine birçok bitki türünün yetiştiği bölgede hindistan cevizi ve bambu en yaygın ağaç türleridir. Pirinç, tahıllar arasında en fazla üretimi yapılan tarım ürünüdür. Nara-tivat’ın Tomok bölgesinde zengin madenleri ve deniz suyundan tuz üreten çok sayıda tesis bulunmaktadır. Bunun yanında Patani’nin kıta sahanlığında 2000 km2’lik bir alanı kaplayan 180 bin m3’lük doğalgaz ve petrol yatakları da mevcuttur.

Demografik Yapı

Patani Malayları, Tayland’da, Çinlilerden sonra ikinci büyük etnik gruptur. 65 milyonluk Tayland’ın (2005 sayımlarına göre) %4’lük bir kısmını teşkil eden Malay Müslümanlar, Tay- land genelindeki tüm Müslümanların %80’ini oluşturmaktadır. Benzer şekilde; Patani, Yala ve Narativat’taki toplam nüfusa oranları da %80’dir. Satun ve Songla eyaletleri de göz önünde bulundurulduğunda bölgedeki toplam Malay nüfus 3 milyon civarındadır.

Patanililer’i Müslüman olan ve olmayan diğer azınlıklardan ayıran en önemli özellik, bu bölgenin yerli halkı olmalarıdır. Tarihte, Güneydoğu Asya’nın en önemli Müslüman krallıklarından olan Patani’nin, bu topraklardaki geçmişi 15. yüzyıla dayanmaktadır.

Bu yüzden Tayland nüfusu içerisinde sayıca az olan Patani Malayları, anavatanları olan bu bölgede çoğunluğu oluşturmaktadır.

İslâm’ın Budizm’den sonra ikinci din olduğu Tayland’da, Patani Malayları’nın yanında çok farklı etnik kökenlerden Müslümanlar da yaşamaktadır. Tay etnik kökeninden olan Tay Müslümanları, komünist rejim sonrası buraya yerleşen ve Çamlar olarak bilinen Kamboçyalı Müslümanlar, 12. yüzyıldan itibaren ticaret yoluyla Tayland’a gelen İran ve Arab kökenli Müslümanlar, Tamiller, Pencabiler, Bengalliler, Arakan Müslümanları, Endonezyalılar, Çinli Hui Müslümanları da Tayland topraklarında yaşayan diğer Müslüman halklardandır. Sayı- ca az olan Tay-Malay karışımı Samsamlar, Patani’nin Satun ve Songla bölgelerinde yaşayan diğer bir Müslüman topluluktur. Çok uzun süre önce buralara yerleşmiş olan bu Müslümanlar, Patani Malaylarına göre büyük ölçüde, Tay kültürüne ve toplumuna entegre olmuş durumdadırlar.

Tayland’ın en fakir bölgesi Patani’de şehirlerdeki Malay nüfusu oldukça azdır. Patani Malaylarının %80’i, denize kıyısı olan Patani ve Narativat’ın kırsal kesimlerinde yoğunlaşmış durumdadır. Şehir nüfusunun çoğunluğunu, geçmişte buralara yerleştirilmiş Tay Budistler oluşturmaktadır. Yüz yıldır süren baskılar yüzünden Müslümanlar şehirlerden ormanlık alanlara ve kırsal kesimlere göç etmiştir.

Patani’deki eğitim düzeyi, Tayland ge-nelinde en düşük seviyelerdedir. Bölgenin fakirliğinin yanı sıra, bölge halkının Tayca eğitim veren devlet okullarına çocuklarını yollamamaları, eğitim seviyesinin düşük olmasındaki bir diğer önemli etkendir. Patanililer genellikle çocuklarını İslâmî okullar olarak bilinen ve köklü bir tarihe sahip olan Pondok Medreseleri’ne göndermeyi tercih etmektedirler. Bu medreseler sayesinde yüz yıldır imanlarını korumuş ve bugüne kadar bozulmadan gelmişlerdir.

Sosyo-Ekonomik Durum

Tayland, ihracat ürünlerinin %35’ini Patani’den sağlamaktadır. Buna rağmen Patani, Tayland genelinde ekonomik olarak en fakir bölge konumundadır. Ekonomik koşulların yetersizliğinden dolayı, çoğunluğu kırsal kesimde yaşamakta olan Patanili Malayların %80’i tarımla uğraşmaktadır. Pirinç üretimi en yaygın tarım faaliyetleri arasında gelmektedir. Patanililerin pirinç üretiminin ülke üretimi içindeki oranına dair kesin veriler olmamakla beraber bazı yerel kaynaklar, Patani’nin Tayland’ın pirinç üretiminin %10’unu, yani yıllık olarak 50 bin tonunu karşıladığını belirtmektedir. Diğer önemli tarım ürünü olan kauçuk, ülke içerisinde en fazla burada üretilmektedir. Bunun yanında bu bölgede Uzak Doğu’ya ait rambutan, düryan, mangustin gibi tropik meyvelerin üretimi de küçük ölçekli tarım faaliyetleri arasında yer almaktadır. Bu yüzden Patanili çiftçiler maliyetini hiçbir şekilde karşılamayan tarım ürünlerini çok ucuza Çinli ve Tay tacirlere ya da Malezya ve Singapur’a satmaktadırlar.

Tarımın yanında diğer önemli geçim kaynağı balıkçılıktır. Tarım sektöründe olduğu gibi balıkçılıkta da genelde Malezya ve Singapur’la ticaret yapılmaktadır. Fakat son yıllarda, yine Çinlilerin ilerlemiş tekniklerle balıkçılık sektörünü ele geçirmesiyle Patani’nin önemli bir gelir kaynağı daha tehlikeye girmiş durumdadır.

Sosyal Yaşam

Genel olarak kırsal kesimlerde yaşayan Patanililer, şehirlerden büyük oranda izole olmuş durumdadırlar. Şehir hayatına Tay ve Çinlilerin hakim olduğu Patani’de, Malaylar kent merkezlerine alışveriş ya da tayinler haricinde uğramamaktadırlar. Tay devlet politikasının bir sonucu olan bu durum, Patanililer ile Taylar arasındaki etkileşimi oldukça kısıtlamıştır.

Tarihi Süreç

Malay-Hint Krallığı Langasuka, birinci yüzyılın sonlarında kuruldu. 14. yüzyılın sonlarına doğru bölgedeki diğer güçlü krallıkların saldırılarına maruz kalan Langasuka bu yüzyılın sonunda çöktü. Aynı topraklar üzerinde, 15. yüzyılın başında Patani İslâm Krallığı tarih sahnesine çıktı.

Patani’ye, İslâm’ın ne zaman ulaştığı tam olarak bilinmemekle beraber, 9. yüzyıl başlarında Çin’e ticaret yapmaya giden Yemenli Arab ve Hint tüccarlar sayesinde bölgeye ulaştığı tahmin edilmektedir. İslâm, Langasuka’nın ticari merkezlerine yerleşen bu ufak Müslüman toplulukla, 300 yıl sonrasında tüm bölgeye yayıldı ve bu topraklar 1457’de Patani İslâm Krallığı olarak anılmaya başlandı.

Patani’nin İslâm’ı kabul etmesiyle buradaki Malay halk, etnik olarak farklı oldukları Budist Taylar’dan, dini anlamda da büyük ölçüde farklılaştı. Böylelikle Patani Malay Krallığı, İslâm’ın tüm Malay takımadası ve diğer Müslüman devletler arasındaki bu birleştirici rolünden aldığı güçle, 17. yüzyılın sonlarına kadar Budist Siyam (Tay) Krallığı’nın emperyalist yayılmacılığına karşı direniş gösterdi.

Malakka’nın 1511’de Portekizlerin eline geçmesiyle Güneydoğu Asya’da Açe’den sonra en önemli ticaret merkezi haline gelen Patani, Arab ve Asyalı tüccarlar dışında, Avrupalılarla da yapılan ticaretle hem nüfus hem de zenginlik açısından Malay yarımadasının en büyük krallığı haline geldi.

Bölgedeki iki önemli hanedanlık olan Patani ve Kılantan Hanedanlığı’nın birleşmesinden meydana gelen Patani Krallığı’nın 1584 yılında başlayan yükselişi 1688’e kadar sürdü. Bu yıllar arasında Patani dört kadın hükümdar tarafından yönetildi. Bunlardan ilk ikisi (1584–1624) Raca Ijau (Yeşil Kraliçe) ve Raca Biru (Mavi Kraliçe) devirlerinde, Patani’nin tarihinin en parlak dönemine ulaştığı rivayet edilmektedir. 

Son kraliçe Raca Kunning (Sarı Kraliçe) döneminden sonra, 1688’e kadar Patani Hanedanlığı’nda olan siyasi güç, Kılantan Hanedanlığı’na geçti. Fakat Patanili bazı aristokratlar, krallığın Kılantan Hanedanlığı’na geçmesinden oldukça rahatsızdı. Son hü-kümdar Alung Yunus zamanında, görev dağılımından rahatsız olan aristokratlar ve Patani halkı ayaklandı. Böylelikle Patani 1729’da bir iç savaşa sürüklendi. Uzun süren iç savaş sonrası Patani’nin Mayo bölgesinden aristokrat bir tabakadan olan Sultan Muhammed burada tekrar istikrar sağlayarak, Patani’yi, resmi olarak Siyam Krallığı’nın idaresi altına girdiği 1786 tarihine kadar yönetti. On dokuzuncu yüzyılın sonlarında İngiliz sömürgesi altına giren Patani yirminci yüzyılın başında Tayland’a bağlandı.

O zamandan beri işgal altında olan Patani’de 1960’lı yıllarda başlayan devrimci hareketler daha sonra yerini İslâmî hareketlere bıraktı. Bugün de Müslümanların kanayan yarası olan Patani yardım ve dualarımızı beklemektedir. İHH gibi yardım kuruluşları pataniye yardım götürmektedir.

 

Kaynaklar

http://patani.ihh.org.tr

 

Yazar: İrfan AYDIN

 

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort