JoomlaLock.com All4Share.net

HEKİMOĞLU İSMAİL

“Ömer Okçu kimdir?” diye sorulsa her halde birçoğumuz cevap veremeyiz. Çünkü hem onu hem de birçok eserini kullanmış olduğu müstear ismiyle tanırız. Nitekim şahsına da sorulsa içindeki bu çift kimliklilik bariz bir şekilde kendini gösterir. Bir tarafta tıkır tıkır işleyen bir sistemin içersinde hayatını yaşayan bir memur, bir astsubay olarak şuurlu bir vazife bilinciyle üzerine hangi iş düşmüşse hakkını vermeye çalışan, hak ve hukuk gibi kavramların kendisi için son derece mühim olduğu temiz bir Anadolu insanı; diğer tarafta hem kendi hayatının vartalarını çekinmeden irdeleyebilecek kadar mert hem de etrafındaki her türlü mezalim ve yanlışa velev ki bunu yapan devlet bile olsa baş kaldıracak cesarete sahip vakur bir adam.

1932 yılında Erzincan’da dünya gelen Hekimoğlu İsmail’in kullandığı bu isim, ona dedesi İsmail Efendi’nin mirasıdır denebilir aslında. İsmail Efendi, babasının hekim olması hasebiyle bu isimle anılır olmuş. Fakir bir ailenin çocuğu. Babası İstiklal Savaşı gazisi. Ne annesi ne de babası okuma yazma bilmiyor. Bu yüzden evlerinde kitap dahi yok. Bunları öğrenince insanın “Nereden nereye?” diyesi geliyor. Geride bıraktığı seksen seneye elliye yakın eser sığdıran ve Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in kendisini ziyareti sırasında yazmak istedikleri ile ilgili planları olduğunu söyleyen, başka bir ifadeyle ömrünü yazarak geçiren bu insanın evinde kitap dahi yok.

İlk ve orta öğrenimini Erzincan’da tamamlayan Ömer Okçu, 1952 yılında İstanbul’da Zırhlı Birlikler Okulu’ndan mezun olmuştur. Aynı yıl tank astsubayı olarak göreve başlamış, bir süre Erzurum Kandilli’de görev yapmasının ardından 1960'ta Hava Kuvvetleri'ne geçerek füzeci olmuştur. Amerika'ya elektronik üzerine 6 aylık eğitime gönderilmiş ve füzeler üzerinde uzmanlaşmıştır. Askerlik hayatı boyunca 10'dan fazla kez Amerika'da eğitimlere katılmıştır. Birçok kez Avrupa'ya da gönderilen Okçu, bu geziler hakkında “Avrupa’yı İslamiyet’ten fazla bilirim, Allah beni affetsin. Yani hayatımı oraya harcadım. Avrupa ülkelerini bir bir dolaştım. Ordu beni dolaştırdı, orduya minnettarım.” demektedir. Sahip olduğu Müslüman kimliği yüzünden birçok kez hakkında işlem yapılmasına karşın bilgisi ve çalışkanlığıyla örnek bir kişiliğe sahip olmasından dolayı ordudan atılmamış, ancak üstlerinin emriyle çok kereler hapis cezası almıştır.
Arapça, İngilizce ve Osmanlıca’yı şahsi çabalarıyla öğrenen Hekimoğlu İsmail, Kur’ân’ı okumayı da kendi kendine öğrenmiş. Kur’ân-ı Kerim ile gerçek manada tanışması 1957 yılında olmuştur. Bu manevi uyanışla birlikte İslami eserleri okumaya başlamış, Nur Risaleleri’nden istifadesi de aynı sene içerisinde olmuştur. Bu risalelerin müellifi Bediüzzaman Hazretleri ile tanışmak için Emirdağ’a gitmiş ve Said Nursî Hazretleri’nin talebeleri arasına katılmıştır.

1967 yılında İttihad Gazetesi’nde yazı hayatına “Hekimoğlu İsmail” adıyla başlamıştır.  Memur olması ve dönemin baskıcı politikaları sebebiyle iş çevresinden, arkadaşlarından ve ailesinden gizli yazmıştır. Hatta en çok bilinen eseri Minyeli Abdullah’ı imkânsızlıktan, meselesini kimseye açamamaktan ötürü çaresiz kalmış ve önce çöpten topladığı kâğıt parçalarına yazmış. Büyük işler için çok çaba sarf etmek gerekiyor herhalde. 2009 yılı itibari ile seksenden fazla kez baskısı yapılan, yüzbinlerin okuduğu Minyeli Abdullah romanı her ne kadar Mısır’ın Minye şehrinde yaşanmış bir hayatı konu alsa da dönemin Türkiyesi’ni anlattığı, baskı ve zulmün en ince ayrıntılarına kadar işlendiği fakat bunca zorluğa rağmen inancın ve yüce değerlerin kıymetini ve Cenabı Hakk’ın müminlere olan tevfik ve inayetini işlemektedir. Hatta kitabın asıl isminin Minyeli Abdullah değil, “Ankaralı Abdullah” olduğunu ancak bu sakıncalı olacağı için isminin bu şekilde değiştirdiğini de aktaran Okçu’nun, “Bu isimle çıksaydı hemen toplatılırdı.” şeklindeki beyanı da bilinmektedir. Zaten kimliğinin ortaya çıkması ile birlikte 1986 yılında Minyeli Abdullah toplatılmış, yaklaşık bir yıl sonra kendisi de “devlet düzenine karşı çıkmaktan” suçlanmıştır.  Bu roman, İslamî kesimde 1970’lerde “Hidayet Romanları” da denilen bir akımın başlamasına ve İslamî kesimde romanın yaygınlaşıp okunmasına sebep olmuştur.

İmam-Hatip lisesinden mezun olan gençlerin Harp Okulları’na kaydedilmemesiyle gençlerin ve ıstırap içerisindeki ailelerinin durumunu anlatan ve Zaman Gazetesi’nde yayımlanan “Demek ki Öyle…” başlıklı yazısının ardından aldığı bir yıllık cezanın akabinde 1992 yılında Şile Cezaevi’nde yetmiş iki gün hapisle cezası infaz edilmiş. Yazdığı yazılar sebebiyle hakkında birçok sefer soruşturma açılan, hatta birkaç kez de DGM’de yargılanan Ömer Okçu, bu davaların hepsinden beraat etmiştir.   

1969’tan 1974 yılına kadar Yeni Asya Gazetesi'nde köşe yazarlığı yapmış, 1975'te Sur Dergisi'ni çıkarmıştır. 1975'te Ahmed Günbay Yıldız ile birlikte Türdav'ı, 1982'de ise birçok ortakla beraber Timaş'ı kurmuştur. 1988'den beri de Zaman Gazetesi'nde köşe yazarlığı yapmaktadır.

3 Şubat 2002’de Eyüp Sultan Camii’nde beyin kanaması geçirmiş, komadan kurtulup evine getirilmesinin ardından 1 Mart 2002'de ikinci defa beyin kanaması geçirmiştir. Kendisine müdahale eden doktorların % 5 yaşama şansı vermesine karşın hayatta kalmış ancak vücudunun sol tarafı felç olmuştur.

Eserlerinden bir kısmını sizlere aktararak yazımıza son verirken ülkemizdeki Müslümanların şuurlanması ve dava bilinci kazanması yolunda büyük gayret sarfetmiş olan Ömer Okçu Beyefendi’ye emekleri için teşekkür ederken, rahatsızlıkları için Rabbimiz’den kendilerine acil şifalar diliyoruz:

Minyeli Abdullah (roman), Maznun (roman), Sibel (roman), Bir Deliyle Evlendim, Menan Cinleri/Hikâyeler, Firavun'un Öldüremediği Musa'dır, “Her Şey Allah'ı Anlatıyor” dizisi (çocuk), İslam'da Davet/Hakkı Tebliğde Metod, Manevi Hastalakılara Manevi Reçeteler, Neye Nasıl İnanırım/Ben Bir Müslümanım, İyi Günde Kötü Günde Evlilik, Hizmet ve Şahsiyet, Bediüzzaman Said Nursi...

Bu ayki yazımızı hazırlarken; hekimogluismail.com, tr.wikipedia.org, tr.fgulen.com, izafet.com, tunagur.word-press.com adlı internet adreslerinden istifade etmiş bulunuyoruz. Kendilerine teşekkürü borç biliriz.

GÜLZÂR-I HÂCEGÂN DERGİSİ'NİN 2012 ŞUBAT SAYISINDA YAYINLANMIŞTIR

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort