JoomlaLock.com All4Share.net

DE Kİ HİÇ BİLENLERLE BİLMEYENLER BİR OLUR MU?

de ki hiç bilenlerle bilmeyenler bir olr mu

De ki Hiç Bilenlerle Bilmeyenler Bir Olur mu? - Tamer Doymuş

Sayı : 119 - Kasım 2017

 

De ki Hiç Bilenlerle Bilmeyenler Bir Olur mu?

 

“De ki pis ile temiz, yani helal ile haram hiç bir olur mu?” (Maide,100) 

“De ki görmeyen ile gören hiç bir olur mu? Yahut karanlıklarla nur bir olur mu?” (Rad, 16) 

Ayeti kerimeler pis ile temizin, ama ile görenin, karanlık ile nurun arasındaki farkı misallerle anlatmak suretiyle ilmin, âlimin, talebenin ehemmiyetini ve bunların yanında birde cehaletin durumunu nazara vermektedir.

“Allah sizden iman edenleri ve kendilerine ilim verilmiş kimseleri yüksek derecelere çıkarır.” (Mücadele, 11)

“Nitekim kendi içinizden size ayetlerimizi okuyan, sizi kötülüklerden arındıran; size Kitabı ve hikmeti talim edip bilmediklerinizi öğreten bir Rasul gönderdik.” (Bakara,151)

Eğitimin ilim ehli tarafından çeşitli tarifleri yapılmıştır. Bu tariflerin birinde şöyle ifade edilir: Eğitim, “Bireyde meydana gelen davranış değişikliğidir.” 

Eğitim ailede başlar:

“Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun.” (Tahrim,6)

“Ve o kullar, “Rabbimiz! Bize gözümüzü aydınlatacak eşler ve zürriyetler bağışla ve bizi takva sahiplerine önder kıl” derler.” (Lokman,74)

“Her çocuk İslam fıtrat üzere doğar…” hadisi şerifi çocuğun anne ve babanın telkiniyle, yaşam tarzlarıyla hangi sonuca doğru yönlendirildiği açıkça belirtilmiştir. 

Ailede eğitim de öncelik:

Ailede terbiye öncelikle tevhid akidesini yerleştirmekle başlar.

“Allah’a ve ahiret gününe inanan bir toplumun-babaları, oğulları, kardeşleri yahut akrabaları da olsa Allah’a ve Rasul’üne düşmanlık edenlerle dostluk ettiğini görmezsin. İşte onların kalbine Allah, iman yazmış ve katından bir ruh ile onları desteklemiştir. Onları içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokacak, orada ebedî kalacaklardır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah’tan hoşnut olmuşlardır. İşte onlar, Allah’ın hizbi (gurubu)dur. İyi bilin ki, kurtuluşa erecek olanlar sadece Allah’ın hizbi (gurubu) olanlardır.” (Mücadele,22)

Terbiyede namaz öncelikli yere sahiptir:

“Ailene namazı emret ve ona sabır ile devam et. Biz, senden rızık istemiyoruz; Biz seni rızıklandırıyoruz. Güzel sonuç, takva sahipleri içindir.” (Ta-Ha,132)

“Evlerinizde oturun, ilk cahiliye devri (kadınlarının) yürüyüşü gibi açılıp saçılarak, ziynetlerinizi göstererek yürümeyin. Namazı kılın, zekâtı verin, Allah’a ve Rasulüne itaat edin. Ey Ehl-i Beyt! Allah sizden, sadece günahı gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.” (Ahzab, 33) 

“Evlerinizde okunan Allah’ın ayetlerini ve hikmeti hatırlayın. Şüphesiz Allah, her şeyin iç yüzünü bilendir ve her şeyden haberi olandır.” (Ahzab, 34)

Ebeveynler evde çocuğa örnek olmalıdırlar. Anne çocuğun ilk muallimi olması bakımından giyim kuşamından başlayarak her hususta örnek olmalıdır. 

Ailede çocuğun eğitimini istenildiği gibi vermeyenlerin durumu ayette şöyle ifade ediliyor: “Siz de O’ndan başka dilediğinize tapın! De ki: “Gerçekten hüsrana uğrayanlar, kıyamet günü hem kendilerini, hem de ailelerini ziyana sokanlardır. Dikkat edin, işte, bu apaçık hüsrandır.” (Zümer, 15)

Bu eğitimi önemseyenleri nazara verirken şöyle buyruluyor: “Cennettekiler birbirlerine dönüp sorarlar: Derler ki: Daha önce biz, ailemiz için de korkardık.” (Tur.25,26)

“Ey iman edenler! Mallarınız ve çocuklarınız sizi Allah’ı anmaktan alıkoymasın. Kim bunu yaparsa işte onlar ziyana uğrayanlardır.” (Münafıkun, 9)

Aile çocuğun arkadaş seçiminde dikkat edecektir. Hadisi şerifte: “Kişi dostunun dini üzeredir. Öyleyse kimi dostlar edindiğinize dikkat edin.” Ailede çocuğun eğitiminde izlenecek metodu, bu eğitimde önceliklerin neler olması gerektiğini Lokman’ın (as) dilinden Rabbimiz bizlere bildiriyor:

“Lokman, oğluna öğüt vererek: Yavrucuğum! Allah’a ortak koşma! Doğrusu şirk, büyük bir zulümdür, demişti.” (Lokman,13)

“Yavrucuğum! Yaptığın iş, bir hardal tanesi ağırlığında olsa da bu, bir kayanın içinde veya göklerde yahut yer de bulunsa, yine de Allah onu getirir. Doğrusu Allah çok lütufkâr, her şeyden haberdardır.” (Lokman,16)

“Yavrucuğum! Namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten vazgeçirmeğe çalış, başına gelenlere sabret. Doğrusu bunlar, azmedilmeğe değer işlerdir.” (Lokman,17)

“Küçümseyerek insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Zira Allah, kendini beğenmiş övünen kimseleri asla sevmez.” (Lokman,18)

“Yürüyüşünde tabii ol, sesini alçalt. Unutma ki, seslerin en çirkini eşeklerin sesidir.” (Lokman,19)

Said bin el-As’dan: Rasulullah (sav) buyurdu: “Bir baba, çocuğuna güzel terbiyeden daha iyi bir miras bırakamaz.”

Ferdin eğitimi nasıl olmalıdır? Eğitim sürecinde nelere dikkat edilmelidir?

-İlim talebesinin dikkat etmesi gereken hususlar:

İlim talebesi ilim tahsilinde azimli olmalıdır. “Bizim uğrumuzda gayret gösterenleri muhakkak kendi yolumuza eriştiririz.” (Ankebut,69)

İlim tahsilinde talebe Allah rızasını taşımalıdır. Zira ayeti kerimede buyruluyor ki:

“Kim ahiret kazancını istiyorsa, onun kazancını arttırırız. Kim dünya kârını istiyorsa ona da dünyadan bir şey veririz. Fakat onun ahirette bir nasibi olmaz.” (Şura,20)

Talebe ilim erbabını ganimet bilip onlardan istifade etmelidir. Zamanı iyi değerlendirmeli.

İlim tahsili esnasında talebe vera sahibi olmalı, haramlardan, şüpheli şeylerden sakınmalıdır.

Talebe emirlere sarılmalı, yasaklardan kaçınmalıdır. Sünnetlere sarılmalı, bidatlerden sakınmalıdır: “Bir de peygamber size her ne verirse onu tutun, yasakladığından da sakının.” (Haşr,6) İlim talebesi öğrendikleriyle amel etmelidir.

“Ey iman edenler yapmayacağınız şeyleri niçin söylersiniz. Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz Allah katında büyük bir nefretle karşılanır.” (Saff,2-3)

Şöyle buyruluyor: Dört şey ancak dört şeyle tamamlanır: Din takva ile söz fiil ile şahsiyet tevazu ile ve ilim amel ile... Buna göre din takvasız olursa tehlikededir. Fiilsiz söz boşa gitmiş gibidir.

Tevazusuz şahsiyet meyvesiz ağaç gibidir. Amelsiz ilim de yağmursuz bulut gibidir.

Kötü arkadaştan sakınmalı. Ebu Musa el-Eşari’dan rivayet edildiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: “İyi ve kötü arkadaşın hali, güzel koku satanla körük çekenin haline benzer: Misk satan, ya sana güzel kokusundan verir ya sen satın alırsın. Ya da güzel koku koklamış olursun. Körük çeken kimse ise, ya elbiseni yakar ya da körüğün kötü kokusundan rahatsız olursun.”

İlim tahsil sürecinde kendisinden ilim elde edilen âlimin ehemmiyeti önem arz etmektedir. Yeri gelmişken Hâce Hazretleri’nin (ksa) sohbetlerinden bir bölümü burada zikretmenin faydalı olacağı kanaatindeyiz. Şöyle buyuruyorlar:

“Bilgi bir bilenle kaim. İlim âlimle kaim, onun zarfı. Âlim olmazsa ilim yayılmaz, ilim açılmaz ilim zirve yapamaz. O halde ilimle birlikte ilme uygun âlimler olmak durumunda.

İlim âlimin elinde çağ açar, çağ kapatır.

Bilgi kadar bilgede önem arz eder. Bilgelik ne demektir?

Bilgelik, âlimlik sadece bilmek değildir. Bilgiyi yerinde ve doğru kullanmaktır.

Bilgiyi yerinde ve doğru kullanmayanları Kur’an “kitap yüklü merkepler”e benzetiyor.

Bilgelik, dürüstlük, kararlılık, iyilik, doğruluk, isabetlilik, istikrar ve istikamet gerektirir.

Bilgelik erdemlerin yatağıdır.

Bilge, düşünceyi fiile dönüştürebilendir.

Bilgeler geçmişe bakarken geleceği de görebilme feraset ve basiretini taşıya-bilenlerdir.

Bilgelik; kemale yürümenin, erdemleri kuşanmanın adıdır.

Bilgelik, hikmet irfan, marifet, Pınaralarından beslenmektir.

Malumat yığınları arasından marifet iklimine yolculuktur bilgelik.

Artık bize düşen, bilginin talibi, bilgeliğin mürşidi olmaktır. Ancak bilgelikle, kaoslar, kâbuslar, karanlıklar, kumpaslar karmaşalar önlenebilir, aşılabilir.

Bilginin öznesi olan insan bilgedir. Acısı, çilesi, derdi, davası olan bilge insanlar hayatın bereketi ve rahmetidir. Bilgeliğin sihirli bir formülü yoktur. Ancak bilgeliğin yol haritasından bahsedecek olursak, bilge kendini bilecektir, bilge hesabını bilecektir, bilge Rabbini bilecektir, bilge haddini bilecektir.

Mürebbide nelere dikkat edilmeli:

Mürebbi etrafına müspet enerji tevzi etmeli, olumlu bir atmosfer oluşturmalı. Zira o aldığı ilmini, salih amellerle buluşturma gayreti içinde olan bir müslüman olarak enerjiyi sürekli olarak taşımalıdır. Ve bunu çevresindekilere hassaten yetiştirmek istediği, eğitmek istediği gençlere aktarmak mesuliyeti vardır. Taşıdığı potansiyel güç olan müspet enerjiyi muhatabına intikal ettiremeyen bir eğitimci, eğitimi ve insan yetiştirme hedefini yakalayamamıştır.

Eğitimci kendisine emanet edilen her bir talebenin istikbalin zirve şahsiyetlerinden biri olabileceği ümidini muhakkak göz önünde bulundurmalıdır.

Eğitimci uhdesine aldığı gençlerin istikbalde yeryüzünün ıslahı için çalışacaklar olduğu inancıyla kendi ufkunu genişletmediği müddetçe İslam âlemi için numune şahsiyetler yetiştirmesi de mümkün olmayacaktır.

Kusursuz talebe isteyen eğitimci kusursuz bir insan olmak zorundadır. Çünkü talebe kendini yansıtacaktır.

Hassaten çocukların ilk muallimi olan anneler çocuklarında gördükleri negatif davranışlardan şikâyet etme yerine evvela kendilerindeki menfi yönleri fark ederek düzeltmeliler. Çocukların düzelmesini istiyorsa kendi eksikliklerini düzeltmeye gayret etmeliler.

İnsan eğitimiyle meşgul olanın iki ana özelliklerinin bulunması gerekir:

Örnek olmak - Rehber olmak

“Sen ne mükemmel ahlak üzeresin!” buyurmuş Kur’an-ı Kerim. İnsanın temel erdemlerinden birisi de bu ahlak. Bu kendi kendine olmuyor. Ahlakın membaı ahlakın kaynağı olarak Kur’an bize Hz. Peygamber’i gösteriyor. 

Yani bir eğitimci bütün temel unsurları birinci derecede muhatabı olan Peygamber’den alıyor. Öğretmen Cenabı Peygamberi çok iyi tanımalı

Zira bütün peygamberler bu iki vasıfla irşat ve tebliğ vazifesini sürdürmüşlerdir insanları bunlarla eğitmişlerdir.

Herkes kendinin muhatabına karşı ne derece örnek ve rehber olduğunu muhasebe etmelidir. Ve ben davranışımla örnekliğimle istikametimle ne kadar Hakk’a, hakikate çağırabiliyorum.

İlim erbabının dikkat etmesi gereken hususlar: 

Hz. Ömer efendimizin şu sözü ne kadar manidardır: “Bir âlimin dünyaya düşkün olduğunu görürseniz onun dindarlığına güvenmeyin. Zira düşkün kimse düşkün olduğu şeye kendini kaptırır.”

İmam Malik Hazretleri; “Bu ilim dindir. Dininizi kimden aldığınıza dikkat edin” buyurmuş. 

İmam Şafii Hazretleri: “Kitaplardan fakih olan kimse ahkâmı zayi eder.” demiştir. Dolayısıyla ilmi ve ilmin meyvesi olan güzel ahlakı salihler-den, kamillerden öğrenmek gerekir.

Âlimler şüp-heli kazanç-lardan uzak durmalıdırlar. Çünkü şüpheli kazanç günaha, ihtiras ve zillete götürür

Hz. Ali (ra) Cabir b. Abdullah’a (ra)şöyle demiştir. “Dünya dört şey ile ayakta durmak-tadır: İlmi ile amel eden âlim; öğrenmekten kaçınmayan cahil; malından cimrilik yapmayan zengin ve dünyasına karşılık ahiretini satmayan fakir.

“Âlim ilmi ile amel etmediğinde, cahil öğrenmekten kaçınır. Zengin meşru malında cimrilik ettiğinde, fakir dünyasına karşılık ahiretini satar.” 

İmam Azam Hazretleri şöyle buyuru-yorlar: “Ben Allah Teâlâ ’dan utanırım ki halk bende olmayan vasıflarla beni medhetsinler.”

 

Kaynak
-Mefatihu’l-Gayb, İmam Fahruddin er-Razi
-Ta’lim-ül Müteallim, İmam Burhaneddin Zernuci
-Ahkami’l-Kuran, İmam Kurtubi
-Riyazü’ s Salih’in

 

Yazar:  Tamer Doymuş

 

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort