JoomlaLock.com All4Share.net

İLK MÜSLÜMANLARDAN HZ. ZİNNÎRE ER-RÛMÎ (RA)

İmanda sebatın en güzel örneğini veren bir hanım sahabe... Rabbimiz’in lütfu ile gözlerine tekrar kavuşan, imanda sebatın mükâfatını dünyada iken gören bir iman eri!.. Kölelikten azat edilerek hürriyetine kavuşan bir bahtiyar…

Hz. Zinnîre (ra), Rum kökenli bir cariyedir. O dönemde sık sık yapılan baskınlardan birinde esir alınarak köle pazarlarında satıldı. Hz. Zinnîre hatun, son olarak Mekke’ye getirilerek burada Mahzun ya da Abdüddaroğulları’ndan birine satıldı. Allah Resûlü (sav) İslâm’ı tebliğ etmeye başladığı sırada Mekke’de bulunan Hz. Zinnîre, O’nun anlattıklarını duyunca çok hoşuna gitti. Gizliden gizliye yeni dini öğrenmeye çalıştı. Konu hakkında bilgisi arttıkça İslâm’a olan ilgisi de arttı. Bu sırada Mekke’de kulaktan kulağa yayılan Kur’ân ayetlerini dinliyordu. Duyduklarının insan sözü olamayacağını anlamıştı. Ancak Müslüman olmak onu ciddi bir sıkıntıya sokacaktı. Bir süre düşündükten sonra hak ve hakikatten uzak duramayacağını anladı ve İslâm’a girmeye karar verdi. Allah Resûlü (sav) Erkam’ın evinde gizli gizli İslâm’ı tebliğ ederken oraya giderek ilk Müslüman hanım sahabelerden olma şerefine nail oldu.

Hz. Zinnîre (ra) Müslüman olduğunu bir süre gizlemeye çalıştı. Ancak Kureyşliler onun İslâm’a girdiğini bir şekilde öğrenmişti. Onun İslâm’ı kabul ettiğini duyan sahibi küplere bindi. Nasıl olur da bir köle kendi iradesiyle hareket edebilirdi? Ne yapıp etmeli onu dininden döndürmeliydi. Hemen harekete geçti. Ona her türlü işkenceyi yaptı. Akla hayale gelmedik eza ve cefalara maruz bıraktı. Fakat Hz. Zinnîre’yi imanından vazgeçiremedi.

Hz. Zinnîre’nin (ra) imandaki bu sebatı efendisini deli ediyordu. Bunca işkenceye rağmen o, halâ “Allah, Allah” diyordu. Bir defacık olsun Lât ve Uzza’yı söyletemeyen sahibi artık yorulmuştu. Onunla başa çıkamayacağını anlayınca işi Ebu Cehil’e bıraktı. Kin ve kibirinden kuduran azgın müşrik canavarlar gibi zayıf, biçare kadına saldırdı. Hz. Zinnîre Hatun’u kırbaçlar altında inletti. Hırsını alamayan vahşi adam bütün var kuvvetiyle onun boğazını sıktı. Elleri yanlarına düşünce onu öldü diye bıraktı.

Gözü dönmüş müşriklerin tek yapabildikleri zulümdü. Zalimin zulmünden başka hiç bir şeyi yoktur. İslâm kahramanı bu mübarek hanım dayanılmaz işkenceler altında gözlerini kaybetti. Fakat asla zalime boyun eğmedi ve imanından vazgeçmedi. Ebu Cehil, kendisini güçlü, kuvvetli zannediyordu ama imanın gücü karşısında çaresiz kaldı. Ne yapacağını şaşırdı. İmanın bir nur ve güç kaynağı olduğunu anlayamadı. Allah (cc) ve Resûlü’ne (sav) inanmanın sabır, sebat ve tahammül gücü verdiğini bilemedi. İnanan insanın hiç bir zaman zulme boyun eğmeyeceğini tahmin edemedi. Zulümle, işkence ile İslâm’a engel olacağını düşündü ama hiç bir mü’mini geri çeviremedi.

Hz. Zinnîre (ra) ten gözlerini kaybetmişti ama imanını asla. İşkencelerinden bir netice alamayan azgın müşrik Ebu Cehil bu seferde psikolojik baskı yaparak bu mübarek hanımla alay etmeye başladı.“Gördün mü Lât ve Uzzâ senin gözünü de kör etti!” dedi. Müşriğin bu hezeyanlarına Hz. Zinnîre bütün samimiyetiyle şöyle cevap verdi: “Hayır, vallahi hayır! Sizin tanrı diye ibadet ettiğiniz taş ve odun parçasından başka bir şey değildir. Vallahi bu öyle değil! Benim gözümü böyle edenler onlar değildir. Lât ve Uzzâ ne yarar ne de zarar verebilir. Asla onlarda böyle bir güç yoktur. Onlar hiçbir şeyi göremezler. Fakat bu ancak Rabbimin işidir. Benim Rabbim gözlerimi geri iade etmeye kadirdir.”
Evet, Hz. Zinnîre böylesine yüce bir imana sahipti. O; “Benim Rabbim gözümü açma kudretine sahiptir.” diyerek imanın ve teslimiyetin en güzel örneğini bizlere göstermiştir. Kâinatı yoktan var eden, insanı, güneşi, ayı, yıldızları, hayvanları, bitkileri yaratan, onları idare eden ve yaşamlarını devam ettiren yüceler yücesi Rabbimiz’e hiç bu iş ağır gelir mi? Elbette O’nun her şeye gücü yeter. Sabır ve sebat ile müşrik hezeyanlarına meydan okuyan Hz. Zinnîre’nin, kör olan gözlerini, İlâhi kudret günün ilk ışıklarıyla ışıtıverdi. Görmeyen gözleri görür oldu.

Müşrikler Hz. Zinnîre’nin gözlerinin açılmış olduğunu görünce şaşkına döndüler. Putlarına olan inançları zayıfladı. Bazıları neredeyse Müslüman olacaktı. Fakat hilebaz müşrik Ebu Cehil hemen araya girdi ve: “Muhammed’in izinden giden şu akılsızlara mı hayret ediyorsunuz? Eğer O’nun getirdiği gerçek olaydı O’na biz uyardık. Hayırlı işlerde onlardan daha evvel davranır, onları geçerdik! Zinnîre’nin doğruyu bulmakta bizi geçeceğini mi sandınız?” dedi. Gaflet onları öylesine sarmıştı ki bu hadiseden düşünüp ibret alamadılar. İman edecekleri yerde “Bu da Muhammed’in sihridir.” dediler. Hâlbuki Yüce Rabbimiz bu hadiseden ibret alınması için Kur’ân-ı Kerim’de şu ayet-i celileyi nazil buyurdu. Meâlen: “Küfre sapanlar, inananlar için; ‘Eğer o, Muhammed’in getirdiği iyi bir şey olsaydı, onlar buna inanmada bizi geçemezlerdi.’ dediler. Fakat onlar, bu Kur’ân ile doğru yola girmedikleri için; ‘Bu eski bir yalandır.’ diyecekler.”(Ahkâf Sûresi: 11)

İslâm’ın ilk günlerinde köleler ve fakirler Müslüman olunca, Kureyşin ileri gelenleri, iman ve İslâm’ın hayır getirmediğini, bunun bu dine ilk girenlerin seviyelerinden belli olduğunu söylemişler, Kitab’a da dil uzatmışlardı. Nazil olan bu ayet inkârcıların sapık tutumlarını sergileyip kınamıştır. Bu hadise Müslümanların imanlarını, kâfirlerin de küfürlerini artırmıştır.

Hz. Zinnîre Hatun’un dinindeki sebatı, inancındaki bu samimiyeti ve ihlâsı onu kölelikten kurtardı. Allah (cc) yolunda her şeyini feda etmeye hazır olan Hz. Ebu Bekir (ra) onu satın alarak Allah (cc) rızası için azat etti. Kaynaklarda vefatıyla ilgili kesin bilgiler olmamasına rağmen, Mekke’de vefat ettiği ihtimali yüksektir. Rabbim şefaatlerine nail eylesin.

Evet, aradan ortalama bin beş yüz yıl geçmiştir. Bugün bizler imanımız için gözlerimiz kör olana kadar işkence görmüyoruz ama günümüzde bu işkenceler okullarda, iş yerlerinde, sokaklarda, evlerde televizyonda, internette, büyük küçük demeden ve hiç durmaksızın herkese uygulanmakta. Zahirde belki canımız acımıyor fakat mana âlemimiz zarar görüyor. Sinsice uygulanan bu oyunlar gözlerimizi kör etmekte. Gözümüzün körlüğü kalbimize gaflet perdeleri çekerek, adeta hakka, hakikate karşı bizi kör etmektedir. Günümüz müşrikleri insanlığı uyutmak için hiç uyumuyor. Bizler de bu entrikalara karşı uyanık olmalı ve Hz. Zinnîre gibi imanda sebat etmeliyiz. Kendimizi çok iyi bir şekilde yetiştirip, tam donanımlı birer iman eri olmalıyız. Bu donanıma insan tek başın erişemez. İman eri olmak istiyorsak bir insanı kâmile ihtiyacımız var demektir. İnsanı kâmili bulmuşsan önce seveceksin, sevgin seni ona teslim edecek ve itaat ederek donanımın sağlanacak. Artık gayretimizle ve himmetin neticesiyle gözümüzdeki körlükler yavaş yavaş kalkacaktır inşaallah.

Rabbim yâr ve yardımcımız olsun! Bizleri sevsin, sevdiklerine sevdirsin, sevdiklerini sevdirsin, sevdiklerine olan sevgimizi ziyadeleştirsin ve sevdiğini başımızdan eksik etmesin. (Âmin)

Yararlanılan Kaynaklar:

*Hilal Kara, Abdullah Kara, Hanım Sahabeler Ansiklopedisi, Nesil Yayınları, 2008.
*Mehmed Emre, Büyük İslâm Kadınları ve Hanım Sahabeler, Çelik Yayınevi, İstanbul.
*Hasan Tahsin Feyizli, Feyzü’l Furkan Kur’an’ı Kerim Meali, Server İletişim
.

GÜLZÂR-I HÂCEGÂN DERGİSİ'NİN 2012 AĞUSTOS SAYISINDA YAYINLANMIŞTIR

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort