JoomlaLock.com All4Share.net

HZ. HANZALA’NIN (RA) EŞİ HZ. CEMİLE BİNTİ ABDULLAH (RA)

İslam adına olumsuzluklarıyla tanınan bir aile ortamında büyüyen bir hanım…
Hiç bir menfi tesir altında kalmayan, cehalet ve şirkten kendini kurtaran bir mücâhide...
“Gasilü’l-melâike = Meleklerin yıkadığı kimse” unvanı verilen Hz. Hanzala Efendimiz’in (ra) hanımı

Hz. Cemile binti Abdullah, Medineliler’in en önemli lideri, Müslümanlar Medine’ye hicret edeceği günlerde şehrin yöneticiliğine getirilmesi düşünülen Abdullah b. Ubey b. Selül ile Havle binti Münzir’in kızıdır. Medine’de doğup büyüyen Hz. Cemile annemiz, genç kız olunca çeşitli talipleri çıkmaya başladı. Bunlardan biri de Medine’nin önde gelenlerinden, oldukça saygı duyulan, dindarlığından dolayı “Rahip” lakabı ile anılan Ebu Amirin oğlu Hz. Hanzala efendimiz idi.

Hz. Hanzala b. Ebu Amir, son derece iyi yetişmiş akıllı ve dindar bir gençti. Cahiliye döneminde bile putlara tapmayan, Allah’ın (cc) varlığına inanan çok az kişiden biriydi. Kaderi ilahi, Peygamber Efendimiz’in (sav) iki amansız düşmanının çocukları babalarının aksine son derece samimi birer Müslüman oldular. İkisi de İslam’ın ilk günlerinden itibaren kendilerini Allah (cc) ve Resulü’nün (sav) rızasını kazanmaya adadılar.

Hz. Cemile akıllı, zeki, ferasetli bir hanımdı. Çevresinde olan biten hadiseleri değerlendirme konusunda da basiret sahibiydi. Onun feraset ve basireti şu hadisede çok açık olarak görülmektedir:

Hz. Cemile ile Hz. Hanzala Efendimiz’in düğünlerinin yapıldığı gecenin ertesi gününde Uhud Savaşı yapılacaktı. Savaş yerine geceden gidilmesi kararlaştırıldı. Peygamber Efendimiz (sav) ashabıyla Uhud’a doğru hareket etti. Hz. Hanzala’nın evinin önünden geçerken: “Ey Hanzala! Haydi, harbe!” diye seslendi. Peygamber Efendimiz’in (sav) sesini uyku arasında duyan Hz. Hanzala hemen fırlayıp dışarı çıktı. İslam askeri arasına katılıp Uhud’un yolunu tuttu. Uhud savaşında Hz. Hanzala büyük kahramanlıklar göstermişti. Zorlu geçen bu savaşta Ashaptan çok şehit verilmiş, Hz. Hanzala da bu şehadet şerbetini içen şehitler arasında yerini almıştı. Savaş bitip İslam askerleri Medine’ye dönerken Hz Hanzala’nın dul kalan hanımı Hz. Cemile annemiz de İslam ordusunu karşılayanlar arasında bulunuyordu. Peygamber Efendimiz (sav) ordunun önünde hüzünlü bir vaziyette görünüyordu. Yakınlarını göremeyenler Peygamber Efendimiz’den (sav) durumları hakkında bilgi alıyorlardı. Bir günlük gelin olan Hz. Cemile’de kocasından sual edip: “Ya Resulûllah! Hanzala nerededir?” dedi. Resulûllah Efendimiz (sav) hüzünlü bir şekilde: “O şehit oldu.” buyurdu. Hz. Cemile bu cevap karşısında: “Ya Resulûllah! Hanzala sizin sesinizi duyunca hemen fırlayıp dışarı çıktı. Bir daha geri dönmedi. O gece gusletmeye de fırsat bulamadı.” diyerek cenazesinin yıkanmasını talep etti. Bunun üzerine Fahri Kâinat Efendimiz (sav) Hz. Cemile’nin gönlünü hoş edecek şu sevindirici haberi verdi: “Ben, meleklerin, gümüş kaplar içinde bulunan su ile gökle yer arasında Hanzala’yı yıkadığını gördüm” buyurdu. Peygamber Efendimiz’den (sav) bu müjdeli haberi alan Hz Cemile üzüntülerini gönlüne gömdü. Bu müjdeden sonra Hz. Hanzala İbni Âmir’e: “Gasîlü’l-melâike = Meleklerin yıkadığı kimse” unvanı verildi.

Bazı şeyler vardır ki onların çağrısı her şeyden önemlidir. Candan da Canandan da… Cihat çağrısı işte böyle bir şeydi. Allah Resulü’nün (sav) çağrısı da her şeyin feda edilerek koşulması gereken çağrıdır ve bu çağrılara icabet etmenin ödülü yarım kalan guslün melekler tarafından tamamlanması gibi özel bir ödüldür. Her insanın hayatında çağrılar vardır. Bu çağrılara icabet edebilmek için terk edilmesi gereken şeyler vardır. Yüce Rabbim bizlere de icabet edebilmemiz için terkleri kolaylaştırsın. Belki haddimizi aşmak olacak ama Rabbim terk ettiklerimizi de terk edebilmeyi bize kolaylaştırsın. Mevla’mız (cc) ayeti kerimesinde “Dua edin duanıza icabet edeyim” buyruğu üzere haddimizi aşma cüretkârlığı gösteriyoruz. Eşini Rabbine yolcu eden Hz. Cemile, bir süre sonra ondan bir parça taşıdığını anlayınca çok sevindi. Hz. Hanzala’dan hamile bulunuyordu. Onun şehit olmasından sonra dünyaya gelen bu çocuğa Abdullah adını verdi.

Genç yaşta dul kalan Hz. Cemile kendisine talip olan Ensar’ın hatibi Hz. Sabit İbni Kays İbni Şemmas ile evlendi. Bu izdivaçtan da Muhammed adında bir oğlu oldu. Hz. Cemile kendine güvenli, bilgili, zeki bir hanımdı. Her şeyi Peygamber Efendimiz’e (sav) sorardı. Bir gün kocası Hz. Sabit İbni Kays ile imtizaç edemediğini (iyi geçinemediğini) ileri sürerek Resul-i Ekrem Efendimiz’e (sav) müracaat eyledi. Boşanmak istediğini söyledi. Efendimiz de (sav) mehir olarak aldığı bahçeyi geri vermek suretiyle, Hz. Sabit’e karısını boşamasını tavsiye etti. İslam’da ilk boşanma hadisesi muhalaa (bir kadının mehrini kocasına bağışlaması, geri vermesi suretiyle) bu şekilde gerçekleşmiş oldu.

Hz. Cemile daha sonra, Hz. Malik b. Duhşem ile evlendi. Onunla mutlu bir evlilik süren annemizin bu evlilikten Fürey’a adında bir kızı oldu. Hz. Ömer zamanında eşi Hz. Malik b. Duhşem’i kaybeden annemiz, eşinin vefatından bir süre sonra Hz. Hubeyb b. Yesaf ile evlendi. Ondanda Abdullah adında bir oğlu dünyaya geldi. Hz. Cemile ömrünü İslamî esaslara riayet ederek geçirmeye gayret etmiştir. İslami vazifelerini yerine getirme konusunda oldukça titizdi. Hz. Ömer Efendimiz (ra) zamanında hayatta olan Hz. Cemile annemizin ne zaman vefat ettiği hakkında bilgi bulunmamaktadır.

İlk ve ikinci eşlerinden olan Hz. Abdullah ve Hz. Muhammed’in İslam’a ve Müslümanlara pek çok hizmetleri oldu. Son olarak Yezid’e karşı Harre savaşına katılan iki kardeş, bu savaşta şehit edildiler.

Rabbim bu mübarek annemizden razı olsun, bizleri de şefaatlerine nail eylesin. (Amin)

Kaynakça:
Hilal Kara, Abdullah Kara, Hanım Sahabeler Ansiklopedisi, Nesil Yayınları, 2008.
Mehmed Emre, Büyük İslâm Kadınları ve Hanım Sahabeler, Çelik Yayınevi, İstanbul

GÜLZÂR-I HÂCEGÂN DERGİSİ'NİN 2013 AĞUSTOS SAYISINDA YAYINLANMIŞTIR

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort