JoomlaLock.com All4Share.net

İSLAM - İMAN - İHSAN

İslam İman İhsan

İslam - İman - İhsan - Yusuf Fuad

Sayı : 116 - Ağustos 2017

 

İslam - İman - İhsan

 

Yazımızda İmam Kurtubî’nin, “sünnetin esası” denilmeye layık olduğunu bildirdiği ve “Cibril Hadisi” diye maruf olan bir rivayeti ele almaya çalışacağız. İmam Müslim’in kitabına aldığı metin şu şekildedir:

عَنْ عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ  قال : بَيْنَمَا نَحْنُ جُلُوسٌ عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ  ذَاتَ يَوْمٍ إِذْ طَلَعَ عَلَيْنَا رَجُلٌ شَدِيدُ بَيَاضِ الثِّيَاب شَدِيدُ سَوَادِ الشَّعَرِ ,لاَ يُرَى عَلَيْهِ أَثَرُ السَّفَرِ, وَلاَ يَعْرِفُهُ مِنَّا أَحَدٌ, حَتَّى جَلَسَ إِلَى النَّبِيِّ  عليه وسلم فَأَسْنَدَ رُكْبَتَيْهِ إِلَى رُكْبَتَيْهِ, وَوَضَعَ كَفَّيْهِ عَلَى فَخِذَيْهِ وَقال : يَا مُحَمَّدُ أَخْبِرْنِي عَنِ الإسلام ؟ فَقال رَسُولُ اللَّهِ : الإسلام أن تَشْهَد َأن لاَ إِلَهَ إلا اللَّه, وَأن مُحَمَّدًا رَسُولُ اللَّهِ, وَتُقِيمَ الصَّلاَةَ, وَتُؤْتِيَ الزَّكَاة, وَتَصُومَ رمضان, وَتَحُجَّ الْبَيْتَ إن اسْتَطَعْتَ إِلَيْهِ سَبِيلاً. قال : صَدَقْتَ. قال: فَعَجِبْنَا لَهُ يَسْأَلُهُ وَيُصَدِّقُهُ! قال : فَأَخْبِرْنِي عَنِ الإيمان؟ قال :أن تُؤْمِنَ بِاللَّهِ, وَمَلاَئِكَتِهِ, وَكُتُبِهِ, وَرُسُلِهِ, وَالْيَوْمِ الآخرِ ,وَتُؤْمِنَ بِالْقَدَرِ خَيْرِهِ وَشَرِّهِ. قال : صَدَقْتَ. قال : فَأَخْبِرْنِي عَنِ الإحسان ؟ قال : أن تَعْبُدَ اللَّهَ كأنكَ تَرَاهُ, فَإن لَمْ تَكُنْ تَرَاهُ فَإنهُ يَرَاكَ. قال : فَأَخْبِرْنِي عَنِ السَّاعَةِ؟ قال : مَا الْمَسْئُولُ عَنْهَا بِأَعْلَمَ مِنَ السَّائِلِ. قال : فَأَخْبِرْنِي عَنْ أَمَارَاتِهَا؟ قال : أن تَلِدَ الأمة رَبَّتَهَا, وَإن تَرَى الْحُفَاةَ الْعُرَاةَ الْعَالَةَ رِعَاءَ الشَّاءِ يَتَطَاوَلُونَ فِي البنيان. ثُمَّ انطلق, فَلَبِثْتُ مَلِيًّا, ثُمَّ قال : يَا عُمَرُ أَتَدْرِي مَنِ السَّائِلُ ؟ قُلْتُ : اَللَّهُ وَرَسُولُهُ أَعْلَمُ. قال : فَإنهُ جِبْرِيلُ أَتَاكُمْ يُعَلِّمُكُمْ دِينَكُمْ .

Ömer ibn Hattâb (ra) şöyle demiştir: Bir gün Rasulullah’ın (sav) yanında bulunduğumuz sırada elbisesi bembeyaz, saçları simsiyah, üzerinde yolculuk belirtisi olmayan ve kimsenin de tanımadığı bir adam çıkageldi. Rasulullah’ın (sav) karşısına oturdu, dizlerini Peygamber’in dizlerine dayadı, ellerini uyluklarına koydu ve şöyle dedi:

“Ey Muhammed bana İslam’dan haber ver?” Rasulullah (sav) cevap olarak şöyle dedi: “İslam: Allah’tan başka gerçek İlah olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasulü olduğuna şehadet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekatı vermen, ramazan orucunu tutman, gücün yeterse haccetmendir.” Adam: “Doğru söyledin!” dedi. Onun hem sorup hem de cevabı tasdik etmesine şaşırdık.

Adam: “Şimdi de iman nedir onu bana anlat?” dedi. Rasulullah (sav) da: “Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, kaderin hayır ve şerrine de iman etmendir.” buyurdu. Adam tekrar: “Doğru söylüyorsun!” diye tasdik etti ve: “Peki ihsan nedir onu da anlat?” deyince. Rasulullah (sav) de: “İhsan: Allah’ı görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Eğer sen O’nu görmüyorsan O seni görüyor!” buyurdu. Adam yine: “Kıyamet ne zaman kopacak?” diye sordu. Peygamberimiz de: “Kendisine soru sorulan bu konuda sorandan daha bilgili değildir.” cevabını verdi. Adam: “O halde alametlerini söyle.” dedi. Rasulullah (sav) da: “Annelerin kendilerine cariye muamelesi yapacak çocuklar doğurması, yalın ayak başı çıplak yoksul koyun çobanlarının yüksek ve mükemmel binaları yükseltmekte birbirleriyle yarışmalarıdır.” buyurdu. Adam da sessizce çekip gitti.

Ben de bir müddet durakaldım. Daha sonra Peygamber: “Ey Ömer soru soran kimdi biliyor musun?” buyurdu. Ben: Allah ve Rasulü daha iyi bilir dedim. Rasulullah da: “O Cebrâil idi, size dininizi öğretmeye geldi.” buyurdu. (Müslim, İman 1) 

Açıklama

Öncelikle Hz. Cebrail’in (as) farklı bir surette gelip Hz. Peygamber’in yanına iyice sokulması, talebe gibi soru sorup hoca gibi cevapları doğrulaması oradaki müslümanların dikkatlerini tam olarak çekmek, öğrenimlerini kolaylaştırmak içindir. Yine Allah Rasulü’ne hitap ederken direk isim kullanması aralarındaki kurbiyet sebebiyle olabilir. 

Sorduğu soruların genel meselelerle ilgili olması, kişinin dünya ve ahiretini ilgilendiren konuları ele alması ise yine ashaba bir usul öğretme amacı taşır. Kainatın Efendisi tarafından verilen cevapların ise dinin esaslarını muhtevi olması hadisin niçin bu kadar önem kazandığını göstermektedir. 

Yine iman nedir sorusuna verilen cevapta kader hususunun vurgulu bir şekilde zikredilmesi, sonraki zamanlarda bu konuda ortaya çıkacak ihtilaflara işaret etmektedir.

Rasul-u zîşan Efendimiz’in kısa ve gayet öz bir şekilde yaptığı ihsan tanımı ise müslüman kişide hayatının her anının ilahi bir denetim altında bulunduğu anlayışını oluşturacaktır. Murakabe olarak da tanımlanabilecek olan bu husus bir anlamda salih amelin de ölçüsüdür. 

Kıyametin zamanı sorusuna verilen cevapta ise ümmete “Bilmiyorum!” demenin yadırganacak bir şey olmadığı öğretilmektedir. Nitekim bir kelam-ı kibarda da “Bilmiyorum demek ilmin yarısıdır.” denilmiştir.

“Size dininizi öğretmek için gelmişti.” ifadesi ise yerinde soru sormanın bir çeşit öğretim anlamı taşıdığını göstermektedir.

 

Yazar: Yusuf Fuad

 

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort