JoomlaLock.com All4Share.net

EFENDİMİZ’İN (SAV) İLK KIZI: ZEYNEB BİNTİ RESÛLULLAH -1-

ÇOK SEVEN, ÇOK SEVİLEN
EFENDİMİZ’İN (SAV) İLK KIZI:
ZEYNEB BİNTİ RESÛLULLAH -1

Hz. Zeyneb, Allah Resûlü’nün (sav) Hz. Hatice annemizden ilk kızıdır. Allah Resûlü (sav) ile Hz. Hatice annemiz evlendikten dört yıl sonra ilk çocukları oldu. O sırada Efendimiz (sav) yirmi dokuz, annemiz ise kırk dört yaşındaydı. Efendimiz (sav) ona Kâsım adını verdi. Aileyi çok sevindiren, evlerine neşe saçan Kâsım’dan bir yıl sonra dünyalar güzeli bir kızları oldu. Efendimiz de (sav) annemiz de onun doğumuna çok sevindi. Ona Zeyneb ismini koydular. Zeyneb annemizin doğumu ile evleri daha da şenlendi. Mekke’de kızları olan pek çok ailenin yaşadığı burukluğu hatta acıyı onlar yaşamadı. Erkek çocukları doğmuş gibi sevindiler. Çünkü her ikisi de onu önce çocukları, en değerli varlıkları olarak görüyordu. Efendimiz (sav), kızı olduğu için diğer Araplar gibi üzülmedi, bilakis sevindi. Bu sevincini daha sonra çeşitli vesilelerle dile getirdi. Kendini tanıtırken kızlarıyla gurur duyarak: “Ben bir kız babasıyım.” buyurdular.

Hz. Hatice annemiz Hz. Zeyneb’i yedi gün emzirdi. Onu doya doya sevdi. Sonra, o günkü Arap âdetlerine uyarak kızının daha sağlıklı ve iyi büyümesi için sütanne aramaya başladı. Bir süre sonra kızlarını Allah (cc) Resûlü’nün (sav) halası Safiye annemizin cariyesi Selma Hanım’a verdiler. Sütanneye verildiği gün, onun için birçok özel ve güzel şeyler yapıldı. Önce akika kurbanı kesilip fakirlere ve dostlara ikram edildi. Sonra saçından bir tutam kesilerek ağırlığınca gümüş, yoksullara dağıtıldı.

Hz. Zeyneb’in doğumundan bir yıl sonra Kasım Efendimiz vefat etti. Onun vefatı annesini ve Efendimiz’i (sav) çok üzdü. Akrabalar, dostlar acılarını paylaşarak onları teselli etti. Kasım efendimizden sonra Hz. Zeyneb tek kaldı. Aradan iki yıl geçtikten sonra Zeyneb annemizin bir kız kardeşi oldu. Hz. Rukiyye adındaki bu kız kardeşinden bir yıl sonra Hz. Ümmü Gülsüm, ondan bir yıl sonra ise Hz. Fatıma annelerimiz dünyaya geldi. Diğer kardeşlerinin doğumu ile evde dört kız kardeş oldular. Mutlu bir yuvada, huzur içinde büyüyorlardı. Zeyneb annemizin yaşı ilerleyip genç kız olmaya başlayınca annesi onunla daha farklı ve özel olarak ilgilendi. Genç bir kız olduğunda terbiyesi, hanımefendiliği ve becerisi ile etraftaki herkesin dikkatini çekmeye başladı.

Hz. Zeyneb’in dikkat çektiği kişilerden biri de Hz. Hatice’nin çok sevdiği kız kardeşi Hâle binti Huveylid idi. Hâle annemiz, aklından geçenleri Mekke’nin eşrafından olan oğlu Ebû’l-Âs b. Rebî’ye açınca onun da Hz. Zeyneb’i beğendiğini, hatta onunla evlenmek istediğini anladı. Oğlunun duygularını öğrenen Hâle annemiz, vakit kaybetmeden kız kardeşi Hz. Hatice ile görüştü. Uzun uzadıya konuştular. Hz. Hatice’nin, Zeyneb annemizin Ebû’l-Âs ile evlenmesine tepki göstermediğini hatta sıcak baktığını anlayınca dünyalar onun oldu. Hemen oradan ayrılarak doğruca kendini heyecanla bekleyen oğlunun yanına gitti.

Ebû’l-Âs b. Rebî, ticaret yapan, son derece ahlaklı, insanların güvenini kazanmış bir gençti. Mekke’nin zengin eşrafındandı. Allah Resûlü (sav), Ebû’l-Âs’ı yakından tanıyordu. Hatta Peygamberimiz’in (sav) dostu ve arkadaşı denecek kadar samimiydiler. Allah Resûlü (sav) yalnızca Ebû’l-Âs ile değil, onun bütün ailesi ile samimiydi. Zaman zaman annesi Hâle’nin evine gidip onu ziyaret ederdi.

Allah Resûlü’nün (sav) fikrini almak isteyen annemiz, Efendimiz (sav) ile konuştu. Peygamber Efendimiz (sav), kızlarının evlilik için biraz küçük olduğunu düşünüyordu, ama yapılan teklifi uygun gördü. Eşinin rızasını alıp kızı Zeyneb’e durumu anlatan annemiz, Ebû’l-Âs’ın iyi bir insan ve evlilik için uygun bir eş olduğunu söyledi. Kızının evliliğe razı olduğunu fark edince, Ebû’l-Âs’a haber gönderdi. Aldığı cevaba çok sevinen Ebû’l-Âs annesi ile görüşerek düğün hazırlıklarına başladı. Zeyneb annemiz Allah Resûlü (sav) ile Hz. Hatice’nin evlendirdikleri ilk çocuklarıydı. Çok sevinçli olan Hz. Hatice, kızı Hz. Zeyneb’in düğününün güzel olması için gereken bütün hazırlıkları yaptı. Nikâh kıyılınca gelen misafirlere deve kesen Ebû’l-Âs, onlara güzel bir düğün yemeği ikram etti. Cariyeler def çalarak şarkı söylediler. Hz. Hatice, düğün hediyesi olarak kızına bir gerdanlık hediye etti. Zeyneb annemiz, Allah Resûlü (sav) Peygamber olmadan bir yıl önce evlenmişti. O sırada on bir, on iki yaşlarındaydı.

Allah Resûlü (sav) her fırsatta kızının evini ziyaret eder, onun ve eşinin hâl ve hatırlarını sorardı. Zaman zaman Hâle Hanım’ı da ziyaret eden Efendimiz (sav), ona çeşitli ikramlarda bulunur, onu onurlandırmak için bazen onun evinde kaylûle uykusuna bile yatardı.

Eşi sık sık ticarî seferlere çıktığı için yalnız kalan Hz. Zeyneb, anne babasının ziyaretlerine gidiyor, onları daha sık görebiliyordu. Bu sayede ailesinden haberdar oluyor, her konuda elinden geldiğince onları destekliyordu. Zeyneb annemiz, baba ocağına bu gidiş gelişleri sırasında, Allah Resûlü’nün (sav) peygamberlik sürecine, babasının hâllerine yakından şahit oldu. Vahyin gelişini ilk olarak öğrenen kişilerden olma şerefini elde etti. Olanlara ilgisiz kalmadı. Ailesine destek olmak için büyük bir çaba gösterdi. Babasının yaşadığı manevî endişe ve acılara şahit oluyor, bazen endişelenip üzülüyordu. Bunu fark eden Hz. Fatıma henüz yedi yaşında olmasına rağmen bir gün,
-Bu ümmetin peygamberinin kızı olmak seni sevindirmiyor mu, sözleri ile yaşının çok ötesinde bir feraset ve zekâ ile ablasını uyardı. Hz. Zeyneb annemiz de,

-Elbette sevindiriyor Ey Fatıma! Bu hangi genç hanıma şeref kazandırmaz ki? Hem bundan öte bir şeref mi var? Ancak benim endişem kendimle ilgili değil, babamla ilgili. Dayımız Varaka b. Nevfel’in anneme söylediklerini hatırlayınca endişeleniyorum. O anneme babamızın yalanlanacağını, O’na işkence yapılacağını, memleketinden çıkarılacağını söylemiş. Bunlar aklıma gelince üzülüyorum, cevabını vermiştir.

Bu sözler Hz. Fatıma’yı da düşünceye sevk etti ama annelerinin Allah Resûlü’nü (sav) teselli etmek için söylediklerini hatırlayınca ikisi de rahatladı. Allah (cc) Resûlü (sav), insanları İslam’a davetle görevlendirilince ona ilk olarak Hz. Hatice iman etti. Yalnızca iman etmekle kalmayıp, kızları ile konuşarak onlara İslam’ı anlatmış ve kızlarını İslam’a davet etmiştir. Annelerini dinleyen  kızlar, hiç tereddüt etmeden Müslüman oldular. Zaten onlar vahyin geliş sürecini adım adım takip ediyor, neler olup bittiğine yakından şahit oluyorlardı. İbn-i İshâk, Hz. Âişe validemizden şöyle rivayet etmektedir: “Allah (cc), peygamberine nübüvveti lütfedince ona ilk olarak Hz. Hatice ve kızları iman etti.”

Babasını tasdik ederek Müslüman olan Hz. Zeyneb annemiz, uygun bir zamanda konuyu eşine anlattı. Ancak eşi, Allah Resûlü’ne (sav) olan saygı ve sevgisine rağmen İslam’a girmedi. O, Allah Resûlü’nü (sav) yakından tanıyor, O’nun asla yalan söylemeyeceğini çok iyi biliyordu. Ama bilgisi iman etmesine yeterli olmadı. İman ile şereflenme yolunun önündeki engelleri aşamadı, zincirlerini kıramadı. İslam’ı reddeden kavmi gibi o da "evet" diyemedi. Toplumdaki konumu, ticarî endişesi, yıllardır tapa geldiği putları, ataları vs. bütün bunlardan kopmak, başına gelebileceğini düşündüğü muhtemel sıkıntıları göğüslemek ona zor geldi. Bir gün evinden çıkıp Kâbe’ye gittiğinde Allah Resûlü (sav) ile karşılaştı. Allah Resûlü (sav) önce ona İslam’ı anlattı. Sonra da imana davet etti. Allah Resûlü’nü (sav) dikkatli bir şekilde dinleyen Ebû’l-Âs, sözlerini kelimesi kelimesine kabul etti. Ancak dinine, kabilesine, atalarına aşırı derecedeki bağlılığı, İslam’la şereflenmesine engel oldu. Eve geri dönünce eşine:

“Bu gün Kâbe’de baban ile karşılaştım. Beni İslam’a davet etti.” diyebildi. Sonra sustu, bunun dışında tek bir kelime söylemeden sözünü orada kesti. Belli ki İslam’ı kabul etmemişti. Hz. Zeyneb annemiz çok üzüldü. Henüz erken olduğunu düşünerek eşine müdahale etmeyip durumu zamana bıraktı.

Ancak zaman derdine deva olamadı. Mekke’de pek çok insan Müslüman olduğu hâlde Ebû’l-Âs hâlâ Müslüman olmamıştı. Eşini çok seven Hz. Zeyneb bu duruma kahroluyor, zaman zaman "Niçin?" diye soruyor, ama eşinden her seferinde benzer cevaplar alıyordu:

“Vallahi, babanı herhangi bir yanlış ile suçlayamam. O gerçekten mükemmel bir insan. Seninle ayrı bir dinde de olmak istemiyorum. Ancak insanların bana: ‘Bakın hanımını hoşnut etmek için kavmine karşı çıkmış, atalarını yalanlamış.’ demelerinden korkuyorum.”

O da tıpkı Ebû Talib gibi düşünüyordu. Bu düşünceleri onların kurtuluşa koşmalarına engel oluyordu. Annemiz bu konuda sürekli onu ikna etmeye çalıştıysa da eşi tabularını bir türlü yıkamadı. Belli ki onun şok edici bir vesileye ihtiyacı vardı. Zira düşünceleri onu kör ve sağır etmişti. Durumun farkında olan Hz. Zeyneb annemiz, eşinin İslam’ı kabul etmesi için bütün benliği ile dua ediyor, bu anı büyük bir sabırla bekliyordu.

Allah Resûlü (sav) insanları İslam’a davet etmeye başlayınca pek çok Mekkeli Müslüman oldu. İnsanların onu ciddiye aldığını gören müşrikler, inananlar üzerinde büyük bir baskı kurmaya başladı. Müşrikler, Efendimiz’i (sav) rahatsız etmek için akıllarına gelen her tür maddî-manevî işkence aracını kullanıyorlardı. Hatta sırf Allah (cc) Resûlü’nü (sav) üzmek için Rukiyye ve Ümmü Gülsüm annelerimizin nişanlılarını kışkırtarak boşanmalarını bile sağlamışlardı. Hz, Zeyneb, kardeşlerinin inançlarından dolayı boşanmasına çok üzüldü. Ancak gözleri dönen müşrikler, inananları yıldırmak için hiçbir kötülükten sakınmıyorlardı. Bunun için kardeşlerinin boşanmasına ön ayak olanlar, şimdi de kendi eşinin karşısına dikilerek:

“Muhammed’in kızını boşa, seni Kureyşlilerden istediğin birinin kızıyla evlendiririz.” dediler. Ancak, Ebû’l-Âs’ın ne Allah Resûlü’nü (sav) üzmeye ne de çok sevdiği eşinden ayrılmaya niyeti vardı. Bunun için müşriklerin yaptıkları teklifi: “Hayır! Vallahi, bunu asla yapamam. Eşimden ayrılmam. Kureyşliler’den kimin kızı olursa olsun, onu eşimle değişmem.” diyerek kesin bir dille reddetti. Kureyşliler Ebûl-As’ın çok kararlı olduğunu görünce, ona bir daha da böyle bir teklif yapamadılar.

Müslümanlar ile müşrikler arasındaki mücadele her gün biraz daha büyüyerek devam ediyordu. Müslümanlar davet halkalarını genişlettikçe, müşriklerin zulümleri artıyordu. Müslümanlar onlara karşı sabır, sebat ve gayretleri ile pasif fakat etkin bir mücadele veriyor, sivil direnişleri ile tarih yazıyorlardı. Son derece akıllıca hareket ediyor, duygularına mağlup olmadan eşsiz bir mücadele sergiliyorlardı. Hz. Zeyneb annemiz de aile içinde Müslüman olmayan eşi ile ilişkilerini dengede tutmaya çalışırken dışarıda elinden geldiğince İslam davetine omuz vermeye gayret ediyordu.

Münib b. Müdrik babasından naklediyor:

“Cahiliye döneminde Mekke’ye gitmiştim. Orada Allah Resûlü’nün (sav) Mekkelileri etrafına toplayarak büyük bir heyecan ve gayretle İslam’ı anlattığını gördüm. Allah Resûlü (sav) çevresinde toplananlara: ‘Lâ ilahe illallah (cc) deyin kurtulun.’ buyruyordu. Kureyşliler O’na büyük bir tepki gösteriyor, kimi mübarek yüzlerine tükürüyor, kimi yerden aldığı toprağı üzerine saçıyor, kimi de küfrediyordu. Onlara hiç kimse dur diyemiyor, müdahale edemiyordu. Bu durum sıcaklık artıp güneş ortalığı kavurmaya başlayıncaya kadar devam etti. Allah Resûlü’nün (sav) üstü başı, yüzü gözü toz toprak içinde kalmıştı. Tam o sırada genç bir hanım, elinde su dolu bir kapla koşarak Allah Resûlü’nün (sav) yanına geldi. Ağlaya ağlaya yüzünü yıkamaya başladı. Allah Resûlü (sav) onu teselli ederek: ‘Üzülme kızım! Onlar babana ne galip olabilirler, ne de babanı zillete düşürebilirler.’ Çevredeki insanlara yardıma koşan kızı göstererek: Bu genç kız kim, diye sordum. Onlar da şu cevabı verdiler: ‘O Allah Resûlü’nün (sav) kızı Zeyneb’tir. O gerçekten çok hizmet eden bir hanımdır.’ dediler. Allah Resûlü (sav) anlatmaktan, insanları hakka ve hakikate davet etmekten bıkmıyor; onlar da hakaret etmekten, O’na saldırmaktan hayâ etmiyorlardı.”

Yararlanılan Kaynaklar
Hilal Kara, Abdullah Kara, Cennetle Müjdelenen Hanımlar, Nesil Yayınları, İstanbul, 2007
Mehmed Emre, Büyük İslam Kadınları ve Hanım Sahabeler, Çelik Yayınevi, İstanbul
Serpil Özcan, Hz. Havva’dan Hz. Zeyneb’e Kadınların İzinde, Server İletişim, İstanbul, 2009


GÜLZÂR-I HÂCEGÂN DERGİSİ'NİN 2010 EKİM SAYISINDA YAYINLANMIŞTIR

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort