JoomlaLock.com All4Share.net

HACI VEYİS-ZADE MUSTAFA SABRİ KURUCU

Şair ne güzel de söylemiş:

Âvâzeyi bu âleme Dâvûd gibi sal
Bâkî kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş

Ezel ile ebed arasında adeta bir mola yeri olan şu fani dünyadan kimler geldi, kimler geçti; saymanın bile mümkünü yok... Ama kimileri var, isimleri öylesine hafızalara kazınmış ki onları da unutmak kâbil değil. Merhum Hacı Veyis-zâde Hocaefendi de ismi onu tanıyan herkesin gönlüne nakış nakış işlenmiş bir kimse. Konya deyince akla gelen en önemli simalardan bir tanesi.

Bize ayrılan bu sayfada bu ay kendisine yer vermemizin öncelikli sebebi elbetteki ilmi, irfanı, ahlakı, gayreti, hizmeti hatta belki burada saymanın mümkün olmayacağı birçok meziyetiyle hem kendi zamanındaki insanlara hem de daha sonra gelecek nesillere örnek teşkil etmiş nadir insanlardan bir tanesi olmasıdır. Çünkü köşemiz “hayırlı insanların” tanınması ve tanıtılması maksadına hizmet etmeye çalışmaktadır. Fakat bununla birlikte bizim için farklı bir sebeb daha vardır ki bunu ifa ile kendimizi bir vefa borcunu da yerine getirmiş addedeceğiz.

Malum, Mustafa Sabri Kurucu Hocaefendi, geçen ay rahmeti Rahman’a kavuşan merhum Tahir Büyükkörükçü’nün de hocalarından bir tanesidir. Ancak aralarındaki ilişkinin sıradan bir öğretmen-öğrenci ilişkisinin çok üstünde, bir birine sımsıkı rabt olmuş iki gönlün, muhabbet tezahürlerinden ibaret olduğunu söylemek yanlış bir kanaat olmasa gerek. Çünkü merhum Tahir Hocaefendi hemen her sohbetinde kendilerini hasretle yâd eder ve onun büyüklüğünü anlatmaktan büyük zevk duyardı. Biz de zaten hayatını işleme niyetinde olduğumuz Hacı Veyis-zâde Hocaefendi’yi, onu hiç dilinden düşürmeyen, adeta kendisiyle sürekli beraber olan talebesiyle ayırmadan, ard arda işlemeye karar verdik, Mevlâm muvaffak buyursun inşaallah.

1889 yılında Konya il merkezine bağlı Şatır köyünde dünyaya gelen hocaefendi, ilk eğitimini babasından aldı. Babaları Hacı Veyis Efendi ise önce kendi köylerinde, daha sonra da Konya merkezde okuyarak ilim tahsilini Aladağlı Hacı Ahmet Efendi’den tamamlayıp icazetini alıp müderris olarak yüzlerce talebenin yetişmesine vesile olan değerli bir âlimdir. Çok küçük yaşlardayken babasının da hafızlığını yaptığı Bekir Efendi’nin kontrolünde hıfzını tamamlayan Mustafa Efendi de medreseye devam etmiş ve henüz on sekiz-on dokuz yaşlarındayken hocalarının önünde verdiği imtihanı kazanarak icazet almıştır.

Kendisini hem uhrevî hem de dünyevî ilimlerde yetiştirme gayreti içersinde olan Hocaefendi zamanının meşhur hocaları olan Zeynelabidin ve Ahmet Ziya Efendiler’den, Hesap, Hendese, Kozmoğrafya gibi müspet ilimler de tahsil etmiştir. Bunlarla birlikte manevî beslenmesini de ihmal etmeyip Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Efendimiz’in halifelerinden Muhammed Kudsî el-Bozkırî Hazretleri’nin (Memiş Efendi) oğulları Muhammed Bahaüddîn Efendi’den de tefeyyüz etmişlerdir.

Ziya Efendi ve kardeşlerinin birlikte kurdukları Islâh-i Medâris adlı medresede henüz yirmili yaşlarının başında müderris olarak birçok talebenin yetişmesine katkıda bulunmuşlardır. Tabi onlar için mekanların pek de önemi yok. Gönüllerinde bu neşe durduğu sürece ne olursa olsun hizmetten geri kalmayı hiç düşünmemişler. Onun içindir ki medreseler kapatıldıktan sonra bile taliplilerine, bildiklerini her fırsatta aktarmaya gayret etmişlerdir. mereseler lağvedilince o dönemde müderris olan diğer hocaefendiler gibi kendisi de imam-hatib olarak görevlendirilmiş ve ilk olarak Aziziye Camii’ne vazife yapmaya başlamışlar.

1950’li yılların başında İmam-Hatib liselerinin açılmasına müsade eden kanun değişikliği ile yurdun dört bir yanında başlayan seferberliğin Konya’daki öncülerinden bir tanesi de Hacı Mustafa Efendi olmuş, topladığı bağışlar, yönlendirdiği hayırseverler dışında inşaatı sırasında bizzat çalışarak herkese örnek olmuş, bittikten sonra da köy köy dolaşarak okula öğrenci toplamıştır. Hatta bununla da yetinmeyerek “Hocam bunca emek verdiniz. Bir derse de siz girseniz de talebeler sizin ilminizden de mahrum kalmasa!” teklifi üzerine “Elbette! Bir değil beş derse gireceğim inşaallah!” cevabıyla himmetinin yüceliğini bir kere daha göstermiştir.

En yakın dostlarından bir tanesi de Konya’nın başka bir kıymetlisi Ladikli Ahmed Efendi Hazretleri’dir. Karşılıklı olarak sıkça ziyareti adet edinen bu iki dost, gıyaplarında da duayı eksik etmez ve birbirlerinin meziyetlerini anlatmaktan geri durmazlardı. Nitekim merkez imam-hatib lisesinden kendisini ziyarete gelen talebelere, Ahmed Efendi Hazretleri mevsimi olmayan, hatta onların daha önce görmedikleri meyvelerden ikram ederek; “Bunları Hızır Aleyhisselam getirdi. Bana gelmeden önce de hocanız Hacı Veyis-zâde’ye uğradı.” buyurarak onun manevi halleriyle ilgili ufak da olsa ipuçları vermiştir.

Yaşantısındaki güzellikler ve takvası adeta dillere destandır. Okuldayken bile dersleri arasında bir boşluk varsa abdestini tazeleyip nafile namaz kılmak için mescide gittiğine öğrencileri çok şahit olmuştur. Tatlı dili, yumuşak huyu, güler yüzü onun yediden yetmişe tüm Konyalılar tarafından sevilmesine vesile olmuştur. Sokakta karşılaştığı herkese büyük küçük, genç yaşlı demeden selam verir, esnaf onunla selamlaşmak için dükkan önlerinde beklerlermiş.

Hayatta iyi ya da kötü her şeyin bir sonu olduğu gibi bu güzel ömürde sona yaklaştığının sinyallerini öncelikle hastalıklarla vermiş. Vefatına yakın zamanda kendisinde şeker hastalalığı peyda olmuş, fakat o; “Hamdolsun Rabbimiz’e ki hastalığımızı bile şekerden verdi.” diyerek tevekkülden bir an geri durmamıştır. 5 Şubat 1960 Cuma gününe gelindiğinde ise şiddetlenen rahatsızlığı nedeniyle Hakk’a yürümüş, dudaklarından dökülen son cümle “Çare tükendi, imdadımıza yetiş ya Resûlallah!” olmuştur.

Cenabı Hak cümlemizi yoluna adanmış bu ömürler uğruna mağfiret buyurup sırat-i mustakîmden ayırmasın.

Not-1: 5 Mart 2011 Cumartesi günü vefat eden muhterem Tahir Büyükkörükçü Hocaefendi’ye bu vesile ile tekrar Allah’tan rahmet diliyor, elli yılı aşkın bir süre kürsülerden seslenip insanları uyandırmaya çalıştığı gaflet uykusundan gözlerimizi açarak bu din-i mübine hizmet edebilmeyi Mevlâ-i Müteâl Hazretlerin’den diliyoruz. Rabbim şefaatlerine nâil etsin.

Not-2: Bu ayki yazımızı hazırlarken diyanethaberler.-com, ihvanforum.org, kenthaber.com, ladikliahmetaga.com ve veyis.blogcu.com adlı adreslerden istifa etmiş bulunmaktayız. Rabbim emeği geçenlerden razı olsun.

GÜLZÂR-I HÂCEGÂN DERGİSİ'NİN 2011 NİSAN SAYISINDA YAYINLANMIŞTIR

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort