JoomlaLock.com All4Share.net

BİRBİRİMİZE YARDIM İLE İKRAM ETMELİYİZ

Birbirimize Yardım ile İkram Etmeliyiz

Birbirimize Yardım ile İkram Etmeliyiz - Nurten Özen

Sayı : 116 - Ağustos 2017

 

Birbirimizi Yardım ile İkram Etmeliyiz

 

Her türlü hamdü sena Alemlerin Rabbi olan Allah’a (cc) selatü selam Efendimiz’e (sav) aline, ashabına, etbaına, kıyamete kadar gelecek olan varisi ekmellerine olsun.

Müslümanın hedefi, yaşadığı sürece iyilik etmek, Allah’a karşı gelmemektir.

Bu yüce hedefe varmak için bütün müslümanlar birbirine yardım etmelidir; günah işlemekte ve ölçüyü aşmada işbirliği yapmamalıdır. Allah Teala böyle buyurmaktadır. (Maide 5/2) Bu ilahi emri nasıl yerine getireceğimizi Peygamber Efendimiz şöyle açıklamıştır: “Bir müslüman din kardeşine, zalim de olsa, mazlum da olsa yardım edecektir.” Yani mazlumun elinden tutacak; zalimin eline vuracaktır. Zalimin zulmüne engel olmak ona yardım etmektir.

Müslümanların nasıl yardımlaşacağını Allah ve Rasulü şöyle açıklamıştır: “Müslümanlar birbirinin kardeşidir; onlar tıpkı bir beden gibidir. Göz ağrıdığında bütün bedenin ağrıdığı gibi; baş ağrıyınca her yerin ağrıdığı gibi onlar da birbirinin derdine duyarlıdırlar. Müminler kardeş oldukları için birbirini sevecek, koruyacak, birbirine merhamet edecektir.Vücudunda bir organı hasta olduğunda insanın uykusuz kaldığı, ateşler içinde kaldığı gibi onlar da birbirinin acısını yüreğinde duyacaktır.” (Buhari, Edep, 27)

Müslümanlar şunu da bilecektir: Bir müslüman din kardeşinin ihtiyacını giderirse Allah da (cc) onun ihtiyacını karşılayacaktır. Sıkıntısını giderirse Allah Teala da onun kıyamet günündeki bir sıkıntısını giderecektir. Aybını, kusurunu örterse, Allah Teala da onun aybını kusurunu örtecektir. Kısacası bir müslüman kardeşinin yardımına koştuğu sürece, Allah Teala onu yardımsız bırakmayacaktır. 

Bu yardımlaşma aile fertlerinin birbirine yardımlaşmasını da kapsar. Ev işlerinde eşine yardım eden kimse Peygamber ahlakını uygulamış olur.

Birbirine yardım etmenin pek çok çeşidi vardır. Birine iyi, doğru ve güzeli tavsiye etmek hatasını gösterip “Bunu yapma!”demek bir yardımdır.

Birbirine dargın iki kişiyi barıştırmak bir yardımdır. Nakil vasıtasına binmekte zorlanan, eşyasını yüklemekte sıkıntı çeken birinin elinden tutmak bir yardımdır. Yol sorana yol göstermek bir yardımdır. Geleni gideni rahatsız eden bir şeyi yol üstünden kaldırmak yardımdır. Bir iş yapana yardımcı olmak işini beceremeyenin işini görmek bir yardımdır. Hatta kimseye zarar vermemek, kötülük yapmaktan uzak durmak da insanın kendi kendine yardım etmesidir. Bir müslüman derdini kendi imkanlarıyla halledemiyorsa ona aracı olmak bir yardımdır. Birine aracı olan yaptığı iyiliğin sevabını görecektir. (Nisa 4/85) Aracılık hep iyi işlerde olmalıdır; dinin bir kişiye verdiği cezayı uygulatmamaya çalışmak yardım değildir. Bu düpedüz Allah Teala ile zıtlaşmak demektir. Borcunu ödeyemeyen bir kimseye kolaylık göstermek de bir yardımdır. Bir gün Rasulü Ekrem Efendimiz Allah Teala’nın huzuruna getirilen bir zengini anlattı:

“Cenabı Hak ona, “Sana verdiğim zenginliği nasıl kullandın?” diye sordu. O da kendisinden alışveriş yapanlara kolaylık gösterdiğini, eli darda olanlara süre verdiğini söyledi. Bunu üzerine Allah Teala “ben yardım etmeye senden daha layığım” diyerek onu affetti.”

Yine efendimiz, borcunu ödemeyene süre veren veya alacağının bir kısmını hatta tamamını bağışlayan kimseyi Allah Tealanın kıyamet gününde, arşın altında gölgelendireceğini müjdeledi.

Herkes sıkıntısını Peygamber Efendimiz’e açardı. O da kapısına gelene önce kendi imkanlarıyla yardım etmeye çalışır, edemezse sahabilerinden yardım isterdi ve onlara yardımın karşılığını Allah’tan alacaklarını söylerdi.

Bir iyiliğe öncülük edene, o iyiliği yapan kadar sevap verileceğini ifade ederdi.

Peygamber Efendimiz Yemenli Eş’arilerin yardımlaşma şeklini pek beğenirdi:

Onlar savaşa gidip de yiyecekleri tükenmeye yüz tutunca veya Medine’de iken ailelerinin yiyeceği azaldığında, yanlarında kalanı getirip bir yaygıya döker, sonra da onu aralarında eşit olarak paylaşırlardı. Rasul-i Ekrem, onların birbirlerine böyle arka çıkmasını pek takdir eder; “Eş’ariler benden, ben de onlardanım!” diye iltifat buyururdu.

Müslümanlar birbirini her durumda savunmalıdır.

Din kardeşinin bulunmadığı bir yerde onun aleyhinde konuşulup hakaret ediliyorsa, kendisi de onu savunabilecek durumda ise, gözünü kırpmadan savunacaktır. Kendisi yardıma muhtaç olduğu zaman da Cenab-ı Hak ona yardım edecek ve cehennemden koruyacaktır.

Din kardeşini savunabileceği halde savunmazsa, Allah Teala da onu yardıma muhtaç olduğu yerde yalnız bırakacak, kıyamet gününde halkın önünde küçük düşürecektir.

Buna bir misal verelim:

Bir gün Peygamber Efendimiz bir sahabenin evine gitmiş, komşuları da orada toplanmıştı. İçlerinden biri Malik ibni Duhşün’ün nerede olduğunu sordu. Bir başkası Maliki’in Allah’ı ve Rasulü’nü sevmeyen bir münafık olduğunu ileri sürdü. Rasul-i Ekrem Efendimiz hemen onu savundu:

“Öyle deme! Onun samimi bir şekilde La ilahe illallah dediğini görmüyor musun?” buyurdu.

Sıcak bir yaz günü, Peygamber Efendimiz ashabıyla birlikte Tebuk Seferi’ne çıkmıştı. Tebük’e varınca Ka’b ibni Malik’in nerede olduğunu sordu. İçlerinden biri onun gururu yüzünden bu sefere katılmadığını söyledi. Esasen Malik gururu yüzünden değil de, bazı önemsiz bahanelerle bu sefere katılmamıştı. Orada bulunan Ashab-ı Kiramdan Muaz ibni Cebel:

“Ya Rasulallah! Biz onun hakkında hep iyi şeyler biliyoruz!” diyerek kardeşini gıyabında savundu.

Ka’b ibni Malik onun bu iyiliğini hiç unutmadı.

Allah Teala bazı kimseleri hayra anahtar, şerre karşı sürgü yapar. Bunun aksi de söz konusudur. Cenab-ı Hakk’ın hayırların yapılmasına vesile kıldığı kimse gerçekten bahtiyardır. 

Allah Teala’nın en sevdiği kimse insanlara en faydalı olandır. Onun en sevdiği davranış, insanları sevindirmek, sıkıntılarını gidermek, borçlarını ödemelerine yardımcı olmak, karınlarını doyurmaktır.

 

Yazar: Nurten Özen

 

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort