JoomlaLock.com All4Share.net

“OKU”MANIN YERİ TEK KİŞİLİKTİR

-Oku!
-Ben okuyucu değilim…
Semanın kudsiyeti sıkı sıkıya bağrına bastı, öğlesine kavradı ki nefes kesildi. Hasret böyle buluşturur sevgilileri…

-Oku!
-Ben okuyucu değilim...
Tekrar bağrına bir çekiş çekti, sıkı sıkıya kavradı nefes yine bu muazzam kavuşmada kesildi…
-Oku!
-Ben okuyucu değilim…

Üç çokluğa işarettir. Üçüncü defa yine bütün heybeti, sevdasıyla sarıldı. İnsan öyle çarpıcı, muazzam, mutlu anlar yaşar ki nefesin ritmi bozulur, hızlanır, kesilir, durur. Nefes kesildi yine…

Önceden de gelmişti melekler peygamberlere, Meryem’e ya da Harut, Marut gibi kesilen cezanın bedelini ödemeye.

Cebrail kaç kere Sen’den önce azaba indi yeryüzüne. İbrahim yemek verince melekler yemediler, İbrahim korkmuştu hani ve demişti “Siz kime azaba geldiniz.” Belde ismi söylediklerinde “Ama orada Lut var.” demişti. Lut’un evinde sabahladılar. Lut’a “Sen ve ashabın gece arkanıza bakmadan çıkın bu şehirden.” dediler...  Harut ve Marut nefis verilerek yollandılar bu dünyaya, hile hurda öğretip durdular.

Cebrail Meryem’e Sana yakın sayılacak gibi geldi. Allah’ın kelimesini ilka etti. Ama sıra Sana gelince dostuna gelir gibi, sevdalısına gelir gibi, kardeşine gelir gibi geldi Cebrail. Sana nasıl sarılıyordu öyle. Nefesin gidip geliyordu.

Yetmedi Sana sarılmak, doyamadı Sana. Hani bir gelişinde göğsünü yardı, kalbin elindeydi. Göğsünün içine girmek dilediler. Sana Rabbin dostluk kapısını açmanın, nübüvvet kapısının kapanmasının işaretlerini veriyordu. Sonunda Rabbin ”Nübüvvet kapısını kapatın dostluk kapısını açın.” buyurdu.

Bundan değil miydi Selman’ın Senden söz aktarırken‘dostum Muhammed’ demesi. Ebu Zer ‘dostum Muhammed’ demiyor muydu?

Sen kimin elini tuttuysan o elini çekmeden Sen çekmedin. Kime sarıldıysan o kollarını bırakmadan Sen bırakmadın. Nefesin kesilmeseydi Cebrail hiç Seni bırakır mı idi?

-Oku!

Hira’dayken, Rabbinle taşların arasında düşüncelere, dertlere, çilelere dalmışken. Yaşantınla Rabbini çekerken kendine. Gecenin  karanlığı, Hira’nın  karanlığı kat kat. Sen bu siyahlığı Kâbe’nin örtüsü gördün. Kâbe’nin içinde kendine yolculuğa çıkmışken, kendini ararken, kendine çekilmişken tam okuma vaktidir.

Kâbe taştan yapıldı. Sen de bir ağacı, ovayı… Seçmedin. Yine Hira’ya geldin. İçine girdin. Yollar, tepeler aştın. Sanki Kâbe’nin içi saydın orayı. Kâbe taş, Hira taş.

“Oku”; Mekke’ye bir tepeden bakarken. Kâbe ne güzel gözüküyor. İnci, mercan gibi…
Rabbinin yazdığını oku ki o sürekli yaratarak yazar.

“Oku”; çünkü sen ümmisin. Sen insanlığın varlık sebebisin. Sen fıtratsın. Allah’ın yazısını sadece ümmiler okuyabilir. Sen tek dil bilirsin o da Allah’ın dilidir. Allah’ın dilini bilen hangi dili bilemez.

Okumaya Cebrail’in kucaklamasıyla, dostluğuyla, sevdasıyla başladın. Sevginin diliyle okumaya başladın. Sen ‘bir dil bir insandır.’ buyurmuştun. Şimdi anlıyorum dilleri.
Bak Hatice’n yine ter kan içinde elinde azığın Seni kendinle baş başa bırakma sevdasında. Biliyor Hatice’n Sen kendini açmaz isen yandık Ya Resûlallah.

“Oku” Hatice’n için.
“Oku” kardeşin Cebrail için.

Kâbe sızlıyor, ağlıyor içi hep put dolu aynı göğsümüz gibi. “Oku” Kâbe’nin özgürlüğü için.
Bak Mekke mahzun. Mekke bekliyor Medine’yi doğuracak. Sa’d bin Muaz Medine’de dertli dertli bekliyor. Nedir derdi bilemiyor.

“Oku” Medine ve içinde bekleyenler için.
Bak Bilal’in ne hallerde, kimlerin elinden Ebu Bekir’in kurtaracak onu.

“Oku” Bilal için

Dinle Cafer Sadık “ceddim”, Gazali’n “efendim” diye yalvarıyor. Ya Veysel’in ne halde, ya Selman’ın mekân bir mekân senin peşine düşmüş. Prensliği bırakmış Medine’de bir yahudinin kölesi olmuş.

“Oku” varlık sebebi olduklarının kurtuluşu için. Dostluk kapısını kapanmamak üzere aç ki gelebilsin, varabilsin dostların. Evini açmak için oku.

Bak zaman âhir. Gök demir, yer bakır. Ümmetin yetim. Yetimlerin içindeki yetimlerin yetimi Yakub’un. Seni zamanın ahirine yazmak istiyor. Sensiz bir yer görmeğe tahammülü yok.

“Oku” bütün yetim evlatların için, yaşadığını göstermek için.
Zamanın ahirine ağlama düştü. Oku ki gülsünler. Yetimlerinin Sen her şeyisin. İştiyakından Seni ağlatan evlatların onlar. Bak Yakub’unun yanında yöresinde şaşkın şaşkın dolaşıyorlar Sana müştak. Seni görmek, Seninle beraber olmak istiyorlar. Oku ki Seni Yakub’un da görebilsinler. Yakub’un da Sana, onlar da hizmetiyle yarasına tuz basar. Aşkı seni her yerde görmek istiyor. Her yerde gördükçe de firakı artıp duruyor. Firakının acısına bir ortak bulur da nefeslenir biraz.

Sen okursan kendini, herkes Sen’den okuyacak Rabbini. Âlemlerin Rabbi’nin yazısı Sen’sin. O Sana yazdı. Bu yazı aşk ile okunur. Allah’ın yazı dili aşktır.

Bak melekler sana selât u selam ediyorlar. Âlem onların seâmını alman için yarışıp duruyor. Ne kutsal yarış bu böyle.

Öğret onlara, öğretmek için oku.

Rabbin bütün âlemi neden var etti cevabını bekliyor varlık. Âlemin Efendisi’ni bilmesi için, hizmetini sunabilmesi için oku.

Sen Rabbinin her şeyi niçin yaptığının nedeni ve muazzam cevabısın.

Sen Muhammed Mustafa’sın.

Sen ümmisin. Sen anasın. Âlemi taşıyan sensin. Kendini açmaz isen böyle taşların arasında kalırsan evlatların nasıl bilir kendilerini, Seni, Rabbini.

Sen kullarını Rabbine davet edeceksin. Allah’ı kullarıyla buluşturacaksın.

“Oku” Rabbine vuslat yolunu açmak için.

Rabbinin ismi Sen’in dilinden bir başka güzel ifade ediliyor. Rabbinin başkalığı için oku.
İbrahim’i, Meryem’i oku.

Senin dilinde isimleri, gönlünde sevgileri oluşsun. Herkes okumanla Sendeki yerini bilsin, bulsun.

Sen herkesin aslısın. “Oku” asla davet için.

Okunacak Sensin. Sen kendini oku ki âlem Seni nasıl okuyacağını bilsin. Sevgi dili en sade fakat en zor dildir.

Sen okumazsan âlem ne yapar.

Sen okumazsan insanlık ne yapar.

Sen okumazsan Hatice’n, Fatıma’n, Hasan’ın, Hüseyin’in ne yapar.

Şu kâinatın tatları, ziynetleri, izzetleri, cennetin efendileri ne hale gelir. Sen, Sen değilsin sadece, Sen her şeysin.

“Oku” var eden Rabbinin ismi için.

Güneşleri solmasın, nefesleri bitmesin.

Her güzel Senin izin, devamındır. Yaşamak, yaşatmak için okumak zorundasın.


Alak’tan yarattı Rabbin. Alak sevgi demektir ki o Sensin. Kalem ile insana bilmediğini öğretti Rabbin. Kalem akıl demektir, hüküm demektir ki o Sensin.

Senin hürmetine Senden var edilenlere Rabbini öğreterek buluşturmak için;

“OKU” yani evlatlarına aç kollarını.

Ey insanlık siz de okuyanı okuyun çünkü  “Sana âgûşunu açmış duruyor Peygamber.”

GÜLZÂR-I HÂCEGÂN DERGİSİ'NİN 2010 MART SAYISINDA YAYINLANMIŞTIR

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort