JoomlaLock.com All4Share.net

İLMİN FAZİLETİ

İlmin Fazileti

İlmin Fazileti - Tamer Doymuş

Sayı : 118 - Ekim 2017

 

İslmin Fazileti

 

Hamd Alemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam Efendimiz’e, ehli beytine, ashabına ve etbaına olsun.

“De ki: “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Doğrusu ancak akıl sahipleri bunları hakkıyla düşünür.” (Zümer 9)

İlim (eğitim) konusunu iki bölümde müzakere edeceğiz. Bu bölümde ilmin faziletini mütalaaya çalışacağız inşallah. İlmin faziletini bildiren ayeti kerimeleri, hadisi şerifleri, ashabın görüşlerini anlamaya çalışacağız. İkinci bölümde ise muallimin, talebenin, ilmin hususiyetlerini müzakere edeceğiz. 

İlmin faziletini bildiren ayeti kerimeler:

İlmin faziletini bildiren ayeti kerimelerden bazılarında şöyle buyruluyor: “Kulları içinden ancak alimler, Allah’tan korkar. Şüphesiz Allah, daima üstündür, çok bağışlayandır.” (Fatır 28)

O kâfirler: “Sen Allah tarafından gönderilmiş bir peygamber değilsin” diyorlar. De ki: “Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter, bir de yanında kitap ilmi bulunan (yeter).” (Ra’d 43)

“Kendilerine ilim verilenler ise, Rabbinden sana indirilenin hakkın ta kendisi olduğunu ve üstün, güçlü, övülmeye layık olan (Allah)ın yoluna yöneltip- ilettiğini görüyorlar.” (Sebe 6)

“Senden önce de, kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başkasını peygamber olarak göndermedik. Eğer bilmiyorsanız, bilenlere sorun.” (Nahl 43)

“Allah, hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet verilirse, ona pek çok hayır verilmiş demektir. Ancak akıl sahipleri düşünüp ibret alırlar.” (Bakara 269)

“Hayır, o (Kur’an), kendilerine ilim verilenlerin sinelerinde (yer eden) apaçık ayetlerdir. Ayetlerimizi, ancak zalimler bile bile inkâr eder.” (Ankebut 49)

İlmin faziletini bildiren hadisi şerifler:

“İman çıplaktır, onun örtüsü takva, süsü hayâ ve meyvesi ilimdir.’’

“Kur’an bilgisine mazhar olan bir kimse, başkasının maddi varlığını daha hayırlı görürse, Allah’ın büyüttüğünü küçültmüş olur.’’

Hz. Enes’den (ra): “Allah Rasulü sallallahu aleyhi ve sellem zamanında iki kardeş vardı. Biri sanatla uğraşıyordu. Diğeri ise Allah Rasulü’nün (sav) yanından hiç ayrılmayıp ondan ilim öğreniyordu. Sanatla uğraşan kişi kardeşini Allah Rasulü’ne (sav) şikâyet etti Allah Rasulü’nün (sav) cevabı şöyle oldu: “Belki de sen onun sayesinde Allah tarafından rızıklandırılıyorsundur.”

“Allah’ı zikretmek, hayırlı işler yapmak, ilim öğrenmek (alim olmak) dışında dünya ve dünya da bulunan her şey lanetlenmiştir.’’

“İlim öğrenin; zira ilmin öğrenilmesi haşyet (Allah korkusudur), araştırmak cihattır. Onu bilmeyenlere öğretmek sadakadır, bilenlerle paylaşmak da Allah’a yakınlıktır.’’

“Allah kimin için hayrı dilerse onu dinde anlayış ve derin bilgi sahibi kılar.’’

İlim öğretmenin fazileti:

“Allah’a çağıran, iyi iş yapan ve “Ben müslümanlardanım’ diyenden kimin sözü daha güzeldir?” (Fussilet 33)

İlim hususunda ashabı kiramın sözleri:

Kümeyl b. Ziyad anlatıyor: Hz. Ali b. Ebi Talib (ra) elimden tutarak benim şehrin dışına sahraya çıkardı. Sahraya çıktığımızda oturup derin bir nefes aldı ve:

-Ey Kumeyl b. Ziyad, kalpler birer kaptır, kalplerin en iyisi de söylenenleri en iyi kavrayanlarıdır. Ama söyleyeceklerimi iyi belle! İnsanlar üç kısımdır: Birinci gurup, alim-i rabbani olanlardır, yani Allah’ı tanıyıp ilmiyle amil olan zümre. İkinci gurup, kurtuluş yolunda ilim öğrenenler. Üçüncü gurup da bayağı kimseler, sesi gür çıkan herkesin ardına takılan sakatat takımı… Ki rüzgâr ne tarafa eserse o tarafa yönelirler, ilim nuruyla aydınlanmamışlar, sağlam bir kaleye sığınmamışlardır. İlim maldan hayırlıdır, ilim seni korurken sen malı korursun ilim amel edildikçe artar, mal ise harcandıkça azalır. Alimi sevmek borçtur. İlim, alime hayatında saygı kazandırır, ölümünden sonra da hayırla yad ettirir, serveti müessiriyeti servetle kaimdir, servet elden gidince tesiri de hükümsüz kalır. Nice mal biriktirenler vardır ki hayatta oldukları halde ölüdürler. Bilgeler ise kıyamete kadar yaşarlar, vücutları ortada olmasa bile misalleri gönüllerdedir.

Ali (ra) sinesine işaret ederek:

- Bak, dedi, işte şurada ilim var! Ah o ilmi taşıyabileceklere bir rastlasam. Yo! Yo! Hızlı kavrayan birine rastladım, ama güvenilir değil, dini dünyaya alet ediyor, Allah’ın delillerini Allah’ın kitabı aleyhine, Allah’ın nimetlerini kulları zararına kullanıyor! Hak ehlinin peşine giden buldumsa da o da Hakk’ı yaşatacak basiretten yoksun. İlk baş gösteren ufak bir kuşku ile kalbin şüphe kıvılcımları tutuşuyor! Ne bu, ne öteki kişi işe yarar!.. Bir zeki kimse de var ki dünya zevkleriyle tutuşmuş, yularını şehvetlerin eline vermiştir. Diğer biri de var ki mal ve servet biriktirmekle aldanmıştır, bunlar da din kılavuzu, dine çağıran kimselerden olamazlar. Bu ikisine daha ziyade otlakta otlayan hayvanlar benzer. İşte ilim, onu layıkıyla taşıyanların ölmesiyle ölür. Evet, yeryüzü Allah, için, Allah’ın delillerini ayakta tutanlardan boş kalmayacaktır. Bu, Allah’ın beyyinelerinin geçersiz olmaması için bir zorunluluktur. Bunların az olmasına karşılık Allah katında mertebeleri çok yüksektir. Allah bunlar vasıtasıyla delillerini, savunur, Allah’ın hüccetlerini bunlar kendileri gibilerine aktarırlar, benzerlerinin gönüllerine eklerler. İlim bunlarla işin hakikatine erişiriler, dünya şehvetlerine dalanların zor görüp yanaşmadıkları meseleleri bunlar kolaylaştırırılar. Cahillerin ürktüğü nesnelerle bunlar hem dem olurlar. Bedenleri dünyada olduğu halde ruhların yücelikleri görme yerindedir. Allah’ın ülkelerinde Allah’ın halifeleri, dinine çağırıcıları işte bunlardır! Ah! Ah! Onları görebilseydim! Allah’tan senin ve kendim için mağfiret dilerim. İstersen artık kalk gidelim.

Hz. Ali efendimiz (ra) ilim ile ilgili yine şöyle buyurmuşlardır: “Fazilet, ancak ehli ilme mahsustur. Çünkü onlar doğru yoldadır; hidayet arayana yol gösterirler. Herkesin kadir ve kıymeti başarısına göredir. Cahiller ehli ilme düşmandırlar. İmdi sen ilim elde etmeye bak, ilmin ebediyen cahili olma! İnsanlar ölü, ehli ilim diridirler.” 

Hz. Muaz b. Cebel’in (ra) ilme teşviki:

Şöyle diyordu: İlim öğrenin, çünkü Allah için ilim öğrenmek Allah’a karşı bir tazim, ilim peşinde bir ibadettir. İlmin müzakeresi tesbih, ilimden konuşma cihad, bilmeyenlere öğretmek sadaka, ilmi layık olanına bolca okutmak Allah’a yakınlık vesilesidir. Çünkü ilmi helal ve haram yollarını bildiren, cennetliklerin yollarını aydınlatan bir kılavuzdur. İlim ıssız yerlerde yalnızlığı gideren bir dosttur, gurbette arkadaş, halvette sohbetçidir. İlim darlıkta, kolaylıkta bir kılavuzdur, düşmanlara karşı bir silahtır, dostlar katında süstür. İlim sayesinde Allah bazılarını yükseltir, onları hayır yolunun öncüleri ve liderleri yapar, onların peşlerine gidilir, yaptıkları yapılır görüşlerine başvurulur. Melekler onların dostluğuna özenir, kanatlarıyla onları okşar. Yaş ve kuru ne varsa, denizdeki balıklardan karadaki canavarlara vesaire hayvanlara varıncaya kadar her şey bilginler için mağfiret dilerler. Zira ilim cehaletle mukabil gönüllere hayat bahşeder, karanlığa karşı gözlere ışık saçar, Kul, ilim sayesinde seçkinlerin mertebelerine yükselir, dünya ve ahrette yüce derecelere ulaşır. İlim hususunda düşünmek oruca, mütalaası da gece namazına muadildir. Akraba hukuku ilimle tanınır, helal haram onunla bilinir. İlim amelin önderidir, amelimin peşinden gider. İlim iyi kimselere nasip olur, bahtsızlar ondan mahrum kalır.

Hz. İbn Mesud’un (ra) ilme teşviki:

“Ey insanlar ilim çekilip alınmadan İlim öğreniniz. İlmin çekilip alınması ilim adamlarının ölmesidir. İlme sarılınız, çünkü herhangi biriniz bildiği şeylere ne zaman ihtiyaç duyacağını bilemez. İlme sarılınız bununla beraber çok derinlere de inmeyiniz. Sahabelerin yolunu izleyiniz. Yakında bir takım kimseler belirecek, Allah kitabını okuyacak, lakin ahkâmını arkalarına atacaklar.’’

İbn Abidin’de ilim öğrenmeyle ilgili olarak şöyle geçer:

“Beş farz ile ilm-i ihlâsı öğrenmenin farz olduğunda şüphe yoktur. Çünkü amelin sahih olması buna bağlıdır. Helali, haramı ve riyayı öğrenmek de farzdır. Zira ibadet eden kimse riya yaparsa amelinin sevabından mahrum olur. Hasetle ucbu (yani kendini beğenmeyi) öğrenmesi dahi farzdır. Çünkü bu iki şey ateşin odunu yediği gibi ameli yerler. Alışveriş, nikâh, talâk gibi şeyleri yapmak isteyenlerin de bunları öğrenmeleri farzdır. Haram kılan, küfre müeddi olan sözleri öğrenmek de farzdır. Yemin ederim ki, şu zamanda bunlar en mühim şeylerdendir. Zira çok defa avamın küfre varan sözler söylediklerini işitirsin. Hâlbuki onlar bundan gafillerdir. İhtiyaten cahil, imanını her gün, karısının nikâhını da ayda bir veya iki defa iki şahit huzurunda tazelemelidir. Çünkü hata erkekten sadır olmasa bile kadınlardan çok sudur eder

Kıyamet gününde kula dört şey sorulmadıkça ayakları kaymayacaktır: 

1 - Ömrünü nerede ifna ettiği, 

2 - Gençliğini nerede yıprattığı, 

3 - Malını nereden kazandığı, 

4 - İlmi ile ne yaptığı (sorulacaktır)

Kulun dinini icrası Allah için amelinin ihlâsı ve kulları ile muaşereti hususunda muhtaç olduğu ilmi öğrenmesi İslam’ın farzlarındandır. Her erkek ve kadının din ve hidayet ilmini öğrendikten sonra abdest, gusül, namaz ve orucunu öğrenmesi, nisaba malik olanın zekâtı, kendisine hac farz olanın haccı ticaretle meşgul olanın alışverişini öğrenmesi farzdır. Ta ki sair muamelatta şüphelerden ve mekruh olan şeylerden korunabilsinler. Sanat sahipleri ve diğer herhangi bir işle meşgul olanlarda da böyledir. Haramdan korunmak için onların da meşgul oldukları işin hükmünü bilmeleri farzdır.”

Efendimiz’in (sav) bir duasıyla bu bölümü bitirelim: “Ey Allahım! Menfaat vermeyen ilimden, korkmayan kalpten, kabul olunmayan duadan ve doymayan nefsten sana sığınıyorum!”

 

Kaynakça:

-Cem’ul-Fevaid, Muhammed b. Süleyman er-Rudani
-İhyau ‘ulumi’d-din
-Hayatü’s Sahabe, M. Yusuf Kandehlevi

 

Yazar:  Tamer Doymuş

 

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort