JoomlaLock.com All4Share.net

KATAR KRİZİ

Katar Krizi

Katar Krizi - İrfan Aydın

Sayı : 116 - Ağustos 2017

 

Katar Krizi

 

Haziran ayı başlarında Suudi Arabistan önderliğinde ki dört ülke Katara teröre destek vermek bahanesi ile ambargo kararı aldı. Bu dört ülke Suudi Arabistan Bahreyn birleşik arap emirlikleri ve mısır oldu. ABD başkanı Trump’ın Suudi ziyaretinden hemen sonra başlayan ambargo kararı zamanlama itibari ile manidardı. Birdenbire ortaya çıkan bu kriz Türkiye de dahil bir çok ülkeyi etkiledi. Bu nedenle başta Kuveyt ve Türkiye olmak üzere bir çok ülke arabuluculuk faaliyetleri yaptı. İçinde bulunduğumuz günlerde Katar’ın ve müttefiklerinin yaptığı akıllı hamlelerle hadise hızını kaybetmeye başladı. Belki de bu yazının yayınlandığı günlerde tamamen çözülmüş ve gündemden çıkmış olur. 

Temmuz ayı ortalarında ise Siyonist İsrail Mescidi Aksa’da silah taşıdıkları bahanesi ile üç Filistinli genci öldürmüş ve Mescid-i Aksa yı ibadetlere kapatmıştır. Daha son x-ray chazları koyarak giriş çıkışlara müsaade etmiştir. Buna tepki gösteren müslümanlar içeri girmeyerek namazlarını dışarıda kılmışlardır. Bu oylaylar esnasında 1967 yılından beri ilk defa Mescid-i Aksada cum namazı kılınamamıştır. Hadiselerin dozajı her geçen gün artmaktadır. Dünya müslümanları yaptıkları protestolarla olayalara tepki vermiştir. Her fırsatta müslümanları öldüren evlerini yıkan onlara ambargo uygulyan İsrail dünya müslümanların bölünmüşlüğünden güç almaktadır. Rabbimizden niyazımız İsrailin yaptığı zulümlerde boğulması ve müslümanlarında içinde bulundukları gafletten bir an evvel uyanmalarıdır.

Evet ülkemiz belirgin olarak gezi olaylarından başlayarak 15 temmuza kadar bir çok saldırıya maruz kaldı. Bazen PKK ile bazen FETÖ ile bazen de ekonomi üzerinden saldırdılar. Sürekli gelen bu saldırılar içeride artık zeminini kaybetmeye başlamış, milletimiz ve devletimiz saldırıları daha profesyonelce karşılamaya başlamıştır. Artık iç argümanları azalan küresel güçler dış saldırılara önem vermeye başlamıştır. Bunun neticesi olarak Suriye’de bizi batağa çekmeye çalışmaktadırlar. Irak’ta ise hemen yanı başımızda kurulacak bir Peşmerge devleti ile tansiyonu yükseltmeye çalışmaktadırlar. Öte yandan Türkiye’yi son yıllarda yapılan dev projelerde finansal olarak destekleyen Katar ile de vurmak istemektedirler. 

Katar saldırısı basit bir hadise değildir. Katar sürekli olarak Türkiye’ye finans aktarmaktadır. Birçok şirketi satın alarak borsada yer almaktadır. Ayrıca Türkiye’deki finans kurumları üzerinden üçüncü havalimanı gibi üçüncü köprü gibi birçok projenin hayata geçmesinde etkili olmuştur. İşin bir de askeri boyutu var bizim ortadoğuda ki ilk ciddi üssümüz Katar’da kurulmuştur. Geçtiğimiz günlerde yapılan asker ve zırhlı araç takviyeleri ile daha da güçlenen askeri üssümüz gelecekte bölgenin barışının en önemli unsurlarından biri olacak gibi gözükmektedir.

İşin bir de enerji boyutu var. Katar dünyanın bir numaralı LNG üretici ve satıcısıdır. ABD önümüzdeki on yılda kaya gazı ile katara rakip olmak istemektedir. Katarın ambargo sonunda diz çökmesi halinde LNG (Sıvılaştırılmış doğalgaz) satışlarında düşme yaşanabilir bu da ABD nin işini kolaylaştırır. Suriye savaşının da bir nedeni Katar’dan gelecek Suriye ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya gidecek gaz hattı projesidir. Bu nedenle Katar enerji denkleminden çıkartılmak istenmektedir.

Türkiye’nin Katar’la dayanışması bölgenin istikrarı ve diğer İslam ülkeleri için bir örneklik teşkil etmektedir. Türkiye Katar, Türkiye Somali, Türkiye Pakistan ve Afganistan dayanışmaları gelecek için ümit vaat etmektedir. Suriye ve Irak krizlerinin de çözülmesi ile birlikte müslüman ülkelerin birliği ve dayanışması açısından önemli bir mesafeler katedilmiş olacaktır. Kafkaslarda Azerbeycan ve Gürcistan ile bir çok proje hayata geçirilmiş ve Kafkasya orta asyanın kapısı olma durumuna gelmiştir. Balkanlarda ise başta Bosna hersek ve Makedonya olmak üzere birçok balkan ülkesi ile dayanışma içerisine girilmiştir. Hatta halk bankasına yapılan saldırıların bir sebebi de balkan ülkelerinde bir çok şube açmasıdır. 

Bu mesele bize bir kez daha göstermiştir ki hala suud önderliğinde birçok İslam ülkesinin halkına dayanan hiçbir gücü yoktur. ABD istedi diye başka bir İslam ülkesine saldırabilmektedirler… Halkına rağmen iktidarda duran bu yönetimler çürük bir dal gbidirler. Bundan dolayı batılılar ne isterse hemen yapmaktadırlar. Sonra da müslümanların gözlerinin içine bakarak müslümanlar kardeştir diye yalan söylemektedirler.

Mısır’daki darbeye destek veren Yemen’e ve Bahreyn’e hemen müdahale eden Suudi yönetimi bize bir kez daha göstermiştir ki müslümanların Suud’a rağmen çok acil bir İslam birliğine ihtiyaçları vardır. Müslümanlar bir an evvel bir araya gelip Kutsal beldelerimiz olan Mekke, Medine ve Kudüs’e sahip çıkmalıdırlar. 

Bu hadise üzerine birçok şey söylenebilir fakat bizim için önemli olan önce rab bimize kulluğumuzdur. Sonra Rasulü’ne (sav) ittibamızdır. Daha sonra varislerine uymamızdır. Kur’an ve sünnet üzere yaşayıp ehli sünnet akidesinden bir an bile ayrılmamaktır.

Elbette ki bugün Suud’un baskısı altındaki Mekke-i Mükerreme’ye Medine-i Münevvere’ye güneş tam anlamı ile doğacaktır. Peygamber şehrinde insanlar diledikleri gibi sahih ibadetleri yapabileceklerdir. Hiçbir kimseden korkmadan Yemen’den Mekke’ye oradan da İstanbul’a ve diğer İslam beldelerine korkmadan gideceklerdir. Rabbimiz bize bu günleri en kısa zamanda göstersin.

Amin.

 

Yazar: İrfan Aydın

 

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort