JoomlaLock.com All4Share.net

Allah’ın (cc) Veli Kulları -4

Allahın Veli Kulları 4

Allah'ın (cc) Veli Kulları -4 - Mine Şimşek

Sayı : 127 - Temmuz 2018

 

Allah'ın (cc) Veli Kulları -4

 

En güzel övgüler, hamdler ve şükürler; Cenabı Hakk’a (cc) salat ve selamlar ise sevgili Peygamberimize (sav) olsun. Dünya ve ahiret, yalnız kendi Zâtı’nın, Rasulü’nün ve dostlarının muhab-betine kavuşmak için yaşamayı tüm ümmete lütfeylesin. Allah dostlarının kısa hayatlarını yazmaya devam edeceğiz inşaallah.

Ayeti kerimde Cenabı Hak (cc): “Biliniz ki Allah dostlarına asla korku yoktur; onlar üzüntü de çekmeyecekler.” buyurmaktadır. (Yunus 62)

Hâce Hazretleri (ksa) bir sohbetlerinde sadat-ı kiram efendilerimizin hayatlarından, menkıbelerinden anlatmak bereketli ve faziletli olduğunu ve Allah dostlarının hayatlarını kıssaları okumamızı ve ayrıca Hak adına yazılan şiirleri okuyup üzerinde tefekkür etmemizi tavsiye buyurmuşlardır.

Yunus Emre ve Kısa Hayatı:*

Anadolu’da yetişen Yunus isminde dizeleri ile meşhur bir aşık yaşarmış. O tarihlerde kıtlık döneminde kıtlıktan etkilenenler dergahlardan faydalanırlarmış. Yunus Emre ise yanına ikram olarak alıç meyvesinden alarak dergaha gelir. Bir miktar buğday almak için Hacı Bektaş Veli (ks) Hazretleri’nin huzuruna çıkar. Pir hazretleri Yunus’u görünce; “Evladım buğday mı istersin erenlerin himmetini mi?” diye, bir soru sorar. Yunus Emre ise yokluğun tesiri ile; “Buğday isterim.” der. Pir hazretleri tekrar; “İstersen alacağın her buğdayın tanesi kadar nefes edeyim.” derse de Yunus Emre buğday istemekte ısrar eder. Hacı Bektaş Veli hazretleri ona lutf ile muamele ederek birkaç gün dergahta misafir eder.

Ertesi gün yola koyulan Yunus Emre kendi kendine: “Buğday biter ama himmet bitmez.” diye düşünerek ne kadar yanlış tercih yaptığını anlayıp derhal dergaha geri dönererek pirin huzuruna çıkar, gözü yaşlı Yunus Emre kusurunu ve özrünü beyan ederek nefes istediğini söyler. Hacı Bektaş Veli ise: “Bizden geçti, Taptuk Emre dergahına gedeceksin, Taptuk Emre’yi bulacaksın o sana himmet edecek.” diye buyurur. Bir fırsat kuşunu kaçıran Yunus tekrar o himmete kavuşmak için tam kırk yıl Taptuk Emre dergahında, hocasının rahlesinde bir çok ilim öğrenip hocasına “öf” bile demeden sabırla hizmet eder. Feyiz alır, olgunlaşır ve pişer, şu mısraları dile getirir.

Ayak idik baş olduk, Kuru idik yaş olduk,
Kanatlandık kuş olduk, Uçtuk elhamdülillah
Dirildik pınar olduk, İrkildik ırmak olduk,
Aktık denize dolduk, Taştık elhamdülillah
Taptukun tapusunda, Kul olduk kapısında,
Miskin yunus çiğ idi, Piştik elhamdülillah

Dergaha odunları her taşıdığında Yunus Emre, adeta o odunlarla sanki yanar pişer… Allah’a olan sadakati, sabrı, tevekkülü, doğruluğu ve hocasına bağlılığıyla kendisine manen rehberlik eden hocasının gözünden kaçmaz. Bir gün, Taptuk Emre hazretleri: “Bakıyorum kestiğin odunların hepsi kuru, hepsi düz. Meraklandım, ormanda hiç eğri odun yok mu?” diye sorar. Yunus Emre ise tebessüm ederek: “Eğri odun ormanda var, var olmasına amma sizin dergahınızdan içeri, odunun eğrisi bile giremez efendim.” diye cevap verir.

Güzel şiirleri ve sözleri:

“İlim ilim bilmektir, İlim kendin bilmektir,
Sen kendini bilmesen, Bu nice okumaktır.
Okudum bildim deme, çok taat kıldım deme;
Eğer Hak’ı bilmez isen, Ha bir kuru emektir.
Yunus der ki ey hoca, Gerekse var bin hacca,
Hepisinden iyicesi, Bir gönüle girmektir.”

“Ah nice bir uyursun uyanmaz mısın,
Göçtü kervan kaldık dağlar başında,
Çağrışır tellallar inanmazmısın,
Göçtü kervan kaldık dağlar başında,
Yunus sen bu dünyaya niye geldin,
Gece gündüz hakkı zikretsin dilin,
Enbiyaya uğramaz ise yolun,
Göçtü kervan kaldık dağlar başında.”

“Şeyhimin illeri, Uzaktır yolları
Açılmış gülleri, Dermeye kim gelir.
Şeyhimin özünü, Severim sözünü
Mübarek yüzünü, Görmeye kim gelir
Şeyhimin ilinde, Asası elinde
Şeyhimin yolunda, Olmağa kim gelir.”

“Hoştur bana senden gelen,
Ya gonca gül yahut diken,
Ya hayattır yahut kefen,
Kahrında hoş lütfunda hoş.
Cana cefa kıl ya vefa,
Ya dert gönder yada deva,
Narında hoş nurunda hoş.
Gerek ağlat gerek güldür
Gerek yaşat gerek öldür,
Aşık yunus sana kuldur
Kahrında hoş lütfun da hoş.”

İbrahim Ethem ve Kısa Hayatı:*

O büyük beldelerin padişahı İbrahim bin Ethem! Zamanın sadığı ve Peygamberimiz’e son derece bağlı olduğu, yine İmamı Azam ile sohbet ettiği rivayetlerde bildirilmiştir. Allah dostları onun hakkında, “İbrahim, miftahu’l-ulum, ilimlerin anahtarı.” şeklinde övmüşlerdir.

Önceleri bir şehrin padişahı iken kırk atlı asker önünde, kırkı da ardında giderdi. Bir gece sarayında yatarken cennet ve cemali isteme düşüncesi gönlüne gelir. O anda damının üzerinde bir gürültü duyar kendi kendine: “Subhanallah! Nedir bu?” diye düşünür. bir ses: “Deve arıyorum.” sedasını işitir. Kendi kendine: “Damda deve bulunur mu?” deyince yine ses: “Ey gafil! Peki, Allah atlas döşeklerin içinde mi istenilir?” sedasıyla içine ateş dolar.

Sabah olunca müteessir olarak tahta oturur, biraz tefekkür eder. Sonra sahraya çıkar, derdi biraz dağılsın diye gezerken, “Uyan!” diye tekrar seda işitir. Duymamazlıktan gelir. Tekrar aynı ses: “Ölmeden önce uyan!” denilir. İbrahim bin Ethem hazretlerinin derdi iyice çoğalır ve dünyadan el etek çekerek padişah elbiselerini çıkarıp cennet ve cemalullah aşkıyla ahiret elbiselerini giyer ve dokuz yıl ibadet eder. Bir gün Dicle kenarında elbiselerini yıkarken iğnesi suya düşer, biri onu görüp; “Ey İbrahim, padişahlığı bırakıp ne yaptın?” deyince İbrahim Ethem, “İğnemi çıkarın.” diye seslenir. O anda tüm balıklar ağızlarında birer iğne ile sudan başlarını çıkarırlar. İbrahim ethem: Bu benim iğnem değildir değince, zayıf cılıs bir balık ağzında iğneyi takdim eder. İbrahim b. Ethem (ks) soran kişiye der ki: “Önceki padişahlık mı daha güzel bu mu güzel?” O kişi ise gördüklerine hayret eder.

Mübarek sözleri şunlardır: “Mümin kişinin alameti şunlardır, tek düşüncesi fikir ola, baktığı ibret ola, yürüdüğü taat içinde bir yol ola.”

Bir gün huzuruna biri gelip: “Niçin dualarımız kabul olmuyor?” diye sorunca. İbrahim b. Ethem hazretleri tebessüm ederek şu cevabı verir; “Hakk’ı bilip emirlerini tutmazsınız, Peygamberin sünnetlerini icra etmezsiniz, Kur’an okur amel etmezsiniz, cenneti bildiğiniz halde talep etmezsiniz, cehennemden korkmazsınız, ana babanızın ölülerini kendi elinizle kabre koyduğunuz halde ibret almazsınız. Böyle hallere dua kabul olunur mu?” diye buyurur. 

Hacı Bektaş Veli (ks), Taptuk Emre (ks), Yunus Emre (ks), İbrahim bin Ethem (ks) hazretlerine zerreler adedince rahmet olsun, himmetleri bol olsun. 

 

Kaynaklar:

*Tdv Aaştırma Merkezi, Semerkand tv int. sit.
*Evliyalar ansiklopedisi
Devam edeceğiz inşaallah...

 

Yazar: Mine Şimşek

 

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort